Değişen yaşam tarzı, artan iş yükü, stres ve hazır yemek gibi birçok faktör bizi fiziksel olarak pasif yaşama sürüklemekte ve sağlığımızı olumsuz etkilemektedir. Yıllardır süren araştırmalar sonucunda fiziksel olarak pasif yaşam ve hazır yemeklerin başını çektiği sağlıksız beslenmenin, kalp damar hastalıkları, diyabet, obezite, hipertansiyon, eklem hastalıkları ve kanser gibi (başta kolon ve meme kanseri) sıklığı giderek artan önemli rahatsızlıklara yol açtığı bilinmektedir.

Düzenli spor yapmanın ve iyi bir kondisyona sahip olmanın, pasif yaşama bağlı birçok hastalığa yakalanma riski ve bu hastalıklara bağlı erken yaşam kaybı riskini azalttığı ayrıca sadece fiziksel olarak değil psikolojik ve bilişşel olarak pozitif etkilediği çalışmalarla kanıtlanmıştır

Fiziksel olarak pasif bir kadının (haftada 1 saatten daha az egzersiz yapan) fiziksel olarak aktif bir kadına göre, tüm hastalıklara bağlı erken yaşam kaybı riskinin %52, kansere bağlı yaşam kaybı riskinin %29 ve kalp-damar hastalıklarına bağlı yaşam riskini riskinin %26 arttığı gözlenmiştir. Artan fiziksel aktivite ile bu riskler arasında ters bir ilişki bulunmaktadır. Ayrıca düzenli fiziksel aktivitedeki artış az olsa bile sağlık durumunu pozitif olarak ciddi derecede etkilemekte, riskleri de aynı oranda azaltmaktadır.

Beden kitle indeksi yüksek bir kişide haftada 500 kcal yakmak (yaklaşık bir saatlik koşuya karşılık gelmektedir), en yaygın görülen şeker hastalığı çeşidi olan Tip-2 diyabete yakalanma riskini %6 oranında azaltmaktadır. Yapılan çalışmada ise haftada en az 150 dakikalık egzersizin diyabete metformin kadar etki ettiği gözlenmiştir. Ayrıca haftada düzenli olarak en az 2 saat yürüyüşün diyabet ve kalp-damar hastalığı olanlarda erken yaşam kaybı riskini %34-53 oranında azalttığı görülmüştür.

Düzenli Egzersiz Özellikle Kalın Bağırsak (Kolon ve Rektum) ve Meme Kanseri Üzerinde Etkili Olmaktadır

Çalışmalar sonucunda fiziksel olarak aktif bir bireyin %30-40 oranında azalmış kolon kanseri riski ve fiziksel olarak aktif bir kadının %20-30 oranında azalmış meme kanseri riski saptanmıştır. Ayrıca fiziksel olarak aktif bir kadının pasif olan bireye göre; egzersizin %26-40 oranında kansere bağlı ölüm ve kanserini tekrar etme riskini azalttığı gözlenmiştir.

Özellikle dayanıklılık egzersizlerinin kemik mineral oranını ciddi şekilde olumlu olarak etkilediği, kırık oranını azalttığı bilinmektedir. Egzersizin bu etkisi özellikle menopoz sonrası kadınlarda östrojenin kemik üzerine etkisi azalmasından dolayı önemlidir.

Spor, BDNF (Brain derived protein) üretimini artırarak hızlı düşünme karar verme ve öğrenme yeteneğini artırmaktadır.

Aynı zamanda sporun fiziksel yaralarının yanında zihinsel birçok yararı da bulunmaktadır. Egzersiz sonucu vücudumuzda norepinefrin hormonu salgısı artmakta bunun sonucunda stres düzeyi azalmaktadır. Spor endorfin salgılanmasını uyararak kişinin kendini mutlu ve rahat hissetmesini sağlar. Bu yüzden depresyondaki bireylere şiddetle düzenli egzersiz tavsiye edilmektedir.

Düzenli egzersizin önemli etkilerinden bir diğeri de sigara vb bağımlılıkların neden olduğu artmış dopamin salgısını düzenleyerek bağımlılığı kontrol altına almada yardımcı olmaktadır. Sporun bu faydalarının oluşabilmesi için düzenli olması ve süresi de çok önemlidir.

Çalışmalar sonucunda haftalık ortalama enerji tüketiminin 1000 kcal (yaklaşık 2 saat bisiklet sürme, 2 saatlik koşuya karşılık gelmektedir) %20-30 genel olarak tüm hastalıklara bağlı erken yaşam kaybı riskini azalttığı, haftalık 2000 kcal ve üzeri harcanan egzersizlerin ise yaşam kalitesine ciddi şekilde katkı yaptığı gözlenmiştir.