Kronik yorgunluk

Amerika Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezleri'nin (US-CDC) son raporuna göre; COVID-19 belirtileri olan ve test uygulanan kişilerin üçte birinden daha fazlası, testlerden birkaç hafta sonra araştırmacılar tarafından arandıklarında normal sağlık durumlarına geri dönemediklerini söylemişlerdir.

Bilim insanları, SARS-CoV-2 enfeksiyonunun kronik yorgunluk olarak da bilinen miyaljik ensefalosel gibi postviral sorunlara neden olup olmadığıyla ilgili çalışmalara başlamışlardır.

Birkaç ABD milletvekili, COVID-19’un uzun süreli etkileri hakkındaki araştırma projeleri için 60 milyon Dolar federal fon ayıracak olan "COVID-19 alt kümeleri ve Ensefolmiyelit ile Kronik Yorgunluk Sendromu rolünü anlamak" adlı bir yasa tasarısı hazırladılar.

Sonraki milyonları korumak

ABD resmi olarak, nüfusunun %1,5'ine karşılık gelen 5 milyondan fazla kişide COVID-19 vakası tespit edildi. Ancak araştırmanın öne sürdüğü gibi eğer gerçek vaka sayısı 10 kat fazla ise hala virüsün yayılabileceği pek çok alan vardır. Bu yüzden uzmanlar bu aşamada pandemiyi ele almak ve mevcut vaka sayısının iki katına çıkmasını önlemek için tavsiyelerde bulunmaktalar.

Vanderbilt Üniversitesi Enfeksiyon hastalıkları uzmanı Dr. William Schaffner, bir video röportajında, "En iyi umudum aşı. Güvenli ve etkili ayrıca açık, şeffaf ve eşit bir dağıtım mekanizması ile ABD'deki kişilere ardından tüm dünyaya ulaştırabileceğimiz bir aşı olmalı." demiştir.

Washington Üniversitesi Sağlık Ölçütleri ve Değerlendirme Enstitüsündeki araştırmacılar; eğer ülkenin şimdiki trajik hali 1 Aralığa kadar devam ederse o zamana kadar yaklaşık 300.000 Amerikalının COVID-19 nedeniyle hayatını kaybedeceğini ön görüyorlar ancak evrensel maske kullanımı ile can kaybının 70.000 daha az olacağını tahmin ediyorlar. 

Aşı hedefleri tutacak mı?

ABD federal hükümetinin COVID-19 aşıları ve tedavilerini hızlıca geliştirme kuruluşu olan “Operation Wrap Speed”in başkanı Moncef Slaoui, programda daha önce açıklanan 300 milyon doz aşının Ocak 2021'e kadar dağıtılması hedefinin, klinik deneylerden elde edilen verilere bağlı olarak muhtemelen önümüzdeki yılın ortasına kadar tam gerçekleşmeyeceğini söyledi.

Eylül ayında COVID-19 aşı dağıtımı konusunda öneriler yayınlayacak olan Uluslarası Bilim, Mühendislik ve Tıp Komitesine konuşan Dr. Slaoui, programın 300 milyon doz vermeyi hedeflediğini çünkü bazı aşıların muhtemelen iki doz uygulanması gerekeceğini söyledi.

Slaoui, şimdiye kadar ABD piyasasına sürülen COVID-19 tanı ve tedavilerinin çoğunda kullanılan acil kullanım yetkisinin aksine her aşı adayının Amerika Gıda ve İlaç İdaresi'nden (FDA) tam onay isteyeceğini söyledi. Ayrıca Operation Wrap Speed'in verileri hızlıca gözden geçirmek konusunda FDA ile bir anlaşmasının olduğunu fakat bu onay kriterlerinin her aşı için aynı olacağını sözlerine ekledi.

Sağlık çalışanlarına antikor testi

New York’taki sağlık sisteminde gönüllülere uygulanan SARS-CoV-2 antikor testi, sağlık çalışanlarının %13.7'sinde antikorların pozitif olduğunu buldu ve bu oranın diğer çalışmaların eyalet genelinde yetişkinler için bulduğu sıklıktan biraz yüksek olduğu tespit etti.

Araştırmacılar; cinsiyet, ırk ve yaş gibi faktörler göz önüne alındığında kişinin yoğun bakım ünitesi gibi bir yerde veya masa başında çalışıp çalışmamasının, koronavirüse karşı antikor geliştirme (yani enfeksiyonu geçirme) sıklığında çok küçük değişiklikler gösterdiğini buldular.

Kritik COVID-19 vakalarında kullanılan deksametazonun glisemi riski

Deksametazon (bir çeşit steroid / kortizon) kullanımına bağlı hipergliseminin (şeker yüksekliği) yatarak tedavisini ele alan pek çok rehber olmasına rağmen, İngiltere Ulusal Diyabet COVID-19 Yanıt Grubu; özellikle deksametazon tedavisi gören COVID-19 hastalarında kan şekeri yönetimi ile ilgili yeni bir rehber ortaya koymuştur.

Yazarlar "Deksametazon kaynaklı bozulmuş şeker metabolizması, COVID-19 kaynaklı insülin direnci ve COVID-19 kaynaklı bozulmuş insülin üretimi" konuları göz önüne alındığında bu yeni rehbere ihtiyaç olduğunu söylüyorlar.

Aşı çalışmalarına gönüllü katılım meselesi

32.000’den fazla kişi, aşı geliştirmeyi ve bulunabilirliğini hızlandırma girişiminde SARS-CoV-2’ye kasıtlı maruziyetin de içinde olduğu COVID-19 aşıları için test denemelerine katılmaya gönüllü olmuştur.

Biyoetikçiler ve hekimler şuanda hiçbir aşı denemesinin kullanmadığı bir yaklaşımı tartışıyorlar. Bu fikrin savunucuları deneme testlerinin aşı gelişim sürecini aylarca kısaltabileceğini söylüyorlar, fakat diğerleri fazladan risklerin gönüllüler için sağlıkları ve potansiyel olarak hayatları açısından yüksek bedeller getireceğinden endişeleniyorlar.

Amerikan Tıp Derneği’nin başkanı Dr. Susan Bailey 7 Ağustos'ta yaptığı konuşmada; insanların kasten (zayıflatışmış virüs aşısı ile) SARS-CoV-2 ‘ye maruz bırakılmasının etik olmayacağını söyledi. Denemelerin genel olarak halktan daha sık virüse maruz kalan sağlık çalışanlarını dahil edeceğini fakat aşının ne kadar iyi çalıştığını anlamamız için normal yaşam ve iş hayatında kaç kişinin virüse yakalandığını görmenin zaman alacağını da sözlerine ekledi.

Umutsuz kişisel koruyucu ekipman (KKE) önlemleri

Küçük, bağımsız klinikler, pandemi sürecinde yeterli kişisel koruyucu ekipman bulmakta zorlandı bu da sağlık hizmeti sağlayıcılarının yeniden açılmasının gecikmesine ve sağlık çalışanlarının riske atılmasına sebep oldu. Ancak kar amacı gütmeyen kuruluşlar ve tıp dernekleri, hekimlerin kişisel koruyucu ekipman siparişlerini toplu olarak satın alabilmeleri için havuz programları düzenleyerek boşluğu doldurmak için adım atmaya başladı.

Tıp dernekleri 1 hafta içinde üyelerinin siparişlerini aldılar sonra kar amacı olmayan kurumlar gerekli malzemeleri temin ederek dağıttılar.

Amerikan Tıp Derneği başkanı Dr. Bailey bunun uzun süreli bir çözüm olmadığını sadece mevcut boşluğu doldurmaya çalıştıklarını ve yönetimi kişisel koruyucu ekipman üretimini arttırmak için elinden geleni yapmaya çağırdıklarını söyledi.

Testler: Kime, ne zaman ve nasıl uygulanmalı?

COVID-19 için tanı testleri çok önemlidir fakat henüz kime, ne zaman ve nasıl uygulanacağı açık değildir.

Kimlere test yapılmalı? İdeal olarak herkese test yapılmalıdır. Hasta olanlar, sağlık çalışanları ve temaslı olduğu bilinen kişiler öncelikli olmalıdır.

Ne zaman test yapılmalı? COVID-19'u düşündüren belirtileri olan kişilere en kısa zamanda test uygulanmalıdır. Maruz olduğu bilinen kişilere maruziyetten ortalama kuluçka süresi olan yaklaşık 5 gün sonra test yapılmalıdır.

Nasıl yapılmalı? Akut / şimdiki hastalığı tespit etmek için sadece viral nükleik asit veya antijen testleri kullanılmalıdır.

- İlgili konu: Koronavirüs testi nasıl yapılır? PCR ve hızlı tanı test çeşitleri nelerdir?

Fetal pulmoner fibrozis

Danimarkalı doktorlar, COVID-19 olan bir kadın hasta Akut Respiratuar Distres Sendromu (ARDS) sonrasında Fetal Pulmoner Fibrozis geliştiğini tespit etmişlerdir. COVID-19 ile hastaneye yatırılan hastaların yaklaşık %42'sinde Pulmoner Fibrozise (akciğer dokusunda bozulma ve esneklik kaybı) neden olduğu bilinen Akut Respiratuar Distres Sendromu gelişmiştir.

Londralı bir doktor bunu şöyle yorumlamıştır: “pratikte, özellikle Akut Respiratuar Distres Sendromu ile birlikte olan COVID-19 hastalarına bakan doktorların, hafif bir hastalık sonrasında bile pulmoner fibrozis gelişimine karşı tetikte olmaları gerekir. Ayrıca akut   COVID-19 geçirdikten haftalar veya aylar sonra nefes darlığı devam eden veya kötüleşen hastalarda BT taramaları tekrarlanmalı  ve akciğer fonksiyonu takip edilmelidir.

Çocuklarda nadir görülen şiddetli COVID-19 vakaları

“Critical Coronavirus” ve “Çocuk Epidemiyolojisi” çalışmalarından elde edilen ilk verilere göre; çeşitli belirtileri olan ve yetişkinlere kıyasla daha iyi sonuç alınan ciddi pediatrik COVID-19 vakalarının nadir olduğu bulunmuştur.

Araştırmacılar 18 ülkede yoğun bakım ünitesinde tedavi alan 65 pediatrik hastadan bilgi toplamışlardır. Şili, Kolombiya, İtalya, İspanya ve ABD’deki 10 pediatrik yoğun bakım ünitesindeki şiddetli veya kritik COVID-19 olan ilk 17 çocuk ile ilgili ilk görüşlerini yayınlanan yeni makalede açıklamışlardır.

ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü’nün Remdesivir klinik deneme güncellemesi

Ulusal Sağlık Enstitüsü perşembe günü, COVID-19 hastalarının tedavisinde, bağışıklık sistemi düzenleyici "İnterferon Beta 1-a"nın remdesivir ile kombinasyonunun güvenliğini ve etkinliğini değerlendiren randomize, kontrollü bir klinik çalışmanın başladığını duyurdu. Adaptif COVID-19 tedavi denemesi-3 olarak da bilinen çalışma, dünya genelinde yaklaşık 100 bölgede 1000’den fazla hastanede yatmakta olan COVID-19 hastasını kaydetmeyi amaçlamaktadır.

Tüm katılımcılar standart dozda remdesivir ve interferon beta 1-a veya plasebo alacaklardır. Araştırmacılar kombinasyon tedavisi uygulanan grupta sadece remdesivir uygulanan gruba göre iyileşme süresinin kısalıp kısalmadığını değerlendireceklerdir.

FDA hızlı tanı testininin acil kullanım iznini iptal etti

FDA 24 Nisan’da, Autobio Diagnostics Anti SARS-COV-2 hızlı tanı testi için acil kullanım izni verdikten sonra FDA yetkilisi Dennise M. Hinton’un yazısına göre 6 Ağustos'ta bu izin iptal edildi.

Dennise M. Hilton yazısında; testin SARS-COV-2 Ig-M antikorlarını tespit etmekte etkili olma ihtimalinin düşük olduğunu ayrıca kullanımı durumunda bilinen ve potansiyel yararlarının risklerinden daha ağır basmadığı sonucuna varıldığını belirtmiştir.

Trend olan klinik konu: D vitamini

The FEBS Journal adlı dergide yayımlanan bir çalışmanın sonuçları; kandaki düşük D-vitamini seviyelerinin COVID-19 enfeksiyonu ve hastaneye yatış için bağımsız bir risk faktörü olduğunu göstermiştir. Yani bu bulgular ile D-vitamini düşük olan bireylerin COVID-19'a daha kolay yakalandığı ve bu nedenle hastaneye daha çok yattığına dair araştırılmaya değer bir düşünce doğmuştur. Bununla birlikte aradaki neden-sonuç ilişkisini kurmak kolay değildir.