Kan hücreleri kemik iliğinde yapılır ve kemik iliğinde bulunan hematopoetik (kan yapıcı) kök hücreler, yaşam boyu kan hücrelerinin üretiminden sorumludur. Kök hücre nakli ise birtakım hastalıkların tedavisi için kan yapıcı kök hücrelerin kullanılmasıdır.

Kök hücre nakilleri çoğunlukla kan ve kemik iliğinden kaynaklı kanserlerin tedavisinde kullanılır (multipl miyelom, lösemi ve bazı lenfomalar gibi). Bunların dışında kemik iliği yetmezliği ile giden aplastik anemi ve myelodisplastik sendrom; Akdeniz anemisi olarak bilinen talesemi tedavisinde de kullanılmaktadır. Ayrıca bazı nadir organ tümörlerinin (örneğin germ hücreli kanserler) tedavisinde kullanılmaktadır. Son yıllarda ise otoimmün adını verdiğimiz bağışıklık sistemi hastalıklarının bazılarında denenmektedir.

hematopoetik kan kök hücre myeloid lenfoid

Şekil: Hematopoetik (kan yapıcı) kök hücreden diğer kan / bağışıklık sistemi hücrelerinin oluşması.

Kök hücre nakli ve ilik nakli farkı nedir?

Kök hücre nakli aslında yeni bir tedavi yöntemi değildir, tarihi 1960’lı yıllara kadar dayanmaktadır. Fakat önceleri kan yapıcı kök hücreleri sadece kemik iliğinden elde edebildiğimiz için, biz bu olaya kemik iliği nakli veya ilik nakli diyorduk. Fakat günümüzde kemik iliği dışında da kök hücreleri elde edebiliyoruz. Örneğin bazı ilaçlar vererek kemik iliğinde bulunan kök hücrelerin kan dolaşımına çıkmasını sağlıyoruz ve bu hücreleri aferez adı verilen cihazlar ile kandan topluyoruz. Eğer tedavide bu şekilde topladığımız bir ürünü kullanıyorsak, o zaman periferik kan kök hücre nakli olarak isimlendiriyoruz (günümüzde erişkin hastalarda en sık bu yöntem tercih edilir). Bunların dışında kordon kanında yüksek oranda kök hücre bulunduğunu biliyoruz; eğer bu kordon kanı kök hücrelerini toplayarak bir kök hücre nakli gerçekleştiriyorsak, bu durumda uygulamanın adı kordon kanı kök hücre nakli oluyor. Yani sonuçta ister kemik iliğinden, ister kandan, ister kordon kanından toplansın, kök hücrelerin toplanıp tedavi amacıyla kullanıldığı tüm uygulamalar kök hücre nakilleri başlığı altında değerlendirilir.

Bunların dışında hangi kişinin kök hücresinin kullanıldığına göre de bir isimlendirme yapılmaktadır.

Donöre yani vericiye göre kök hücre nakilleri allojenik ve otolog olmak üzerek ikiye ayrılır

Eğer kullandığımız hücreler kişinin kendi kök hücreleri ise, bunun adı otolog kök hücre nakli olur. Fakat kişinin kendi kök hücrelerini kullanmak mümkün değil de başka sağlıklı birinin kök hücrelerini kullanıyorsak, o zaman uygulamanın adı allojenik kök hücre nakli oluyor.

Allojenik kök hücre nakli nedir?

Allojenik kök hücre nakli, uygun kök hücreler tedarik etmek için hasta dışında bir donör (verici) gerektirir. Bu tür kök hücre nakli yapılırken, verici ile uygun bir doku grubu eşleşmesi olduğundan emin olunmalıdır ve genellikle bu yakın bir akrabadır. Uygun akraba bulunmaması halinde kan bankaları ile eşleşen diğer bağışçılar da kullanılabilir. Fakat tıp dilinde HLA olarak adlandırılan doku grubu çeşitliliği o kadar fazladır ki, tesadüfen 2 kişinin dokularının birbirine uyma ihtimali 100 binde bir ile milyonda bir gibi ihtimallerdir. Bu yüzden aynı anne-babadan geldikleri için öncelikle kardeşlere bakılır… Türkiye’de kendimize ait kemik iliği bankası olmamakla birlikte, uluslararası kan bankalarından istek yapılabiliyor.

Otolog kök hücre nakli nedir?

Otolog kök hücre naklinde, eşlenen bir verici bulmaya gerek yoktur çünkü bu yöntemde kök hücreler hastaların kendilerinden toplanırlar. Hücreler, kemoterapi ilaçlarını aldıktan sonra bireye yeniden gönderilmeden önce temizlenip dondurulur.

Kök hücre nakli, kan ve kemik iliğinin kanserlerinin tedavisi söz konusu olduğunda, esas tedavi olan kemoterapi ve radyoterapinin yüksek dozda uygulanabilmesini sağlayan bir araçtır, tedavinin kendisi değildir. Yani kan kanserlerinin tedavisinin bir parçasını oluşturur ve her kan kanserinde de uygulanmaz. Bir kan kanserinin başlangıç tedavisi olarak uygulanmaz; öncelikle kemoterapi ve radyoterapi gibi tedavilerle kanser kontrol altına alındıktan sonra yapılan bir uygulamadır. Ayrıca otolog veya allojenik nakiller farklı amaçlarla yapılabiliyor. Örneğin multiple miyelom ve lenfoma tedavisinde ağırlıklı olarak otolog kök hücre nakli yapılırken, akut lösemilerde ise ilk tercih allojenik nakildir.

Kök hücre nakli nasıl yapılır?

Bu oldukça zorlu olabilecek tedavinin uygulanabilmesi için kişinin hastalığının bu tedavinin risklerini göze alabilecek kadar ağır veya diğer tedavi seçeneklerine cevap vermemesi gerekir. Kişinin kendinden yaptığımız otolog kök hücre nakillerinde amacımız hastaya çok yüksek dozlarda kemoterapi ve/veya beraberinde ışın tedavisi verebilmektir. Çünkü ne kadar yüksek kemoterapi verebilirsek kanser hücrelerini o kadar etkili öldürürüz. Ama bir yan etki olarak hastanın sağlıklı hücreleri de bu ağır tedaviden etkilenir ve kemik iliği kan hücresi üretemez hale gelir. Kemik iliği çalışmayan birinin de hayatta kalması mümkün değildir. Bu nedenle yüksek dozda bir tedaviyi uygulamadan önce hastanın kök hücreleri toplanıp saklanır. Tedavi ile hastanın kemik iliği ve bağışıklık sistemi sıfırlanır ve hastalar enfeksiyondan korunmak için özel kemik iliği ünitelerine alınır. Yüksek doz tedavi süreci bittikten sonra, saklanan kök hücreler hastaya nakledilir, kök hücreler gidip kemik iliğine yerleşir ve kan hücrelerini tekrar üretmeye başlarlar. Bu en az 2-3 haftalık bir süreçtir.

Allojenik nakilde ise süreç aynı olmakla birlikte yüksek doz kemoterapi ve radyoterapi sonrası kök hücre kaynağı olarak doku grubu uyan başka bir vericiden alınan kök hücreler kullanılır. Burada yabancı bir kişinin kan kök hücrelerini hastaya aktarmanın 2 önemli etkisi vardır:

  • birincisi, sağlıklı vericinin bağışıklık hücrelerinin kanser hücrelerini yok etmesi (olumlu etki),
  • ikincisi, verici kaynaklı hücreler hastanın kendi hücrelerine zarar verebilir ve Graft Versus Host Hastalığı (GVHD) oluşabilir (olumsuz etki). Donör ve hasta arasındaki doku grubu uyumu ne kadar düşükse GVHD riski o kadar yüksektir. Bu olumsuz etkiyi azaltmak için hastanın uzun süre immünsupresif dediğimiz bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar kullanması gerekir. Yani allojenik nakil biraz daha ağır ve komplike bir uygulamadır.

Bağışçılar, kök hücreleri toplandıktan sonra birkaç gün boyunca bel ağrısı, yorgunluk ve halsizlik yaşayabilir. Bu hafif şikayetler steroid yapıda olmayan anti-inflamatuvar ilaçlar ile rahatlatılabilir.

Otoimmün hastalıkların tedavisinde kök hücre nakilleri

Bazı otoimmün hastalıkların tedavisi de kök hücre nakilleri denenmektedir. Bunlarda en umut vereni multiple sklerozdur. (e)M(e)S olarak adını sık duyduğumuz multiple skleroz, beyinde ve omurilikte, sinir lifleri etrafındaki koruyucu miyelin kılıfın hastalığıdır. MS, beyin ve omuriliği etkilediği için çok çeşitli belirtilere yol açan, genelde 20-40 yaşları arasında başlayan ve ataklarla seyreden ilerleyici bir hastalıktır. Kanada’da otolog kök hücre nakil yapılan multiple sklerozlu hastaların tedaviden sonra yürüyüş, bisiklet sürmek ve hatta kayak yapmak gibi faaliyetleri yapabildikleri bildirilmiştir. Bu hikaye dünya çapında manşet olmuştur.

Sonuç olarak, kök hücre nakilleri başta kan kanserleri olmak üzere birçok hastalıkta kullanılan olan önemli tıp uygulamalarıdır. Ülkemizde de kök hücre nakilleri dünya standartlarında ve yüksek başarı ile uygulanmaktadır.