Tiroid hastalıkları (hipotiroidi-hipertiroidi) ve beslenme ilişkisi
Tiroid ve beslenme denilince akla ilk gelen, hipotiroidi hastalarına iyottan zengin bir beslenme önerilirken, hipertiroidi hastaları için bu durum tam tersi olmasıdır. Fakat durum sadece bundan ibaret değildir. Tiroid hastalıkları ve beslenme konusuna geçmeden önce kısaca tiroid bezinin işlevinden ve sık gözüken hastalıklarından bahsedelim.
Tiroid bezi, ürettiği hormonlar aracılığı ile vücuttaki neredeyse tüm metabolik süreçleri etkiler. En yaygın tiroid hormon bozuklukları anormal tiroid hormonu üretimi ile ilişkilidir. Bu nedenle tiroid bezinin hastalıkları da vücudumuzda birçok değişikliğe neden olur.
Tiroid hastalıkları, tedavi gerektirmeyen küçük, zararsız guatrdan (tiroid bezinin büyümesi); yaşamı tehdit edebilen tiroid kanserlerine kadar değişkenlik gösterebilir. Çoğu tiroid hastalığı doğru tedavi uygulandığı zaman başarı ile yönetilebilen bir rahatsızlıktır.
Tiroid hastalığı nasıl oluşur ve çeşitleri nelerdir?
Tiroid hormonlarının gereğinden fazla salgılandığı duruma “hipertiroidi”; yetersiz salgılandığı duruma ise “hipotiroidi” denmektedir. Her iki durum da, farklı sebeplerden kaynaklanabilmektedir. İlk olarak “hiportiroidi”, daha sonra ise hipertiroidi rahatsızlığı ve oluşum sebeplerini inceleyelim;
Hipotiroidi ile seyreden tiroid hastalıkları
Hashimoto tiroiditi: Bu otoimmün bozuklukta, bağışıklık sistemi kendi tiroid dokusuna saldırır. Tiroid dokusu sağlıklı çalışamaz ve hormon üretiminde sorunlar gelişir.
Tiroid bezinin ameliyatla çıkarılması: Tiroid bezi, ameliyat yoluyla alınmış veya bir takım toksik maddelere maruz kalmış olabilir. Bu durumda hastanın ömür boyu tiroid hormonu ilacı alması gerekmektedir.
Hipertiroidi tedavisi (radyoiyodin, radyoaktin iyot, RAİ): Hipertiroidi hastaları genellikle radyoaktif iyot veya anti-tiroid ilaçları ile tedavi edilir. Bu tedavilerin amacı tiroid fonksiyonunu normale döndürmektir. Ancak bazen, bu tedaviler tiroid hormonu üretimini çok fazla düşürerek bazen kalıcı hipotiroidi ile sonuçlanabilir.
Radyasyon tedavisi: Baş ve boyun kanserlerini tedavi etmek için kullanılan radyoterapi, tiroid bezinizi etkileyebilmekte ve hipotiroidizme yol açabilmektedir.
İyot eksikliği: İyottan fakir bir beslenme modeli, tiroid hormonlarının daha az salgılanmasına sebebiyet verebilir (iyot eksikliği ile ilgili detaylı bilgi için ilgili yazımızı ziyaret edebilirsiniz).
Ağır hipotiroidi (miksödem koması), uzun süre tedavi edilmeyen hipotiroidi, tiroid hormon seviyelerinin çok fazla düşmesine sebebiyet vermektedir. Bunun neticesinde miksödem koma adı verilen ciddi bir durum oluşabilir. Miksödem koması; uyuşukluk, kafa karışıklığı, halsizlik ve solunum güçlüğü gibi belirtileri olan, nadir fakat yaşamı tehdit eden bir durumdur.
Hipotiroidi hastalığının istenmeyen etkileri nelerdir?
- Yorgunluk
- Soğuğa karşı artan hassasiyet
- Kabızlık
- Kuru cilt
- Kilo almak
- Yüzde şişlik
- Ses kısıklığı
- Kas güçsüzlüğü
- Kanda yüksek kolesterol seviyesi
- Kas ağrıları, hassasiyeti ve sertliği
- Eklemlerde ağrı, sertlik veya şişme
- Normalden daha ağır veya düzensiz adet dönemleri
- Seyrekleşen saçlar
- Yavaşlayan kalp atış hızı
- Depresyon
- Büyümüş tiroid bezi (guatr)
Hipertiroidi ile seyreden tiroid hastalıkları
Graves hastalığı: Tiroid bezlerinin gereğinden fazla tiroid hormonu üretmesi sonucunda ortaya çıkmaktadır.
İyot fazlalığı: Tiroidin ürettiği iki hormon olan T3 ve T4 hormonlarının yapımı için iyot önemli bir bileşendir. Vücutta iyotun fazla olduğu durumlarda, T3 ve T4 hormonları gereğinden fazla salgılanabilmektedir.
Toksik adenoma: Tiroid bezinde nodüllerin oluşmasıyla, vücudun kimyasal dengesini bozan tiroid hormonları gereğinden fazla salgılandiği durumdur.
Subakut tiroidit: Tiroidin iltihaplanması sonucunda, tiroid bezi gereğinden fazla hormon salgılar. Bu durum genellikle birkaç hafta süren, ancak bazen aylarca devam edebilen geçici hipertiroidizm rahatsızlığına sebebiyet vermektedir.
Hipofiz bezi bozuklukları veya tiroid bezinde kanserli büyümeler: Nadir de olsa bu nedenlerden hipertiroidizm de gelişebilir.
Hipertiroidi rahatsızlığının yan etkileri nelerdir?
- Iştah artışı
- Sinirlilik
- Huzursuzluk
- Sıcağa tahammülsüzlük ve terleme
- Konsantrasyon bozukluğu
- Zayıflık
- Düzensiz ve çoğunlukla hızlanan kalp atışı
- Uyumakta zorluk
- İnce, kırılgan saç
- Kaşıntı
- Saç kaybı
- Mide bulantısı ve kusma
- Erkeklerde meme büyümesi
Tiroid rahatsızlığı olan kişilerin beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri ile tedavi sürecine destek vermeleri faydalı olacaktır.
Tiroid rahatsızlıkları ve beslenme / yaşam tarzı ilişkisi
İyot: Hem hipotiroidi hem de hipertiroidi hastaları için iyot tüketimi dikkat edilmesi gereken bir unsurdur. İyot, tiroidin T3 ve T4 hormonlarını üretebilme kabiliyeti ile ilişkilidir. Hipotiroidi hastalarında, iyottan zengin bir beslenme önerilirken; hipertiroidi hastaları için bu durum tam tersidir. Örnek verecek olursak; hipotiroidi hastalarına tuz alırken “iyotlu” tuz tercih etmeleri önerilirken, hipertiroidi hastalarına “iyotsuz” tuz tercih etmeleri önerilmektedir. Ancak bu hipertiroidi hastalarının tamamen iyotsuz beslenmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Bazı hipertiroidi hastalarının tedavisinden sonra bir süreliğine iyotsuz besleneme önerilirken; bazı hipertiroidi hastaları için iyot miktarı azaltılmış bir diyet yeterli olacaktır. İyot düzeylerinin sağlıklı bir seviyede tutulabilmesi için her gün 150 μg (mikrogram) iyot tüketmek yeterli olacaktır.
Günlük hayatta tükettiğimiz besinlerin iyot içeriğini inceleyecek olursak;
İyottan ZENGİN Besinler | İyottan FAKİR Besinler |
Yumurta sarısı | Yumurta beyazı |
Süt | Kahve / Çay |
Yoğurt | Meyve |
Peynir | Patates |
Dondurma | Yulaf |
Ton balığı | Tuz eklenmemiş kuruyemiş |
Beyaz ekmek | Ev yapımı tuzsuz, yumurtasız ve süt içermeyen ekmek |
Guatrojen besinler: Guatrojen besinler, iyot emilimini engelleyebilmekte ve tiroid fonksiyonunu baskılayabilmektedir. Hipotiroidik hastalarin tüketmeleri önerilmeyen guatrojen besinler arasında başlıca; brokoli, turp, beyaz lahana, karalahana, brüksel lahanası, şalgam, karnabahar, marul, soya ve hardal tohumu bulunmaktadır. Bu nedenle, bu besinlerin tüketiminin hipotiroidi hastalarında sınırlandırılması önerilirken; hipertiroidi hastalarında tüketilmesi serbesttir.
Selenyum: Selenyum açısından zengin besinler tiroid hormon seviyelerini dengelemeye, hücre hasarını önlemeye, tiroidi ve diğer dokuları sağlıklı tutmaya yardımcı olur. Bu nedenle, tiroid hasatlarının selenyumdan zengin beslenmesi önerilmektedir. Selenyumu besin takviyesi veya hap olarak almak yerine besinlerin kendisinden tüketebilirsiniz. Selenyumdan zengin besinlere örnek olarak; balık (örneğin; somon ve ton balığı), yumurta, baklagiller, kuru yemişler, ayçiçek çekirdeği, hindi/tavuk eti, mantar ve tam tahıllar verilebilir.
Çinko: Bağışıklık sistemi için önemli olan çinko, tiroid bezinizin sağlığını da korur. Çinko içeren besin kaynakları; kırmızı et, kuru baklagiller, kaju fıstığı, kabak çekirdeği, yumurta, tam tahıllar gibi besinlerdir.
Hipotiroidi ve beslenme / yaşam tarzı önerileri
- Hipotiroidi ile birlikte kanda insülin seviyesi yükselebilir ve metabolizma yavaşlayabilir. Şekerli ve yağlı gıdalardan uzak durulması; diyabet, yüksek kolesterol ve obezite riskini azaltmaya katkı sağlayabilir. Tereyağı veya yağlı kırmızı et yerine zeytinyağı veya balık; bal veya meyve suyu konsantresi gibi basit karbonhidratlar yerine tam tahıllar veya meyve gibi kompleks karbonhidratları tercih etmek gereklidir.
- Düzenli egzersiz yaparak ve günde en az 2 litre su içerek; hipotiroidiye bağlı yavaşlayan metabolizmayı hızlandırmaya katkı koyulabilir. Bununla birlikte, diyette lif içeriği yüksek olan; sebze, meyve, kuru baklagiller gibi gıdalara yer vererek kabızlık riski de önlenebilir.
- Stres kortizol seviyesini yükselterek, tiroid hormonlarının işlevini yavaşlatabilir. Bununla birlikte, bağışıklık sistemini de baskılayabilmektedir. Bu nedenle, stres seviyelerini artıracak durumlardan kaçınmak, rahatlatıcı aktiviteler ile meşgul olmak doğru bir yol olacaktır.
Tiroidi ameliyatla alınan kişiler iyotlu mu iyotsuz mu tuz kullanmalı?
Şu an piyasada bulunan tüm tuzlar iyotludur. Tiroid ameliyatla alındığı zaman normal (iyotlu) tuz kullanılmasında bir sakınca yoktur. İyotsuz tuzu, sadece hipertiroidi (tiroid hormonlarının fazla üretilmesi) durumunda öneriyoruz. Tiroid alındığı zaman hormon vücuda dışardan alınacağı için iyot tüketmenin bir zararı olmayacaktır. Ancak tiroid alındıktan sonra, radyoaktif iyot tedavisi uygulanıyorsa, bir müddet için iyottan fakir beslenmek gerekir.
Hipertiroidi ve beslenme / yaşam tarzı önerileri
- Hipertiroidi hastalarında hızlı çalışan metabolizma sonucunda, kilo kaybı yaşanabilmektedir. Bu nedenle, kiloyu normal kilo aralığında tutmaya çalışmak ve günlük alınması gereken kaloriyi almaya özen göstermek faydalı olacaktır.
- Uyku düzeni de olmak üzere pek çok işlevi olan melatonin hormon seviyelerini artırmak, uyku problemi yaşayan hipertiroidi hastalarının, uykuya dalmalarına yardımcı olabilmektedir. Melatonin hormonu karanlık ortamlarda salgılandığı için; ışık olmayan bir odada uyumak, uykuya dalmayı kolaylaştıracaktır.
- Kahve, çay, soda ve çikolata gibi kafein içeren yiyecekler ve içecekler; anksiyete, sinirlilik ve hızlı kalp atışı gibi hipertiroidizm semptomlarını şiddetlendirebilir; iyottan fakit oldukları halde bunu nasıl yaparlar? Kafein! Bu nedenle, kafein alımını sınırlamak yararlı olacaktır.
- Stres kortizol seviyelerini yükseltir. Bu nedenle, hipertiroidi hastaları da stresten uzak durmaya özen göstermelidir.
Özet & Yorum
Hipertiroidi ve hipotiroidi hastalıkları birbirlerinden farklı nedenlerle oluşmuş, belirtileri ve şikayetleri tamamen zıt olan rahatsızlıklardır. Buna bağlı olarak, beslenme ve yaşam tarzı önerilerinde; iyot alımının veya guatrojen besin tüketiminin nasıl olması gerektiğiyle ilgili öneriler bulunabilmektedir. Ancak genel olarak beslenme önerilerine bakıldığı zaman; önerilen besinlerin Akdeniz beslenme modeli içeriğinde olduğunu görebiliyoruz. Bu nedenle, hastalığınızın türünü ve tüketmenizin sakıncalı olacağı besinleri diyetten eleyerek; Akdeniz diyeti gibi sağlıklı bir beslenme modeli ile beslenmenizi öneririz. Bununla birlikte, tiroid rahatsızlığında veya beslenmenin hastalığın tedavi sürecine etki ettiği tüm durumlarda, bir uzmandan beslenme desteği almanızı tavsiye ederiz.