Akciğer Kanseri Tedavisinde Yeni Adım – Mediastinoskopi Olmaksızın Tümör Çıkarılması
Yapılan son araştırmalar, akciğer kanseri olan hastalar için önemli bir gelişmeye işaret ediyor. Bir Avrupa çalışması, negatif sistematik endosonografi bulguları olan hastalarda, mediastinoskopi onayına başvurmadan doğrudan akciğer kanseri ameliyatının (tümörün çıkarılmasının ve lenf düğümü diseksiyonunun) yapılabileceğini gösterdi. Bu, hastalar için daha az girişimsel ve potansiyel olarak daha hızlı bir tedavi süreci sunar.
Ameliyat edilebilir akciğer kanseri, akciğer kanseri tümörünün cerrahi müdahale ile alınabilecek durumda olduğu vakaları tanımlar. Hastanın genel sağlık durumu, tümörün evresi ve büyüklüğü gibi faktörler, bir tümörün ameliyat edilebilir olup olmadığını belirler. Ameliyat edilebilir akciğer kanseri olan hastalar, cerrahi müdahale ile tümörün tamamen çıkarılması ve hastalığın yayılmasının önlenmesi şansına sahiptir.
Sistematik endosonografi, endoskopik ultrasonografi (EUS) ve endobronşiyal ultrasonografi (EBUS) kullanarak lenf nodlarını ve mediastinal yapılara yönelik invaziv (girişimsel) olmayan bir görüntüleme yöntemi olan bir tekniktir. Bu yöntem, akciğer kanseri olan hastaların evreleme sürecinde önemli bir rol oynar. Negatif sistematik endosonografi, tarama sırasında tümörün lenf nodlarına yayılma belirtisi bulunmadığı anlamına gelir.
Endoskopik ultrason kılavuzluğunda ince iğne aspirasyon biyopsisi. Ultrason probu ve biyopsi iğnesi olan bir endoskop ağızdan ve yemek borusuna sokulur. Prob, yemek borusu yakınındaki lenf düğümlerinin bir sonogramını (bilgisayar resmi) oluşturan yankılar yapmak için vücut dokularından ses dalgalarını yansıtır. Sonogram, doktorun lenf düğümlerinden doku çıkarmak için biyopsi iğnesini nereye yerleştireceğini görmesine yardımcı olur. Bu doku, kanser belirtileri için mikroskop altında kontrol edilir.
*
Mediastinoskopi, mediasten adı verilen göğüs kafesi ortasındaki bölgenin cerrahi olarak incelenmesi işlemidir. Bu işlem, lenf nodlarında kanser yayılımı olup olmadığını doğrulamak için kullanılabilir.
Mediastinoskopi. Akciğerler arasındaki anormal bölgeleri aramak için göğüs kemiğinin üzerindeki bir kesikten göğse bir mediastinoskop sokulur. Bir mediastinoskop, görüntüleme için bir ışığı ve bir merceği olan ince, tüp benzeri bir alettir. Göğüs boşluğunun sağ tarafındaki lenf düğümlerinden doku örnekleri alınabilir ve kanser belirtileri için mikroskop altında kontrol edilebilir. Anterior mediastinotomide (Chamberlain prosedürü), göğsün sol tarafındaki lenf düğümlerinden doku örneklerini çıkarmak için göğüs kemiğinin yanında bir kesi yapılır.
Çalışmanın Detayları
Hollanda ve Belçika'daki araştırmacılar tarafından yürütülen MEDIASTrial adlı çalışma, akciğer kanseri olan hastaların tedavisinde yeni bir yaklaşım önermektedir. Bu yaklaşımda, negatif sistematik endosonografi sonucu olan hastaların, mediastinoskopi onayı olmadan hemen tümörün çıkarılmasına ve lenf düğümü diseksiyonuna geçilebileceği belirtilmektedir.
N2 Hastalık Kavramı
N2 hastalık, akciğer kanseri evreleme sürecinde kullanılan bir terimdir. Akciğer kanseri, TNM sınıflandırması adı verilen bir sistemle evrelenir. Bu sistemde "T" tümörün boyutunu ve yayılımını, "N" lenf nodlarındaki kanser yayılımını ve "M" uzak metastazların varlığını ifade eder.
N2 hastalık, akciğer kanserinin mediastinal lenf nodlarına (orta göğüs boşluğunda bulunan lenf nodları) yayıldığını gösterir. N2 hastalığının tespiti, akciğer kanseri olan hastaların tedavi planlamasında önemlidir ve bu hastaların direkt ameliyat edilmesi genellikle tercih edilmez.
Sağ akciğerdeki bir tümör için N-evreleri şunlardır:
N1
Tümör ile aynı taraftalı peribronşiyal ve/veya hiler lenf nodları
N2
Tümör ile aynı taraftalı mediastinal ve/veya subkarinal lenf düğümleri
N3
Tümörün karşı akciğerindeki mediastinal ve/veya hiler ve ayrıca herhangi bir supraklaviküler lenf düğümü
Sonuçlar
-
Çalışmada toplam 346 hasta yer aldı. Bu hastalar Hollanda ve Belçika'daki merkezlerden seçildi.
-
Negatif sistematik endosonografi sonrası, hastalar iki gruba ayrıldı:
- İlk grup, doğrudan tümör çıkarılması ve lenf düğümü diseksiyonu işlemine tabi tutulan 171 hasta.
- İkinci grup, mediastinoskopi onayı sonrası tümör çıkarılması ve lenf düğümü diseksiyonu işlemine tabi tutulan 175 hasta.
-
Araştırmanın ana hedefi, doğrudan tümör çıkarılması uygulanan grupta beklenmedik N2 hastalığının oranını mediastinoskopi onayı alınan gruba kıyasla değerlendirmekti. Bunun için %8'lik bir "noninferiority" (kötüleşme) sınırı belirlendi.
-
Mediastinoskopi grubunda, 175 hastanın 14'ünde (%8,0, %95 güven aralığı = %4,8–%13,0) metastaz tespit edildi.
-
Doğrudan tümör çıkarılması yapılan grupta 171 hastanın 15'inde (%8,8, %95 güven aralığı = %5,4–%14,0) ve mediastinoskopi grubunda 155 hastanın 12'sinde (%7,7, %95 güven aralığı = %4,5–%13,0) beklenmedik N2 hastalığı bulundu. Fark %1,03 ve üst sınır farkı %7,2 idi (P noninferiority değeri = .0144).
-
Ciddi morbidite veya 30 günlük yaşam kaybı oranları, doğrudan tümör çıkarılması yapılan grupta %12,9 ve mediastinoskopi grubunda %15,4 olarak gerçekleşti (P = .4940).
Negatif sistematik endosonografi sonrası mediastinoskopi yapılmasının nedeni, daha önce tespit edilmemiş N2 hastalığının varlığını doğrulamaktır. Ancak bu çalışma, negatif endosonografi bulguları olan hastalarda, mediastinoskopi onayına başvurmadan doğrudan tümörün çıkarılmasının ve lenf düğümü diseksiyonunun yapılabileceğini göstermektedir.
Sonuç olarak bu yeni yaklaşım sayesinde, hastaların daha az invaziv ve daha hızlı bir tedavi sürecinden yararlanabileceği öngörülmektedir. Böylece, akciğer kanseri olan hastaların yaşam kalitesi artırılabilir ve tedavi süreci daha konforlu hale getirilebilir.