San Antonio'nun bir şehir olarak kuruluş hikayesini ve 1977’den beri her yıl yapılagelen San Antonio Meme Kanseri Sempozyumu hakkında bilgiler paylaşmak istedik. San Antonio, ABD Teksas eyaletinin güneyinde ve kısmen merkezinde bulunur, eyaletin 2. en büyük şehridir. 1 Mayıs 1718'de İspanyol misyonerlerin yerli halka Hristiyanlığı ve İspanyol kültürünü kabul ettirmek amacıyla başlattığı görev (Mission San Antonio de Valero) sonucunda kurulmuştur. Buraya 5 Mayıs 1718'de de "San Antonio de Béxar" isimli askeri üs kurulur. İlk yıllarında yerleşke Apaçi (Apache) kabilesinin akınlarına maruz kalır. Apaçi akınlarından korunmak isteyen bazı diğer kabileler de İspanyollarla iş birliği yaparak yerleşkenin büyümesine ön ayak olur. 18. yüzyılın sonlarına doğru salgın hastalıklar, baskınlar ve göç nedeniyle yerleşke çok da gelişemez ve kaderine terk edilir.

remember the alamo alamoyu hatırla

19. yüzyılın başlarında, kale, kavak ağaçlarından oluşan bir koruda bulunduğundan İspanyol askerler tarafından "El Álamo" olarak anılmaya başlanır (Álamo, İspanyolca'da "kavak ağacı" demektir). 1810'da Meksika, İspanya’dan bağımsızlığını kazanmak için başlattığı devrimde, Álamo tekrar kontrol edilmesi istenilen stratejik bir konum haline gelir. Meksika 1821'den 1835'e kadar kontrolü elinde tutar. Bu süreç zarfında bağımsızlığını yeni kazanmış olan Meksika Cumhuriyeti, Anglo-Amerikalıların bölgeye göçünü teşvik eder. 1830'larda bölgenin nüfusunun çoğunluğunu Anglo-Amerikalılar oluşturmaya başlar. Demografik yapının değişmesinin tetiklemiş olduğu isyan sonrası, 1835'de Teksas Cumhuriyeti Meksika'dan ayrılarak bağımsızlığını ilan eder. Aralık 1835'de Álamo Kalesi ve çevresini Teksas ayrılıkçıları ele geçirir. Teksaslılar, Meksikalı General Santa Anna tarafından yönetilen ve 5000 erden oluşan ordunun kuzeye doğru harekete geçtiğinin haberini Ocak 1836’da alır, ancak düzenini oturtamayan Teksas yönetimi kaleye destek kuvvet gönderemez. Kaledeki garnizon yaklaşık 200 asker kadardır. 23 Şubat 1836'da Álamo Kalesi'ne Meksika ordusu varır. Kuşatma tam 13 gün sürer. Kale düştüğünde General Santa Anna rehin alınmaması emrini verir ve toplamda 187 Teksaslı asker hayatını kaybeder. Meksika ordusunun zayiatının da 1544 asker olduğu söylenir. Mayıs 1836'ya kadar süren iki taraf arasındaki savaş bugün Houston yakınlarında Sam Houston komutasındaki Teksas ordusunun Santa Anna emrindeki orduyu yenmesi ile sonuçlanır. Teksas ordusu hücum ederken askerler "Remember the Álamo!" (Áloma’yı hatırla!) diye bağırıyordu. 1837'de Álamo yerleşkesi San Antonio olarak yeniden isimlendirilir.

san antonio teksas abd

Yaklaşık 10 yıl sonra Teksas Cumhuriyeti Amerika Birleşik Devletleri’ne katılır. Bu ilhak 1846’da başlayıp 1848’e kadar sürecek olan Meksika-Amerika savaşına zemin hazırlayacaktır. Yine bu savaşta yaşanan çarpışmalarda "Remember the Álamo", savaş narası olarak Amerikalı askerlerce kullanılacaktır. 1877'de bölgeye demiryolu ulaşınca göç çok daha hızlanır ve Amerika Birleşik Devletleri ordusu için San Antonio önemli bir merkez haline gelir. Amerikan ordusunun sağlık personelinin esas olarak yetiştirildiği tıp fakültesi de burada kurulmuştur. Günümüzde San Antonio, Meksika ve Teksas kültürlerini içeren renkli ve çok kültürlü bir şehir olma özelliğini koruyor. Turizm, sağlık araştırmaları ve hizmetleri ve yüksek eğitim günümüz San Antonio’sunun temel gelir kalemleridir. Teksas Üniversitesi'nin sağlık bilimleri merkezi de burada bulunmaktadır.

42. si 10-14 Aralık 2019’da Düzenlenmekte Olan San Antonio Meme Kanseri Sempozyumu

SABCS19 yapıldığı yer Henry B Gonzalez Convention Center

Bu önemli onkoloji toplantısı, meme kanserinin deneysel biyolojisi, etiyolojisi (nedenleri), önlenmesi, tanı konulması ve tedavisi alanlarında kaydedilen en son gelişmeleri tüm dünyadan bilim insanlarının buluştuğu bir platformda sunma hedefini taşımaktadır. İlk defa, meme kanseri farkındalık haftası sırasında 11 Kasım 1978'de 1 günlük yerel bir bilimsel program olarak yapılmaya başlanan bu etkinlik San Antonio ve çevresindeki meme kanserine bağlı yaşam kayıplarını azaltmayı amaçlamıştır. İlk toplantıda Kanser Tedavi ve Araştırma Merkezi (Cancer Therapy and Research Center) ve Amerika Kanser Topluluğu'nun (American Cancer Society, Texas Division) sponsorluğunu almış, Teksas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Merkezi (The University of Texas Health Science Center at San Antonio (UTHSCSA)) ve Bexar Tıp Topluluğu (Bexar County Medical Society) çatısı altında düzenlenmiştir. 5 eyaletten gelen toplamda 141 hekim ve cerraha, dönemin bilinen uzmanlarınca oturumlar düzenlenmiştir. 3 yıl sonra program 2 güne çıkarılmış ve tüm dünyadan yayınların sunumu için başvuru alınacağı duyurulmuştur. Konunun uzmanları, uluslararası bir organizasyonda çalışmalarını bilim dünyasına duyurma fırsatı elde etmişlerdir. Yine öğlen yemekleri sırasında yapılan vaka tartışmaları, en zor klinik problemlerin farklı disiplinlerden gelen bilim insanlarınca tartışılabilmesini sağlamıştır. 1990'da Teksas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Merkezi (UTHSCSA) ve Kanser Tedavi ve Araştırma Merkezi (Cancer Therapy and Research Center) resmi olarak ortak bir çalışmaya girerek San Antonio Kanser Enstitüsünü (San Antonio Cancer Institute) oluşturmuştur. Sempozyum giderek sponsor sayısını arttırmıştır. Etkinlik böylelikle, meme kanseri alanında son yapılan çığır açıcı preklinik, translasyonel ve klinik çalışmaları bir araya getirmeyi başarmıştır. Genç araştırmacıların da katılımını arttırarak bu bilim insanlarının eğitimine çok kıymetli katkılar sağlar olmuştur. Bilimsel program konuşmalar, mini sempozyumlar, seçilmiş poster ve slayt sunumlarından; eğitimsel oturumlardan, atölyelerden; ödül programlarından, panellerden ve forumlardan oluşmakta. Günümüzde yaklaşık 8000 bilim insanını ağırlayan bir devasa sempozyuma dönüşmüştür. Gerçekten de üstün bir planlama ile ortaya çıkan bu program 5 gün sürmekte. Sempozyumun ortak dili İngilizce, eş zamanlı çevirinin sağlanmadığını da belirtelim. Ayrıca sempozyumdan elde edilen tüm finansal gelirlerin eğitimsel ve araştırma amaçları için kullanıldığı bildirilmektedir. Ülkemizde de bu ölçekte iyi kurgulanmış kongreleri yapan değerli bilim insanlarının ve özellikle de bizi gelecek kuşağa taşıyacak olan genç araştırmacıların desteklenmesi gerektiğini ve herkesin bilime katkıda bulunmak için elinden geleni yapmaya başlamasının zamanının geldiğini düşünmekteyiz.