İki ana tip akciğer kanseri vardır: küçük hücreli dışı akciğer kanseri ve küçük hücreli akciğer kanseri. Her biri kendi evreleme sistemine sahiptir. Evreleme, kanserin yayılma derecesini belirler; hastalığın ne aşamada olduğunun anlaşılmasına ve doktorların mümkün olan en iyi tedavi planını geliştirmesine yardımcı olur.

Bu yazımızda:

  1. Akciğer kanseri evrelerine,
  2. Belirtiler ve erken tanı için tarama,
  3. Teşhis ve tedavi konularına değineceğiz

Akciğer kanseri evrelerinin - hastalık aşamalarının belirlenmesi

Her iki ana akciğer kanseri türü de kendi evreleme sistemlerine sahiptir.

akciger kanseri cesitleri kucuk hucreli disi akciger kanseri adenokanser yassi hucreli kanser buyuk

Çoğu akciğer kanseri vakası (yaklaşık %80), küçük hücreli dışı akciğer kanseridir (KHDAK).

Küçük hücreli dışı akciğer kanseri - KHDAK

Küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) akciğer kanseri vakalarının yaklaşık yüzde 80'ini oluşturur. KHDAK’nın üç ana alt tipi vardır:

  • Adenokarsinom: Bu, akciğer kanserlerinin yüzde 40'ını oluşturur. Genellikle akciğerin perifer/dış kısımlarında bulunur. Diğer iki alt tipten daha yavaş büyüme eğilimindedir, bu yüzden metastaz yapmadan önce tespit edilme ihtimali daha yüksektir.
  • Skuamöz (yassı) hücreli karsinom: Akciğer kanserlerinin yaklaşık yüzde 25-30'unu oluşturur. Akciğerin hava yollarının iç kısımlarını oluşturan (çoğunlukla bronş) hücrelerden yetişir. Skuamöz hücreli karsinom akciğerin merkezinde bulunma eğilimindedir.
  • Büyük hücreli karsinom: Bu tür, akciğer kanserlerinin yüzde 10-15'ini oluşturuyor. Akciğerin herhangi bir yerinde bulunur ve diğer alt tiplere göre daha hızlı büyüme ve yayılma eğilimindedir.
akciger kanseri tnm evreleme asama sistemi

KHDAK, en sık TNM adı verilen bir sistem kullanılarak sınıflandırılır:

T - tümör boyutu ve yeri. Yeni evreleme sisteminde tümör boyutunun önemi artmıştır. Çünkü akciğer kanseri için tümör boyutunun hastalık gidişatını ve sağkalım oranlarını direk etkilediği görülmüştür. 1 cm’den küçük tümörler T1a olarak sınıflandırılmıştır (daha önce 2 cm’den küçük tümörler T1a olarak sınıflanıyordu).

Tüm küçük tümörlerin aynı şekilde tedavi edilmediğini, özellikle erken evre hastalık için bir çok tedavi seçeneğinin bulunduğunu (örneğin SBRT, ameliyat, kriyoablasyon) vurgulamak gerekir. Ayrıca tümörün moleküler profili, ve genetik özellikleri de değerlendirilmelidir.

N - ilgili lenf nodlarının sayısı. Yeni sistemde N kategorisinde değişiklik yapılmamıştır.

M - metastaz veya kanser yayılımı. Tüm metastatik küçük hücreli dışı akciğer kanserlerinin aynı olmadığı, diğer organlara yayılım sayısının da önemli olduğu bu evreleme sistemi ile daha iyi bir şekilde anlaşılmıştır. Göğüs dışı organlara tek metastaz M1b, çoklu metastaz M1c olarak adlandırılmıştır. “Oligometastaz” olarak da adlandırılan tek metastazlı hastalarda, iyi bir tedavi planlaması ile prognozun (hastalık gidişatı) daha iyi olduğu görülmüştür.

T, N ve M puanlarının bir kombinasyonunu kullanarak KHDAK'yı dört farklı aşamaya kategorize ederiz:

  • Evre 1, tümörün tek bir akciğerde olduğu ve herhangi bir lenf bezine (nod) veya uzak organlara yayılmadığı durumdur.
  • Evre 2, kanserin akciğer içindeki lenf bezlerine yayılmış olduğu, ancak uzak organlara yayılmadığı anlamına gelir.
  • Evre 3, kanser göğsün merkezindeki (mediastinal) lenf bezlerine yayılırken uzak organlara yayılmadığı zaman teşhis edilir.
    • Evre 3a'da, kanser karşı akciğere yayılım göstermez.
    • Evre 3b'de, kanser karşı akciğerdeki lenf nodlarına yayılmıştır ve baş-boyun bölgesine doğru köprücük kemiğine kadar ilerlemiştir.
  • 4. evre, kanser vücuda yayılmışsa (metastatik evre).

Küçük hücreli akciğer kanseri

Küçük hücreli akciğer kanseri (KHAK) tüm akciğer kanseri vakalarının yaklaşık yüzde 15'ini oluşturur. KHAK için en yaygın evreleme sistemi hastalığı iki aşamda inceler:

  • Sınırlı evre, göğsün sadece bir tarafında kanser olduğunda (aynı zamanda toraksa sınırlı evre olarak da adlandırılır).
  • İleri evre, kanser karşı akciğere veya vücuda yayılmış ise.

KHAK hızla büyür ve yayılır, bu da tedaviyi zorlaştırır. Toplam 5 yıllık sağkalım oranı % 5-10 arasında değişmekte olan bu akciğer kanseri türü için toraksa sınırlı hastalık daha kapsamlı bir şekilde değerlendirilmelidir.

Akciğer kanseri belirtileri ve erken tanı için tarama önerileri

Akciğer kanseri belirtileri bronşit veya zatürre ile benzerdir. Bu, akciğer kanserlerinin % 70'inden fazlasının ileri aşamalarda saptanmasının nedenlerinden biridir.

Bununla birlikte, akciğer kanseri ne kadar erken evre tespit edilirse, başarıyla tedavi edilme ihtimali o kadar yüksek olur. Eğer aşağıdaki belirti ve bulgulara sahipseniz bir hekime danışmanızda fayda vardır:

  • Uzun süreli öksürük veya balgamda kan
  • Ses kısıklığı, göğüs ağrısı, nefes darlığı veya hırıltılı solunum
  • Sık solunum yolu enfeksiyonu geçirmek
  • Sürekli yorgun veya halsiz hissetme veya iştahını kaybetme ve sebepsiz kilo verme

Akciğer kanseri ilerledikçe, yeni belirti ve bulgular ortaya çıkabilir. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • Baş ağrısı, baş dönmesi veya nöbetler (kanser beyne yayılmasına bağlı)
  • Sarılık (kanser karaciğerde yayılması nedeniyle)
  • Kanserin lenf nodlarına yayılması nedeniyle cildin altındaki yumrular
  • Sırt ağrısı, kalça ağrısı veya genel kemik ağrısı (kemik metastazlarına bağlı)

Düşük riskli hastalar için önemli bir fayda gösterilmemesine rağmen, ağır sigara içenler için düşük doz tomografi ile kanser taramasının yaşam kaybı oranlarını önemli ölçüde azaltabileceğine dair güçlü kanıtlar vardır.

Teşhis ve tedavi

Şüpheli durumlar varsa, bilgisayarlı tomografi (BT) veya PET-BT taraması istenir. Bu taramalar daha ayrıntılı bir görüntü oluşturur ve bir tümörün boyutunu, şeklini ve konumunu ortaya çıkarabilir.

Bir sonraki adım, tümörün kötü huylu (kanserli) olup olmadığını ve eğer öyleyse taşıdığı akciğer kanseri alt türünü belirlemek için biyopsi yapmaktır. Biyopsi ile alınan doku örneği mikroskop altında incelenir genetik testler uygulanır.

Toplanan bilgilere dayanarak, daha sonra bir tedavi planı geliştirilebilir. Tedavi, akciğer kanserinin evresine ve türüne ve tümörün genetik yapısına bağlı olarak, yöntemlerin bir kombinasyonunu içerir.

Geleneksel tedavi biçimleri ameliyat, radyasyon ve kemoterapidir:

  • Ameliyat: Eğer erken kanser tespit edilirse, ana tümörü tamamen çıkarmak mümkün olabilir.
  • Radyoterapi: X ışınları, kanser hücrelerinin DNA'sını etkileyerek hücreleri ölüme götürür, bu şekilde tümörü küçültülür veya yok edilir.
  • Kemoterapi: İntravenöz (toplar damardan) enjekte edilen ilaçlar kanser hücresi DNA'sı ile etkileşime girerek büyümelerini ve yayılmalarını engellerler.

Bununla birlikte, radyoterapi ve kemoterapi ilaçları sağlıklı hücreler ile kanser hücrelerini iyi ayırt edememektedir. Sonuç olarak, sağlıklı hücreler de bu tedavilerden kısmen hasar görürler.

Bu geleneksel terapilerin yanı sıra, sadece kanser hücrelerine saldıran yeni ilaçlar daha kolay erişilebilir hale gelmektedir. Genellikle daha az ciddi yan etkilere sahiptirler ve yeni tedavi seçenekleri olarak hastaların yaşam sürelerine anlamlı katkılar sağlamaktadırlar.

Hedefe yönelik tedaviler, akıllı ilaçlar: Bu ilaçlar, kanser hücrelerine özgü belirli proteinleri hedef alır. Bu proteinler, anormal DNA değişikliklerinden kaynaklanır ve tümörlerin genetik testiyle tanımlanabilir.

İmmünoterapi: Kanser hücrelerinin yüzeyindeki belirli proteinler, bağışıklık hücrelerinin yüzeyindeki belirli proteinler ile etkileşirler. Bu adeta yalancı bir dost eli gibidir. Bu etkileşim, kanser hücrelerinin bağışıklık sistemi tarafından zararlı olarak algılanmasını engeller. İmmunoterapi ilaçları bu proteinlerin etkileşimini engelleyerek, böylece kanser hücrelerinin maskesi düşer ve bağışıklık sistemi kanser hücrelerine saldırmaya çalışır.

immun kontrol noktasi duzenleyicileri inhibitorleri pembrolizumab keytruda nivolumab opdivo

Kür olarak adlandırdığımız tamamen tedavi, malesef her zaman mümkün olmamaktadır. Bu durumda, şikayetleri hafifletmek, ağrıyı gidermek ve mümkün olan en iyi yaşam kalitesini sağlamak için destekleyici tedavi yöntemleri de bulunmaktadır. Bu tür tedavilere genel olarak palyatif bakım adı verilir.

Akciğer kanseri riskini nasıl azaltabilirim?

Akciğer kanseri, kansere bağlı yaşam kayıplarının önde gelen sebebidir. Akciğer kanseri için en büyük risk faktörü tartışmasız tütün kullanımıdır. Buna göre, akciğer kanseri riskini azaltmanın en iyi yolu sigara içmemek veya sigarayı bırakmaktır.

İlgili Konu:

- Bir zamanlar çok nadir görülen bir hastalık: Akciğer kanseri!