COVID-19 son gelişmeler – Yeni belirtiler, Steroid tedavisi, Sitokin salınım sendromu, Kronik COVID-19, Endokrin sisteme etkisi, Hava yolu ile yayılım
Yeni tip koronavirüse (SARS-CoV-2) bağlı gelişen ve tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 pandemisine dair bilgimiz her geçen gün yapılan yeni araştırmalar ile artmaya devam ediyor. Konu ile ilgili yayınlanan son gelişmeleri yakından inceleyelim.
COVID-19’a bağlı gözlenen yeni semptomlar (belirtiler)
Dermatologlar, az sayıda COVID-19 hastasında, ağız içi (oral) mukozada gözlenen döküntülerin (enantem), cilt döküntüsünün yanı sıra virüsün yeni bir semptomu (belirtisi) olup olmadığını belirlemek için çalışma yaptılar.
Araştırma için 30 Mart – 8 Nisan tarihleri arasında COVID-19 tanısı alan, deri döküntüsü şikayeti olan 21 hastanın ağız boşlukları incelendi. Hastalarda gözlenen enantemler 4 kategoriye ayrıldı; peteşial, maküler, peteşi ve maküler veya eritematöz veziküler. Araştırma süresince incelenen hastalar bu kategorideki şikâyetlerin birinden muztariptir. Dr. Jimenez-Cauhe araştırma sonuçları şu sözlerle yorumluyor; “COVID-19 semptomlarının başlamasından 12 gün sonra gözlenen ağız içi lezyonların, SARS-CoV-2 ile ilişkili olabileceğini düşünüyoruz. Akciğerlerde meydana gelen tahribatlar sonucunda güçlü öksürük de damakta lezyonlara neden olabilir, ancak COVID-19 semptomları ile eş zamanlı göründüğü için olası değildir. Aynı zamanda ilaç yan etkisinden kaynaklı olması da olası değildir. Çünkü herhangi bir ilacın çeşitli lezyonlara neden olması için 2-3 hafta gibi bir süreye gerek vardır. Cilt döküntüleri olan hastalarda ek olarak enantemin de gözleniyor olması ilaç yan etkisinden çok viral kaynaklı olduğunu göstermektedir.”
Ek araştırmalar ile daha büyük bir gruplarda bu bulgunun incelenmesi gerekse de çalışma SARS-CoV-2’yi değerlendirirken doktorların hastanın ağzını muayene etmeleri gerektiğini de göstermektedir.
Steroid tedavisine yönelik test
Yeni yapılan araştırmalar, yüksek düzeyde / ciddi enfeksiyon ile hastaneye yatırılan COVID-19 hastalarının deksametazon ve diğer steroidlerden önemli derece fayda sağlayabileceğini göstermektedir. Hangi hastaların steroid tedavisinden en iyi faydayı sağlayabileceğini belirlemek için daha çok çalışmanın yapılması gerekmektedir.
İltihabın önemli bir göstergesi olan C-reaktif protein (CRP), steroid uygulamasının karar verilmesi için de kullanışlı bir veridir. CRP’nin çalışmada belirtilen belli bir değerin üzerinde olduğu durumlarda steroid kullanımının, yaşam kaybı ve solunum cihazına ihtiyaç duyma riskini ciddi derece düşürdüğü tespit edildi. Ancak, tersi olarak düşük CRP değeri olan hastalarda steroid kullanımı yaşam kaybı ve solunum desteğine ihtiyaç duyma riskini ciddi oranda arttırmaktadır. Bu sonuçlar göz önüne alındığında, CRP değerinin değerlendirilmesinin hastalarda tedavi seçeneğini belirlemede son derece önemli bir başlangıç noktası olduğu belirtilmektedir.
Kombinasyon tedavisi sitokin fırtınasını baskılamada etkili
Yeni yapılan çalışmalarda, immün (bağışıklık sistemi) baskılayıcı ajan olarak kullanılan metilprednizolon (kortikosteroid) ve tocilizumabın birlikte kullanımı, sitokin salınım sendromu yaşayan COVID-19 hastalarında daha hızlı solunum iyileşmesi, daha düşük mekanik solunum cihazına ihtiyaç duyma olasılığı ve daha az hastanede yaşam kaybı ile ilişkili bulundu.
COVID-19 ile ilişkili sitokin salınım fırtınası sendromu, yoğun bakım hastalarının yaklaşık %25’inde görülmekte. Özellikle ciddi semptomları olan ve hastaneye yatırılan COVID-19 hastalarının tedavisi için daha çok çalışmaya ve kanıta ihtiyaç olduğunu belirten araştırmacılar, yapılan çalışmanın son derece ilgi çekici olduğunu ve gerekli durumlarda tedavi yanıtlarını arttırmak amacı ile kortikosteroidler ile birlikte tocilizumabın da kullanılabileceğini vurguluyor.
Metilprednizolon ve tocilizumab kombine tedavisi alan ve yoğun bakımda tedavi gören COVID-19 hastalarının %79’undan daha fazlasının solunum sıkıntısında ciddi iyileşmeler gözlenen araştırmayı yorumlayan Dr. Nihar R. Desai şu sözler ile düşüncelerini belirtiyor; “Sunulan bu veriler randomize değil ve nispeten az sayılı bir katılımcı grubu ile gerçekleştirilmiş olsa da yakın zamanda COVID-19’da steroid kullanımının faydalarını kanıtlayan İngiltere merkezli çalışmayı destekler nitelikte. Tüm bu sonuçlar ele alındığında, steroid tedavisinden fayda sağlanacağını söylemek mümkün olabilir.”
Kronik COVID-19
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’nin (US-CDC) son verilerine göre, genç yetişkinlerde, kronik rahatsızlığı olmayan ayakta tedavi alan kişilerde dahi uzun süreli / kronik COVID-19 gözlenmekte.
Ekip, SARS-CoV-2 için pozitif test sonucuna sahip semptomatik yetişkinlerde telefon anketi gerçekleştirdi. Anket sonuçlarına göre, testten 2 ila 3 hafta sonrasında kişilerin %35’inin normal sağlık koşullarına dönemedikleri tespit edildi. Görüşülen 274 kişiden 270’i sağlıklarına kavuştuklarını ve 175’i (%65) de test tarihinden itibaren ortalama 7 gün içerisinde eski sağlık koşullarına döndüklerini belirtti.
Farklı yaş gruplarının dahil edildiği çalışmada 18-34 yaş arası görüşmecilerin %26’sı, 35-49 yaş arası görüşmecilerin %32’si ve en az 50 yaşındaki görüşmecilerin %47’si, pozitif test sonuçları aldıktan sonra 14 ila 21 gün içinde normal sağlık durumlarına dönemediklerini bildirdiler.
SARS-CoV-2 endokrin / hormonal sisteme zarar verebilir mi?
Araştırmacılar, COVID-19’a neden olan SARS-CoV-2’nin, vücuda tutunarak girmesini sağlayan anjiyotensin dönüştürücü enzim 2 (ACE2) üzerindeki etkileriyle, çeşitli endokrin /hormonal fonksiyonları bozabileceğini düşünüyor.
Daha önce yapılan çalışmalar, ACE2 üretiminin ve endokrin dokularındaki fonksiyonunun, koronavirüs üzerinde etkili olabileceğini göstermektedir. Ancak, patolojik koşullar altında ACE2 üretiminin endokrin dokularında nasıl olduğuna dair yeterli veri olmadığından dolayı araştırmacılar ACE2 üretiminin ciddi COVID-19 sonuçları üzerine etkisini kesin olarak yorumlayamamaktadırlar.
SARS-CoV-2 havadan yayılır mı?
SARS-CoV-2‘nin hava yolu ile yayılma ve bulaşmasına dair endişeler birkaç aydır dile getirilmektedir. Vaka sayılarındaki artış, hava yolu ile bulaşmasına dair endişeleri arttırmakta ve bu konu ile ilgili yapılan araştırmalar artmaktadır (şu ana kadarki bulgularımız SARS-CoV-2'nin, temel olarak solunum damlacıkları yoluyla bulaştığını göstermektedir).
Bir dergide yayınlanan çalışma, hava yolu ile yayılmasına dair kanıtlar ortaya koymaktadır. Bu durum, sadece sosyal mesafenin yeterli olmadığını aynı zamanda maske kullanımın da son derece önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne sermekte. Bu konu ile ilgili açıklama yapan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ); “Özellikle enfekte olan kişilerle uzun süreli kapalı, yetersiz havalandırmalı ve kalabalık ortamlarda bir arada bulunmak göz ardı edilemez” diyerek, konuya dair tutumunu belirtti.
Klimanın koronavirüsün hava yolu ile bulaşmasında oynadığı rol de araştırılmakta. HVAC sistemleri özellikle dışarısı sıcak olduğunda, havayı devridaim eder. Dış ortam sıcaklıkları çok fazla olduğunda, iç ortam havası daha fazla sirkülasyona girer ve içeride bulunan insanların verdikleri havayı daha yüksek bir yüzde ile solumasına neden olur. Ayrıca, klimaların fan bileşenleri, koronavirüs aerosollerinin (bir katının veya sıvının gaz ortamı içinde dağılmasıdır) havada daha uzun süre asılı kalması için ekstra kaldırma kuvveti sağlayabilir.
Sağlık çalışanlarının güvenlikleri ve yaklaşan yeni okul döneminde alınması gereken tedbirler göz önüne alındığında bu konuya dair daha çok araştırma yapılması gerekmektedir.
Sonuç
Yapılan yeni çalışmalar ile COVID-19 pandemisi hakkında her geçen gün daha çok bilgi sahibi oluyoruz. Bu süreçte, el hijyenine dikkat ederek, sosyal mesafeyi koruyarak ve gerekli durumlarda ev içinde dahi maske kullanımına özen göstererek, kendimizi ve sevdiklerimizi koruyabiliriz.
*
COVID-19 Update: New Symptom, Test to Guide Steroid Treatment - Medscape - Jul 24, 2020.