Arkadaşlık, Zorluklar ve Kanser – Bir Doktorun Anıları

Arkadaşlık, Zorluklar ve Kanser – Bir Doktorun Anıları

Kalabalık işlem odasında bir kenarda Julia ile beklerken Julia bir anda elime uzandı. Doktor olup yıllarımı ameliyathanelerde geçirdim ama hiçbir zaman bir arkadaşımın elini böyle bir sebepten tutmamıştım. Hemşireler Julia'ya sedyeye yatmasını söylediğinde birbirimize bakıp kısacık bir an sarıldık. Artık elini tutamıyor olsam da ondan kopamıyordum. Saçlarını ovarken eski zamanlardaki frenologlar gibi kafatasının şekillerini analiz ederek geleceğini tahmin eden falcıları hayal ediyordum.

Meme biyopsi iğnesi Julia'nın memesindeki kitleye çarpıp parça aldığında dişlerimi sıktığımı ve bir an ellerimi hareket ettiremeden durduğumu fark ettim. Tıp okuldaki bir hocamızın kanserlerin genellikle bir taş gibi hissettirdiğini söylediği anı hatırlıyorum. Biyopsi iğnesi, bir çekiçle bir kaya parçasına vurur gibi kitleden parça aldıkça kitlenin kötü huylu olduğuna dair “doktor” hislerim güçleniyordu. Julia gözlerini sıkıca kaparken ben felç olmuştum.

Böyle bir durumla karşılaşmayı hiç beklemiyordum.

33 yıldır meme kanseri doktoruydum. 33 yıldır yabancıların bu garip diyarın içinden geçmelerine yardım ediyor binlerce meme kanseri hastası kadınla ilgilenmiştim. 20'li yaşlardaki kadınlar, 90'lı yaşlardaki kadınlar, her randevuya yalnız gelen kadınlar, kocaları her ziyarette çantalarını taşıyan kadınlar, neredeyse hiç konuşmayan kadınlar, hiç susmayan kadınlar, eşlerinin yasını tutarken biyopsilerinin sonuçlarını bekleyen kadınlar, doğumdan günler sonra teşhis konulan kadınlar… 38 yaşında iki çocuk annesi sevgili arkadaşım Julia'nın o kişilerden olacağını hiç düşünmemiştim. Her şey çok ani gelişmişti.

Zaten her zaman çok ani olur. Meme kanseri hakkında şeylerden biri budur- iyi hissedersiniz, egzersiz yaparsınız sonra rutin bir mamogramda bir şey görür veya küçük bir kitle hissedersiniz ve her şey anında değişir. O sabah Julia'ya öğle yemeği yemek isteyip istemediğini sordum. Aynı mahallede on beş yıldan uzun süredir çalışıyorduk- ben bir onkolog, o ise yükselen bir şirket yıldızıydı. Yıllar boyunca birbirimizin önemli sayılabilecek her anına şahit olmuştuk. Hayat koşturmacasında kendimizi kaybettiğimiz en yoğun zamanlarımızda dahi en iyi ihtimalle ayda iki kez görüşmeye zaman ayırıyorduk. Attığım mesaja cevap vermeyince tekrar mesaj attım ancak yine yanıt yoktu. İki saat sonra, mamogramında şüpheli bulgular bulunduğunu kekeledi. Fısıldayarak, "Endişeleniyorlar. Biyopsi istiyorlar hem de bugün. Ve kocam Atlanta'da, ne yapacağımı bilmiyorum." dedi. "Sorun değil," diyerek atıldım. “Bir şey çıkmayacağına eminim o yüzden bir an önce halledelim. Memedeki kitlelerin sadece küçük bir kısmı meme kanserine dönüşür, iyi olacaksın."

Göstermemeye çalışsam da sarsılmıştım. Kliniğime geri döndüm ve doğrudan emektar hemşiremiz Kit’i buldum. "Julia'nın memesinde bir kitle bulunmuş ve acil biyopsi istiyorlar. Her şeyin üstüne kocası şu an şehir dışında. Bu korkunç değil mi?”

"Öyleyse, tabii ki yanına gideceksiniz.” dedi Kit. "Onu arayıp yanında olacağınızı söyleyin ve başka bir şey sormadan sadece gidin.”

Kit'in söylediği gibi yaptım öğleden sonra yaşayacaklarıma hiçbir şey beni hazırlayamazdı. Odanın bir ucunda makineyi dikkatle takip eden radyolog diğer ucunda sırt üstü yatan Julia. Yatağın yanında ellerim Julia'nın saçlarında, bayılmak üzere olduğumu hissettiğime rağmen güçlü durmaya çalışıyordum. Kafamdan geçen düşünceleri toparlayamıyor ne kadar afallamış olduğumu fark edemiyordum. Haftada dört düzine meme görüyor olmama rağmen yaşadığım tamamen farklı bir durumdu. İğnenin tümöre temas ettiğini duyduğumda ürperdim ve dua etmeye başlıydım. Çocukluğumun unutulmuş duaları biyopsi odasından yükseliyordu: Lütfen Tanrım bu bir kist, bir yara izi, bir pıhtı, bir tıkanıklık olsun, iyi huylu olsun. Makineler homurdanırken cevabın kanser olmaması, boyaların maviye dönüşmemesi için dua ediyordum.

İşlem tamamlandığında kitle etiketlenerek boya dolu bir pakete kondu. Julia ve ben park yerine doğru yürüdükten sonra arabalarımıza binip zıt yönlere doğru hareket ettik. Lisanslı bir doktor olarak biyolojik haksızlıklarla uzun zaman önce barış yapmıştım. O gün eve dönerken yol kenarında alnım direksiyona dokunana kadar kıvrılıp gözyaşlarına boğulduğum ana kadar kanser kliniklerinin en zor savaş bölgelerinde eğitim almış biri olarak kolay kolay korkan biri olmadığımı düşünürdüm.

İçimdeki kötü his kendini doğruluyordu. Julia'nın tümörü kötü huyluydu ve nodüllere yayılmıştı. Julia'nın saçlarına dokunduğum anı düşünüyorum. 15 yıldır arkadaşız ama hiç onun saçlarına dokunmamıştım. Onun yakında kemoterapi nedeniyle kaybedeceği saçlarına…Ertesi gün her zaman olduğu gibi kliniğime döndüğümde hastalarla olan etkileşimlerim tıkanma noktasına gelmişti. Yeni bir hastanın tedavi planına odaklanmakta zorlanıyor, Julia’nın geçireceği fiziksel değişimlerin zihnimdeki olası görüntülerini düşünmekten kendimi alamıyordum. Rutin soru akışımda kekelediğimi fark eden Kit gün içinde sert ancak endişeli bakışlar atmıştı.

Personel odasında kendimi toparlamaya çalışırken tıp okulunun ilk günlerinden beri, kişisel hayatımdaki dramaların iş hayatımın karmaşık karar verme sürecini etkilemesine izin vermemem gerektiğini düşünüyordum. Bana öğretilen buydu ve odaklanmam gerekiyordu. Tedavi edilemez AIDS çağında stajımı yaparken bir gece gözyaşlarına boğulmuş halde, yaşlı bir doktora tüm bunlarla nasıl başa çıktığını sordum. Tereddüt etmeden: "Her kritik ziyaretin başlangıcında, 'Budist yarı-gülümseme' yapıyorum. Ağzımın kenarlarını yarı bir gülümsemeye kıvırıyorum, sonra derin bir nefes alıp öğrendiğim ve yaptığım her şeyi, geçmiş hastalarımdan ve geçmiş öğretmenlerimden öğrendiğim her şeyi içime çekiyorum. Sonra tam bir nefes verip hastalarımı görmeye gidiyorum."

Budist yarı gülümseme, "gülümseyen Buda" olarak da bilinir ve Buda'nın huzurlu ve sakin bir ifadesini temsil eder. Bu yarı gülümseme, içsel huzur ve dengeyi simgeleyen, genellikle Buda heykellerinde ve resimlerinde gösterilen dingin bir ifadedir. Budizm'de bu yarı gülümseme, meditasyon ve mindfulness pratiği ile elde edilen iç huzurun ve bilgelik ile aydınlanmanın bir sembolüdür. Bu gülümseyen Buda tasvirleri, insanların yaşamlarındaki stres ve acıdan kurtulmak ve iç huzura ulaşmak için rehberlik ve ilham kaynağı olarak kullanılır.

Personel odasındaki aynada bir süre kendimi izledikten odadaki sessizliğin beni boğduğunu hissediyordum. Kapıdan çıkmadan bir an durup öğretmenimin söylediklerini hatırladım ve budist yarı-gülümsememi yapmaya karar verdim. Derin bir nefes alıp Julia'nın saçlarını sarılmalarımızı, baktığım binlerce hastanın bana öğrettiklerini, tıp fakültesini, öğretmenimi hepsini içime çekip bıraktım ve odadan ayrıldım...

*

Onkoloji hastalarının bu yazıdan nasıl etkileneceği kişisel deneyimlere ve algılara bağlıdır. Bazı okuyucular, arkadaşlar ve doktorların desteğinin önemini vurgulayan bu hikayeden umut ve güç alabilir. Diğerleri ise hastalık sürecinin zorluklarına odaklanarak umutsuzluğa kapılabilir. Sonuç olarak, Julia'nın hikayesi ve doktorunun desteği, onkoloji hastaları için umut ışığı olabilir. Bu süreçte önemli olan, sevdiklerimizin ve sağlık profesyonellerinin desteğini unutmamaktır. Birlikte, zorlukların üstesinden gelme şansı artar ve hastalar daha güçlü hisseder. İyileşme yolculuğunda, umudu ve sevdiklerimizle olan bağları koruyarak, hayatın her anının değerini anlayabiliriz. Bu hikaye, onkoloji hastalarına ve onların sevdiklerine, zor zamanlarda birbirimize destek olarak umutla ilerleyebileceğimizi gösterir.

Robin Schoenthaler, M.D. The Breast Biopsy and the Buddhist Half-Smile. NEJM 4 May 2023 Perspective Article

Sağlık ve Mutlulukla Kalın...

Sayfada yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Kanser tanısına sahip bir hasta için online muayene randevusu hakkında bilgi almak için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.


İlgili Haberleri


Umut Dersleri – Onkoloğun Bakış Açısını Değiştiren Hasta

Umut Dersleri – Onkoloğun Bakış Açısını Değiştiren Hasta

Kanser tanı ve tedavi süreci hem hastalar hem hasta yakınları hem de sağlık çalışanları için zorlayıcı...

İlk Kombine Akciğer-Karaciğer Nakli İle Yaşama Tutunan Kanserli Doktorun Hikayesi

İlk Kombine Akciğer-Karaciğer Nakli İle Yaşama Tutunan Kanserli Doktorun Hikayesi

Dr. Gary Gibbon için zaman daralıyordu. 3. evre akciğer kanseri nedeniyle aldığı kemoterapi, radyoterapi ve immünoterapi...

Melanom Uzmanı Doktorun Beyin Kanseri ile Mücadelesi – Yüksek Riskli Bir Hamle

Melanom Uzmanı Doktorun Beyin Kanseri ile Mücadelesi – Yüksek Riskli Bir Hamle

Patolog Richard Scolyer ve onkolog Georgina Long, kanser araştırmaları alanında öne çıkan ve yenilikçi çalışmalarıyla tanınan...

Yüz Binlerce Kanser Hastasına Yardımcı Olan İlham Verici Onkoloji Hemşiresi

Yüz Binlerce Kanser Hastasına Yardımcı Olan İlham Verici Onkoloji Hemşiresi

Kanser hemşiresi Laura Lee, 1993 yılında bir gün yeni bir hastaya bakmaya başladığında, bu durumun kendi...

Hakkımda

Özgeçmişim, kanser tanı ve tedavisine dair çalışmalarım ve ilgi alanlarım için tıklayın.

Prof. Dr. Mustafa Özdoğan Hakkında