Rose Bengal çeşitli amaçlarla kullanılan bir boyadır. Göz yaralanmaları sonrası oluşan hasarı belirlemek için yaygın kullanılan bir göz damlasında Rose Bengal’in tuzlu bileşiği bulunur. Bunun dışında bruselloz hastalığının teşhisinde uzun yıllardır kullanılmaktadır. Bruselloz, doğrudan hayvanlarla temasla veya pastörize edilmemiş süt ve süt ürünlerinin tüketilmesiyle insanlara bulaşan bir hastalıktır. Ayrıca tekstil boyası olarak da kullanılmaktadır. Bilinen bu kullanım alanları dışında, Rose Bengal son birkaç yıldır kanser tedavisinde denenmektedir.

İlk olarak malign melanom denilen oldukça agresif tür bir cilt kanserinde, hastalıklı bölgeye Rose Bengal enjeksiyonu uygulanması ile %75’lik hastalık kontrolü sağlanmıştır. Bu çalışma sonrası diğer kanser türlerinde de denenmeye başlanan Rose Bengal ile özellikle meme ve karaciğer kanserlerinde olumlu sonuçlar alınmıştır.

Rose Bengal’in enjekte edilebilir formülasyonu PV-10 adı ile bilimsel araştırmalarda denenmektedir. PV-10 tümörün içine enjekte edilecek şekilde (intralezyonel uygulama) tasarlanan bir ilaçtır. Avrupa 17. Mide-Bağırsak Kongresi’nde (ESMO 17th World Congress on Gastrointestinal Cancer (ESMO-GI)) 230 kanser hastasının dahil edildiği bir çalışmanın erken sonuçları sunulmuştur. Bu çalışma, PV-10’un cilt kanseri melanom dışındaki kanserlerde de etkili olduğunu kanıtlayan ilk çalışma olarak büyük yankı bulmuştur.

Çalışma kapsamındaki 13 hasta, tümör içine uygulanan tek doz PV-10 enjeksiyonu ile 40 aydır hastalık kötüleşme bulgusu olmadan takip edilmektedir. Hastaların 6’sı karaciğer kanserli (hepatoselüler kanser) iken, diğerleri karaciğere metastaz yapmış kalın bağırsak, akciğer, melanom ve yumurtalık kanserli hastalardır.

Geçtiğimiz Ekim ayında sunulan evre-3 melanomlu 28 hastayı kapsayan başka bir çalışmada, kanserli lezyonlara enjekte edilen PV-10 ile hastaların yarısında tam yanıt (tümörün tamamen kaybolması) elde edilmiştir.

Rose Bengal’in, kanserli hücrelerde eritici enzimleri (lizozomal enzimler) ve dolaylı olarak bağışıklık sistemini aktifleştirerek anti-kanser etkisini gösterdiği düşünülmektedir. Enjeksiyon şeklinde uygulanan bu ilacın etkisinin sadece uygulandığı bölge ile sınırlı kalmayıp, sistemik etkilerinin de olduğu gösterilmiştir. Enjeksiyonu takiben enjeksiyon yapılmayan bölgelerde de tümör boyutunda küçülme saptanması ve kanda savunma hücrelerinin sayısının artması sistemik etkiye kanıt olarak gösterilmektedir.

Sonuç olarak, Rose Bengal’in dahil olduğu kanser araştırmaları şimdiye değin çok ilgi yaratmasa da, son yılların en ilgi çekici konularından biridir, ve devam etmekte olan çalışmaların geniş çaplı sonuçlarını merakla beklemekteyiz.