Kullanmakta oluğumuz telefonda bulunan internet, programlar ve konum servisleri sayesinde yazılım geliştiriciler, üretici firmalar, GSM operatörleri, Google ve Apple gibi işletim sistemi sahipleri cihazın sahibi hakkında bilgiler edinmektedir. Elde edilen bu ham bilgilere ise veri denir. Bu veriler belirli yasalarla korunmakta olup paylaşılması ve analiz edilmeleri zordur ya da biz öyle sanarız.

Yeni tip koronavirüsün yol açtığı COVID-19 hastalığını durdurmak için çalışmalar her geçen gün devam etmekte ve yeni yollar geliştirilmektedir. İşe yaracağı düşünülen yeni yollardan biri de mobil cihaz ve uygulama dünyasına ait şirketlerin elde ettiği verileri paylaşmasından geçiyor. Fakat birçok yerde konuşulan bu konu beraberinde tartışmaları da getirmektedir. Çünkü veri paylaşımının ne kadar etik olduğu ve doğurabileceği kötü sonuçlar kafaları karıştırmaktadır. Bu konuda İngiliz Hükümeti'nin gizlilik gözlemcisi, hükümetin, koronavirüsün yayılmasına karşı yardımcı olması için cep telefonlarından alınan kişisel verinin kullanabileceğini söyledi.

İngiltere’de hükümetin, halkın evde kal çağrılarına uyup uymadığı keşfetmek için 12 ila 24 saatlik gecikmeyle hareket haritalarını oluşturmak amacıyla kişisel verileri kullanmak için cep telefon şirketleriyle konuştuğu ortaya çıktı. Yukarıdaki videoda da görüleceği üzere Çin, Güney Kore, Hong Kong ve İsrail gibi hükümetler, kişisel verilerin ve virüs bulaşmış kişilerin hareketlerini ve temaslarını ortaya çıkarmak için akıllı telefon uygulamasını da içeren aktif gözetim önlemleriyle daha da ileri gitti. Bu izleme uygulamasını kullanan diğer ülkeler arasında İspanya, Romanya, Slovakya ve Polonya bulunmaktadır.

Google'dan COVID-19 Salgını Sırasında Ülkelerin Hareketlilik Değişimi Raporları

ABD hükümeti, Facebook, Google gibi teknoloji şirketleriyle akıllı telefonlardan konum ve hareket verilerini koronavirüsle mücadele etmek için görüştü. 16 Mart’ta Beyaz Saray Bilim ve Teknoloji Politikası Ofisi, bilim topluluğuna COVID-19 ile ilgili yüksek öncelikli bilimsel soruları yanıtlanmasına yardımcı olabilecek yeni metin ve veri madenciliği teknikleri geliştirmek için bir eylem çağrısı yayınladı. Demokrasi ve Teknoloji Merkezi Gizlilik ve Veri Projesi direktörü Michelle Richardson, veri paylaşımı konusunda insanlar geçmiş aşırılıklardan korkarsa, bu güveni yeniden inşa etmek için bir fırsat olduğunu ifade etti ve "insanları rahatsız etmeden kamu yararına hizmet etmenin bir yolunu bulmalıyız" dedi.Ayrıca veri paylaşımının dereceleri olduğunu ve kişisel verilerin ve devlet verilerinin birleşmesi sonucunda ortaya çıkacak bilginin, bireysel bilgilerin paylaşılmasının daha tehlikeli bir hale geldiğini belirtti. Washington Post’a yaptığı açıklamada Google sözcüsü Johnny Luu şirketin “anonimleştirilmiş konum bilgilerinin COVID-19 ile mücadelede yardımcı olabileceği yolları araştırdığını” söyledi. Bunun yanında Bilgi Teknolojileri ve İnovasyon Vakfı başkan yardımcısı Daniel Castro, “Halk sağlığını göz ardı ederken yalnızca mahremiyete odaklanmak hata olur” dedi.

İngiliz Hükümeti'nin herhangi bir somut önerisi olmamasına rağmen Birleşik Krallık'ta COVID-19 takibinde kullanılan bir akıllı telefon uygulaması geliştirildiğine dair raporlar bulunmaktadır. Bilgi Komisyon Ofisi (ICO: kamu yararına bilgi haklarını korumakla görevle bağımsız bir kurum) virüs salgınına karşı yardımcı olması için kişisel verilerin toplanabileceğini söylemiştir. ICO sözcüsü potansiyel olarak ülke çapında mobil telefonları izleme sorusuna “Önemli olan şeyin, veri korumasının, veri paylaşmasına bir engel olmamasıdır. Kamu kurumları, halk sağlığına yönelik ciddi tehditlere karşı korunmak için kişisel verilerin ek olarak toplanmasını ve paylaşılmasını isteyebilir. Veri koruma yasası, kamu yararına olan veri paylaşımını mümkün kılar ve halkın bekleyeceği veriler için güvence sağlar.” cevabını verdi. Hükümetin cep telefonundan veri izleme planının ortaya çıkmasından sonra, İngiliz gizlilik kampanyacıları endişelerini dile getirdi. Eğer böyle bir uygulama yapılırsa adli gözetim yapılması ve bu tür faaliyetlerin kalıcı bir taktik haline gelmemesi için gün batımı hükümleri (bir uygulamanın belirli bir tarihten sonra yürürlükten kalkması) olması gerekir. Son olarak bu olayın ardına ICO sözcüsü ”Halkın güvenliği birincil kaygımız olmaya devam ediyor.” dedi.

Veri Analizine ve Kullanımına Olan İlgi Her Geçen Gün Atmakta

Facebook geçen senelerde halk sağlığı alanında çalışan üniversitelere hastalık önleme haritaları sundular. Teklifler arasında uydu görüntüleri, nüfus yoğunluğu haritaları ve ayrıntılı haritalar oluşturmak için demografik bilgiler yer alıyordu. Facebook’un bu konudaki görüşü, insanların konum verileri hükümet tarafından değil araştırmacılar tarafından kullanılabileceği yönünde. Ayrıca Facebook, farklı insan gruplarının yolları geçme olasılığını tahmin etmek için hareketlilik hakkındaki verileri kullanan ortak konum haritaları yaptı. Bir diğer örnek ise Kaliforniya merkezli bir afet yardım kuruluşu olan Direct Relief doğal afetler sırasında nüfus hareketlerini inceleyebilmek için Facebook gibi harita araçlarıyla çalışıyor. Ayrıca Kaliforniya’daki kamu görevlilerine koronavirüs hakkında daha net bir görüş sunabilmek için veri topluyor.

Ülkemizde ise, şimdiye kadar COVID-19 salgınında cep telefonu konum veya mobil hareklilik verilerinin kullanıldığı bir proje duyurulmamıştır.

Sonuç

Veri analizi ve paylaşımının birçok yerde önemli katkıları olmuştur ve COVID-19 Pandemisi çalışmalarında da önemli bir role sahip olabilir. Fakat veri paylaşımı çok hassas bir dengede olduğu için yapılan çalışmaların büyük bir titizlikle yapılması gerekir, aksi takdirde kötü sonuçlar doğurabilir. Bununla birlikte pandemilerde mobil hareketlilik verisinin kullanılıp çeşitli önlemler alınması, özellikle salgının erken dönemlerinde hasta olanların bulunup izole edilmesinde ve salgının sınırlandırılmasında etkili sonuçlar doğurur. Şimdi ise birçok ülkede salgın oldukça yayılmış durumda; o zaman kişisel mobil veriler, daha işe yarayacak senaryolar için değerlendirilebilir. Veri paylaşımının çalışmalarda kullanılacağı bir senaryoda çalışmanın nasıl yapıldığı da çalışmanın sonucu kadar büyük bir öneme sahiptir.