Klinik Onkoloji Dergisinin yayınladığı araştırma sonuçlarına göre, Gardisil veya Silgard olarak da bilinen Gardasil adlı HPV (insan papillom virüsü) aşısı, özellikle 18 yaş üstü veya anormal hücresel verilere sahip olan kadınların önemli bir kısmını, yüksek derece skuamöz intraepitelyal lezyonlara (kanserin neden olduğu yapısal ve fonksiyonel bozukluklar) ve ikinci derece displaziye karşı korumuyor olabilir.

HPV yani diğer adıyla insan papillom virüsü özellikle cinsel yolla bulaşan en yaygın hastalıklardan biridir. Aktif cinsel hayatı olan her yaşta kadında HPV virüsü görülmektedir. Ancak, bu virüsün en sık görüldüğü yaş 52’dir. Bunun yanında, kadınlarda HPV’nin en sık rastlandığı yaş ortalaması, 35-39 ve 60-64 yaşları olarak kaydedilmiştir. 1970’li yıllardan bu zamana kadar HPV ve kanser ilişkisi üzerine çalışmalar devam etmiş ve 100’den fazla HPV tipi tespit edilmiştir. HPV (insan papillom virüsü), serviks yani rahim ağzı, vulva, vajina, anüs, penis gibi bölgelerde tutunarak kansere neden olmaktadır. Bu nedenledir ki, dünyada ikinci ülkemizde ilk sıralarda yer alan jinekolojik kanserlerden biri olan rahim ağzı kanserinin neredeyse tümünde HPV virüsü gözlenmektedir.

Gardasil (dört değerli insan papillom virüsü [en fazla kansere neden olan HPV tip 6,11,16,18]rekombinan aşı), rahim ağzı kanserine bağlı HPV tiplerine karşı koruyucu olarak Amerikan İlaç Dairesi tarafından onaylanan iki aşıdan biridir. Aşı, 9-26 yaşları arası kadınlar için onaylanmıştır. Uzmanlar, kadınların aktif cinsel hayatına başlamadan önce 11-12 yaşlarında bu aşının yaptırılmasını önermektedir.

Manitoba Üniversitesi’nden bazı araştırmacılar, Gardasil adlı aşının koruyucu etkisini değerlendirmek için bir araştırma yürütmüştür. Bu çalışmaya, Eylül 2006 - Nisan 2010 yılları arası 15 yaşından büyük 13,000’den fazla kadın katılmıştır. Katılımcıların 3,541’i Gardasil adlı aşıyı olmuş, 9,594 tanesi ise yaşları eşleşmiş aşı olmamış kadınlardan oluşmuştur. Araştırmacılar bu çalışmada, atipik skuamöz hücrelerin değeri, düşük derece skuamöz intraepitelyal lezyonlar ve yüksek derece skuamöz intraepitelyal lezyonlarla ilgili tahmini risk oranına bakmıştır.

Araştırmada, aşının 15-17 yaşları arası kadınlarda yüksek derece skuamöz intraepitelyal lezyon (SIL) riskini %35 oranında azalttığı gözlenirken, bu oran düşük derece skuamöz intraepitelyal lezyonlarda (SIL) %21 olarak belirlenmiştir. Atipik skuamöz hücrelerin değeri ise %1 olarak kaydedilmiştir. İlgili tahmin oranları, veriler kaydedildikten sonra en az bir Pap smear testi yaptıran kadınlar arasında artış göstermiştir. Buna göre, yüksek derece SIL oranı %46, düşük derece SIL oranı %35 ve atipik skuamöz hücrelerin değeri %23’e yükselmiştir.

Bu verilerin aksine, 18 yaş ve üzeri kadınlarda aşının etkisinin daha düşük olduğu tespit edilmiştir. Aşının, anormal hücresel verilere sahip olmayan bu yaş grubu kadınlar arasında, yüksek derece SIL oranını %23 azalttığı belirlenmiştir. Ancak aşının, anormal hücresel verilere sahip kadınlarda hiçbir koruyucu etkisine rastlanmamıştır.

Sonuç olarak bu veriler, Gardasil adlı aşının, özellikle aşı öncesi anormal hücresel verilere sahip olan veya 18 yaş üstü aşı olan kadınları yüksek derece SIL ve ikinci derece displaziden korumada fazla etkili olmadığını göstermiştir.

Bu araştırma, aslında HPV’ye (insan papillom virüsü) yakalanmadan kadınların erken yaşta aşı olması gerektiğinin altını çizmektedir. Her HPV bulunan kişide kanser gelişeceği anlamına gelmez. Ancak, yılda 1-2 defa doktor kontrolünden geçmek, alınabilecek önlemlerden biridir ve sağlıklı bir yaşam sürmenize fayda sağlar.