Günümüzde batılı ülkelerde daha yoğun olmak üzere birçok ülkede milyonlarca insan saçlarını düzenli olarak boyatmaktadır. Amerika verilerine bakıldığında 18 yaş üzeri kadınların ortalama üçte biri 40 yaş üzeri erkeklerinse %10’u boya kullanmaktadır. Saç boyası kullanan nüfusun bu denli yüksek olmasından dolayı saç boyasının kanser riskini artırıp artırmadığı önemli bir soru ve sorun olarak karşımıza çıkmakta ve bu konuda çalışmaların yoğunlaşmasına neden olmaktadır.

Modern saç boyaları; kalıcı (oksidatif), yarı kalıcı ve geçici olarak üç gruba ayrılmaktadır

  • Piyasadaki ürünlerin %80’ini oluşturan kalıcı saç boyaları; renksiz ara maddeler (aromatik aminler) ve boya bağlayıcılar içermektedir. Normalde renksiz olan bu ara maddeler saç telinin içerisinde H2O2 (hidrojen peroksit) varlığında renkli pigment oluştururlar. Koyu renkler elde edilirken bahsi geçen ara maddeler daha yüksek oranda kullanılmaktadır.
  • Yarı kalıcı ve geçici saç boyaları ise bu oksidan maddeleri içermemekle birlikte saçları doğrudan boyayan renkli bileşikler içermektedirler. Bu nedenle yarı kalıcı saç boyaları 6 ila 8 yıkama ömrüne, geçici saç boyaları ise çok daha kısa ömre sahiptir.

Saç boyaları, bahsettiğimiz maddelerin de içinde bulunduğu 5000’i geçik kimyasal madde içermektedir ve bunların bazılarının (aromatik aminler gibi) hayvanlarda kansere neden olduğu çalışmalarla ortaya konmuştur. Bu bilgi dahilinde araştırmacılar saç boyalarının insanda kanser riskini artırıp artırmadığına dair çalışmalara yönelmektedirler. Bununla birlikte 1970’lerin orta-sonlarında üreticiler bu kimyasalların bir kısmını boya içeriğinden çıkarmış ve boya içeriğini değiştirmişlerdir. Bu sürecin sonrasında üretilen yeni nesil saç boyalarının kanser riskini artırıp attırmadığı hala net olarak bilinmemektedir. Saç boyası kullanımının yaygınlığı göz önünde bulundurulduğunda riskteki minimal bir artış bile halkın sağlığı üzerinde önemli bir etki yaratacaktır.

Toplum gözlemine dayalı (epidemiyolojik) çalışmalarla; kuaför ve berberlerde mesane kanseri riskinin artmış olduğunun ortaya konması üzerine Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC) tarafından hazırlanan raporda kuaför ve berberlerin mesleki olarak maruz kaldıkları kimyasalların bir kısmının, insanlarda karsinojen olabileceği sonucuna varmıştır. Çalışmaların bir kısmında, saç boyası kullanımı; non hodgkin lenfoma (NHL) ve lösemi gibi kan ve kemik iliği kaynaklı kanserlerin artmış riskiyle ilişkilendirmiş, ancak yapılan diğer çalışmalarda böyle bir ilişki olmadığı ortaya konmuştur. Meme ve mesane kanseri üzerine yapılan çalışmalarda da çelişkili sonuçlar ortaya konmaktadır. Diğer kanserler ve boya kullanımını ilişkisini sorgulayan çalışma sayısı ise oldukça gerilerde kalmaktadır.

Saç Boyaları ve Farklı Kanser Türlerine Etkileri Nasıldır?

Hodgkin-olmayan Lenfoma Üzerinde Saç Boyalarının Etkisi Nedir?

Boya kullanımının yaygınlaşması ve hayvan çalışmalarının sonuçları sonrasında saç boyalarının non-Hodgkin lenfoma riski üzerinde artışa sebep olup olmadığı önemli bir soru işareti olarak bilim dünyasında araştırılmaktadır. Bu araştırmalardan; boyanın kullanıldığı tarihler, kullanım süresi, lenfoma alt tipleri dahil ayrıntılı bilgiler içeren 4 vaka kontrol çalışması bir araya getirilerek toplamda 4461 non-Hodgkin lenfoma ve 5799 NHL olmayan bireyin bulunduğu geniş bir havuz elde edilmiştir.

Çalışmanın sonuçlarına bakıldığında; 1980 öncesinde boya kullanmaya başlayan kadınların saç boyası kullanmamış olan kadınlara oranla kanser riskinin arttığı ancak 1980 sonrasında boya kullanmaya başlamış olan kadınlar ve boya kullanmayan kadınlar arasında herhangi bir risk farkı olmadığı ortaya konmaktadır. Alt tipler üzerindeki etkilere bakıldığında hem foliküler lenfoma hem de kronik lenfositik lösemi/küçük lenfositik lenfoma riskini arttırdığı görülmekte ancak bu sonuçlar 1980’den önce boya kullanmış olan kadınlar için geçerli olduğu ortaya konmaktadır. 1980 sonrası boya kullananlarda ise sadece koyu renk boya kullanmış olan kadınlarda foliküler lenfoma riskinin artmış olduğu görülmektedir.

Çalışmaların sonuçlarına genel olarak bakıldığında; 1980 öncesi boyların daha karsinojenik olduğu düşünülmekle birlikte bu etkinin 1980 sonrası görülmemesi kümülatif (toplam/birikici) bir etkinin de olabileceği sorusunu ortaya koymaktadır.

Lösemi Üzerinde Saç Boyalarının Etkisi Nedir?

Diğer kanser türlerinde olduğu gibi, lösemi boya ilişkisi ile ilgili çalışmalar da oldukça çelişkilidir. Örneğim; 769 lösemi ve 623 lösemi olmayan bireyi kapsayan bir vaka kontrol çalışmasında akut löseminin hem kalıcı hem kalıcı olmayan saç boyasında eski nesil boyaları kullananlarda, boya kullanmayanlara oranla (çok belirgin bir fak bulunmamakla birlikte) lösemiye yakalanma riskinin yüksek olduğu, yeni nesil boya kullananlar ile boya kullanmayanlar arasında bir risk farkı olmadığı ortaya konmaktadır. Riskin en yüksek bulunduğu gruba bakıldığında; eski nesil kalıcı boyaları uzun süre (15 yıldan fazla) kullanan kadınlar olduğu görülmektedir.

İtalya’da yapılan bir diğer vaka kontrol çalışmasında ise kalıcı boya kullanımı ve lösemi riski arasında herhangi bir ilişki olmadığı ortaya konmakla birlikte koyu renkli boyaları kullanan bireylerde yükselmiş risk olduğu gözlenmektedir.

Saç Boyası Mesane Kanseri Yapar mı?

17 ayrı çalışmanın derlendiği incelemede mesane kanseri riski ve boya kullanımı arasında herhangi bir ilişkinin olmadığı ortaya konmaktadır. Ancak yeni yapılan diğer bazı çalışmalarda kalıcı saç boyası kullanımının, mesane kanseri riski artışı ile ilişkili olduğu iddia edilmektedir. Yine yapılan diğer çalışmalarda kanser artış riskinin koyu renkli boyalarla ilişkili olduğu ortaya konmaktadır. Kuaför ve berberlerde mesane kanseri görülme riskinin artışını ortaya koyan çalışmalar nedeniyle araştırmacılar mesane kanseri riski ve boya ilişkisini araştırmaya devam etmektedirler.

Diğer kanserlerle ilgili yapılan çalışma sayısı oldukça az olmakla birlikte onlarda da sonuçların çelişkili olduğu görülmekte, bu konu üzerindeki yapılan çalışmalar da hala devam etmektedir.

Diğer Güncel Araştırma Sonuçları

  • 2022'de yayınlanan bir çalışmada, araştırmacılar, 33.947 katılımcıyı (35-74 yaşları arasında) ortalama 10.9 yıl boyunca takip etmiş ve son 12 ayda herhangi bir saç düzleştirici ürününün kendiliğinden bildirilen kullanımının, hiç kullanmamış olanlara kıyasla rahim kanseri sıklığının daha yüksek olduğunu bulmuşlardır.
  • 2021'de yayınlanan bir çalışmada, saç düzleştirici ürünlerin son bir yılda 4'ten fazla kullanımının, over (kadın yumurtalık) kanseri riskinde artışla ilişkili olduğu bulunmuştur.
  • Saç boyası kullanımı ve kanserler arasında gösterilen çok sayıda korelasyon olmasına rağmen, bu bulgulardan kesin sonuçlar çıkarılamaz. Saç ürünlerinin ve kanser gelişiminin doğrudan nedensel bir bağlantısını kurmak için daha kapsamlı bilimsel kanıtlara ihtiyaç vardır.

Sonuç

Saç boyatmanın kanser riskini artırdığını söyleyen çalışmaların çoğunun ortak özelliği; eski nesil saç boyalarının kullanılması, çok sık saç boyatma alışkanlığının olması (neredeyse 14 günde 1), koyu ve kalıcı boyaların tercih edilmesi olarak özetlenebilir. Tüm bu çalışmalara ve sonuçlarına bakıldığında, eldeki verilerle çok net çıkarımlar yapmak mümkün olmamakla birlikte, sık olmayan (örneğin 3 ayda bir) saç boyatma alışkanlığının kanser riskini anlamlı bir şekilde artırmadığını söyleyebiliriz. Bu yorumumuz kanser tanısı almış hastalarımız için de geçerlidir; aktif tedavi sürecinde saç dökülme riski nedeniyle saç boyatma zaten pek tercih edilmemekte, fakat tedavi sonrası sık olmayan aralıkla saç boyatmalarında bir sakınca olmadığını ifade edebiliriz.

İlgili Konu

- Kanser yapıcı bir madde ne zaman kanser yapar?