4. evre kanserde palyatif bakımın (destek tedavi) erken başlatılmasının önemi ve palyatif bakımın incelikleri
Palyatif bakım kanser ve diğer ağır hastalıklarda hastalığın getirdiği yaşamı zorlaştıran durumlara çözüm bulmaya çalışan yaklaşımların bütünüdür. Önceki yazımızda kanserde palyatif bakımın öneminden, hasta ve hasta yakını için söz konusu olan çeşitli palyatif bakım yaklaşımlarından bahsetmiştik. Tıp disiplinine ait her yaklaşımın kendi içinde çok geniş açılımlara sahip olduğunu bilinen bir gerçektir. Kanserli hastada palyatif bakım süreci için de durum böyledir. Palyatif bakım kanser araştırmacıları tarafından önemle üzerinde durulan konulardan biridir. Araştırmacılar standart sağlık hizmetleri yerine, palyatif bakımın tedavilere erken dönemde entegre edilmesi üzerinde durmaktadırlar.
Aralık 2016’da saygın onkoloji dergisi Journal of Clinical Oncology'de yayımlanan, 4. Evre (metastatik) akciğer kanseri ve sindirim sistemi kanseri tanılı hastalarda yapılan çalışmada, palyatif bakım sürecinin erken dönemde başlanmasının yaşam kalitesini artırdığı ve depresyonu azalttığı gösterilmiştir.
Çalışma detayları
Çalışmaya alınan 350 hastanın 175' ine erken palyatif bakım yaklaşımı uygulanırken, diğer 175 hastalık gruba ise alışılagelmiş tedavi yaklaşımı uygulandı. Erken palyatif bakım uygulanan gruptaki hastalar ayda en az bir kez palyatif bakım uzmanı ile görüştü. Alışılagelmiş tedavi grubundaki hastalar ise talebi üzerine palyatif bakım uzmanı ile görüştü.
Sonuçlar
Çalışmadaki tüm kanserli hastaların değerlendirildiğinde erken palyatif bakım uygulanan grupta 12. haftanın sonunda değerlendirilen yaşam kalitesi puanında başlangıca göre artış görülürken, alışılagelmiş bakım uygulanan grupta bu puanda başlangıca göre azalma olduğu görülmüş. Ayrıca 24. haftanın sonunda yapılan depresyon derecelendirmesinde erken palyatif bakım uygulanan grupta depresyon skorları daha düşük bulunmuş. Ayrıca erken palyatif bakım uygulanan hastalarda onkologları ile yaşam kaybı süreci hakkında konuşmalarının daha mümkün olabildiği görülmüş.
Çalışmanın sonuçları akciğer kanserli ve sindirim sistemi kanserli hastalar için ayrı ayrı da değerlendirilmiş. Akciğer kanserli hastalarda 12. ve 24. haftalarda yapılan yaşam kalitesi ve depresyon değerlendirmelerinin sonuçları erken palyatif grubunda daha iyi bulunmuş. Sindirim sistemi kanserli hastalar için yapılan karşılaştırmada ise erken palyatif ve alışılagelmiş bakım grupları arasında yaşam kalitesi ve depresyon skorları yönünden anlamlı fark bulunmamış.
Bu çalışmanın sonuçlarını şu şekilde yorumlanabilir: Tamamen tedavi (kür) şansı olmayan yeni tanı almış hastalarda erken palyatif bakım uygulamaları olumlu sonuçları olmakla beraber, kanserin tipine göre sonuçlar değişkenlik gösterebilmektedir. Bu yüzden erken palyatif bakım yaklaşımı ayrı kanser tiplerine sahip hastalara spesifik olarak planlanırsa daha olumlu sonuçlar elde edilebilecektir.
Erken palyatif bakımın hastalık sürecinde önemini bu çalışmada da görmüş oluyoruz. Ancak bu çalışmada çok çarpıcı bir sonuç daha ortaya çıkıyor: Farklı kanser tiplerine göre farklı palyatif yaklaşım tiplerinin uygulanması gerekliliği aklımıza takılıyor. Tıp disiplinine ait yaklaşımların geniş açılımı olduğu noktasına dönüyoruz. Hal böyleyken palyatif bakım yönünde gelişmiş ve gelişmeye açık sağlık profesyonellerine ihtiyaç bulunmaktadır. Bu alanda uzmanlaşmanın önemine dair farkındalık ülkemizde oluşmaktadır.
Jennifer S. Temel et al.
Effects of Early Integrated Palliative Care in Patients With Lung and GI Cancer: A Randomized Clinical Trial.
J Clin Oncol. 2016 Dec 28:JCO2016705046.