Meme kanseri, yılık 2 milyondan fazla yeni vaka ile dünya çapında en sık görülen kanser haline geldi. Gelişmiş tedavi yaklaşımları ve erken tanı sayesinde, meme kanserinden kaynaklanan yaşam kaybı oranları son yıllarda azalmıştır; ancak hastalığın tekrarlaması veya metastaz yapması (yayılması) hala önemli bir sorundur. Meme kanseri tedavisinde kullanılan ilaçlardan biri, ribosiklib (Valamor) isimli, siklin bağımlı kinaz 4/6 (CDK4/6) inhibitörüdür. Bu ilaç, endokrin (hormon baskılama) tedavisi ile birleştiğinde, metastatik (4. evre) hormon reseptörü pozitif, HER2-negatif (HR+/HER2-) meme kanseri olan kadınlar için önemli bir hayatta kalma avantajı sağlamıştı ve bu amaçla kullanımı için hem FDA (ABD Gıda ve İlaç İdaresi) hem de T.C. Sağlık Bakanlığı onayına sahiptir.

Bu yazıda, ribosiklib ve endokrin tedavisinin erken evre HR+/HER2- meme kanseri olan hastalar üzerindeki etkisinden bahsedeceğiz. Bu bilgiler, Chicago'da düzenlenen Amerikan Klinik Onkoloji Derneği (ASCO) 2023 yıllık toplantısında açıklanan NATALEE denemesinin ara sonuçlarına dayanmaktadır.

Meme Kanserinde Ameliyat Sonrası Koruyucu CDK4/6 İnhibitörleri

Ribosiklib ve endokrin tedavi kombinasyonunun, HR+/HER2- metastatik meme kanseri olan kadınlar için hayatta kalma avantajı sağladığı önceden belirlenmişti. Son yıllarda aynı kombinasyonun, erken evre HR+/HER2- meme tümörlerinde de fayda sağladığı gösterildi.

Araştırmacılar, erken meme kanseri olan hastalarda bu kombinasyonun faydasını görmek için NATALEE denemesini gerçekleştirdi. Bu çalışmada, endokrin tedavi (aromataz inhibitörü) ile birlikte Ribociclib ve sadece endokrin tedavi kullanan hastalar karşılaştırıldı.

Ortanca 27.7 aylık bir takip süresinde, kombinasyonu alan hastaların %90.4'ünde 3 yıllık hastalıksız sağkalım (invasive disease free survival= IDFS) oranı elde edildi. Bu oran, sadece endokrin tedavi alan hastalar için %87.1 olarak bulundu. Bu %3.3'lük fark, ribosiklib eklenmesi ile kanserin tekrarlama riskinde %25'lik bir oransal azalma anlamına geliyor.

Hastalıksız sağkalım oranı, tedavi sonrası belirli bir süre boyunca kanser belirtileri göstermeyen hastaların yüzdesini temsil eder.

Bu sonuçlar 2. ve 3. evre hormon reseptörü–pozitif, HER2-negatif hastalığı olan çok sayıda hasta için yeni bir tedavi seçeneği olarak karşımızda durmaktadır.

Bu veriler, erken evre meme kanseri olan ve tekrarlama riski yüksek olan hastalar için önemli bir gelişme.

Yorum ve Tartışma

Ribosiklib ve endokrin tedavisinin entegre kullanımı, meme kanseri tekrarının önlenmesi konusunda hastalar için önemli bir umut kaynağı oluşturmaktadır. Bu terapi kombinasyonu, erken evre meme kanseri olan hastalar için daha iyi hastalık sonuçları sağlamaktadır. Ancak, bu tedavi yaklaşımının uygulanması, hastaların üç yıl süresince tedavi süreçlerinin daha yakından izlenmesini gerektirebilir.

Abemasiklib ile Karşılaştırma

NATALEE ve MonarchE çalışmaları, CDK4/6 inhibitörleri (ribosiklib ve abemasiklib) ve endokrin tedavinin birleştirilmesinin, hormon reseptörü pozitif, HER2 negatif, lenf nodu pozitif, yüksek riskli erken evre meme kanseri hastalarında etkisini inceleyen iki önemli çalışmadır. İki çalışmanın sonuçları, bu ilaç kombinasyonlarının erken evre meme kanseri olan hastalarda tekrarlama riskini azalttığını ve hastalıksız hayatta kalma oranlarını iyileştirdiğini göstermiştir.

Bu tedavi kombinasyonlarından sadece biri, yani abemasiklib ve endokrin tedavi kombinasyonu FDA tarafından bu kullanım amacı için onaylanmıştır. Bu, MonarchE çalışmasının sonuçlarına dayanmaktadır.

MonarchE çalışmasında, abemasiklib ve endokrin tedavi grubunda 4 yıllık hastalıksız sağkalım oranı (IDFS) %85.8 olarak belirlenmiştir, endokrin tedavi grubunda ise bu oran %79.4'tür. Bunun anlamı, abemasiklib ve endokrin tedavinin birleştirilmesinin, hastalıksız hayatta kalma şansını %6.4 oranında iyileştirdiğidir. Bu, tedavi kombinasyonunun hastaların yaşam süresini önemli ölçüde uzattığını gösterir.

NATALEE çalışmasına kıyasla, ribosiklib ve endokrin tedavi ile 3 yıllık IDFS oranı %90.4 bulunmuştur, sadece endokrin tedavi grubunda ise bu oran %87.1'dir. Bu da, Ribosiklib ve endokrin tedavinin birleştirilmesinin, hastalıksız hayatta kalma şansını %3.3 oranında iyileştirdiği anlamına gelir. Ancak bu karşılaştırma, MonarchE'deki takip süresinin (ortalama 42 ay) NATALEE'deki takip süresinden (ortalama 27.7 ay) daha uzun olduğunu unutmamalıyız.

MonarchE: Abemasiklib + Endokrin Tedavi NATALEE: Ribosiklib + Endokrin Tedavi
Toplam Hastalar 5637 5101
Ortanca Takip Süresi 42 ay 27.7 ay
Tedavi Grubu Abemasiklib + Endokrin Tedavi: 2808 Ribosiklib + Endokrin Tedavi: 2549
Kontrol Grubu adece Endokrin Tedavi: 2829 Sadece Endokrin Tedavi: 2552
Hastalıksız Sağkalım Oranı (IDFS) Abema grubunda 4 yıllık %85.8 Ribo grubunda 3 yıllık: %90.4
Hastalıksız Sağkalım Oranı (IDFS) Kontrol grubunda 4 yıllık: %79.4 Kontrol kolunda 3 yıllık: %87.1
IDFS Artışı %6.4 %3.3

Bunların yanında, yan etkiler açısından karşılaştırıldığında, her iki çalışmada da CDK4/6 inhibitörleri ile tedavi olan hastalarda yan etkilerin sıklığının arttığı gözlemlendi. MonarchE çalışmasında, abemasiklib ve endokrin tedavi alan hastalarda en yaygın yan etkiler nötropeni (%19.6), lökopeni (%11.4) ve ishal (%7.8) idi. NATALEE çalışmasında belirtilen yan etkiler, gastrointestinal etkiler ve eklem ağrıları idi, ancak yan etkilerin tam sıklığı belirtilmedi.

Sonuç olarak, her iki çalışma da, CDK4/6 inhibitörleri ve endokrin tedavi kombinasyonunun, erken evre HR+/HER2- meme kanseri olan hastalarda tekrarlama riskini azalttığını ve hastalıksız hayatta kalma süresini uzattığını gösteriyor. Ancak, her iki tedavi kombinasyonunun da belirli yan etkileri vardır ve bu, tedavi seçimini ve hasta takibini etkileyebilir. Daha fazla araştırmaya ve bu tedavilerin uzun vadeli etkilerinin daha iyi anlaşılmasına ihtiyaç vardır.