Dumping Sendromu nedir? Neden Olur? İyileşir mi?

Dumping Sendromu nedir? Neden Olur? İyileşir mi?

Dumping sendromu yiyeceklerin hızlı bir şekilde bağırsaklara geçmesi nedeniyle bağırsak damarlarının ani genişlemesi ve kanlanması ile beyne giden kanda azalma olması sonucu gerçekleşen sendromdur.

Hızlı mide boşalması veya ince bağırsağa besin öğelerin hızlı geçişine bağlı vazomotor ve gastrointestinal belirti-şikayetlerler karakterizedir.

Dumping sendromu, mide kanseri ameliyatı ve kanser dışı özofagus ve mide cerrahisinin yanı sıra bariatrik cerrahinin (metabolik veya obezite cerrahi olarak da bilinir) sık görülen bir komplikasyonudur.

Bu müdahaleler mide anatomisini ve innervasyonu (sinirsel uyarım) değiştirir, bu da önemli miktarda sindirilmemiş gıdanın ince bağırsağa çok hızlı ulaşmasını sağlayabilir.

Aşağıda, mide ameliyatları sonrası, mide ve ince bağırsak anatomisinin nasıl değişebildiği görülebilir.

bariatrik cerrahi sleeve gastrektomi cesitleri tum mide ameliyati roux en y gastrik bypass nasil ya

Dumping Sendromu Neden Olur? Patofizyolojisi

Mide bir depo gibi davranarak sindirimi başlatır, kontrollü bir şekilde içeriğini devamındaki ince bağırsak başlangıç yeri olan duodenuma bırakır. Besinler midedeki asit ve proteazlar tarafından kısmen sindirilmektedir.

Yapısı bozulmamış pilor (mide çıkış kapısı), duodenumun içine büyük parçaların geçişini önler. Pilor bölgesine müdahale edilmesi mide hacminin azalması ve pilor boşalımının değiştirir. Bunun sonucu ozmotik açıdan aktif olan katı ve sıvıların büyük miktarda duodenuma ve ince bağırsağa hızlı geçişi görülmektedir.

Dumping sendromu, yemek yedikten sonraki geçen süreye bağlı olarak erken veya geç dumping olarak ikiye ayrılır. Hastaların çoğunda erken dumping görülürken yaklaşık % 25’inde geç dumping ve hastaların daha azından ikisi birden görülebilmektedir.

Erken Dumping Sendromu

Mide rezeksiyonları ve Billroth II ameliyatlarından sonra midenin ince bağırsağa hızlı, sürekli ve kontrolsüz olarak boşalmasıyla görülür. Belirtiler ve bulgular genellikle yemek sırasında ya da yemekten hemen sonra (5-30 dakika içerisinde) başlar. Ani başlayan halsizlik, baygınlık ve baş dönmesinden sonra yatma isteği gelişir. Soğuk terleme, çarpıntı, dolgunluk, çalkantı hissi vardır. Bazı hastalarda bulantı, kusma ve fışkırır tarzda diyare ile sonuçlanan bağırsak krampları olur. Ameliyat sonrası 1-2 yıl sürebilir.

Erken Dumping Belirtileri Nelerdir?

  • İshal
  • Bulantı
  • Kusma
  • Bağırsak krampları
  • Şişkinlik
  • Çarpıntı
  • Yorgunluk
  • Baygınlık
  • Zayıflık
  • Terleme
  • Baş ağrısı
  • Solgunluk

Geç Dumping Sendromu

Yiyeceklerin ince bağırsağa hızlı geçişi ince bağırsaktaki yüksek karbonhidrat konsantrasyonuna yol açar. Bu durum hiperglisemiye (kan şekeri artması) sebep olur, daha sonra aşırı insülin salınımı gerçekleşir ve buna bağlı reaktif hipoglisemiye (kan şekeri düşüklüğü) neden olur. Yemek yendikten 1-3 saat sonra ortaya çıkar. Ameliyattan 3-6 ay sonra başlayıp 2-5 yıl sürebilir.

Geç Dumping Sendromu Belirtileri Nelerdir?

  • Terleme
  • Titreme
  • Konsantrasyon bozukluğu
  • Bilinç kaybı
  • Açlık

Dumping Sendromu Tedavisi olarak Beslenme Nasıl Olmalı?

Az az sık sık sık beslenilmelidir. Çünkü parsiyel gastrektomide (midenin kısmi alınması) gastrik boşalma hızlanmıştır ve gastrik depo daha küçüktür, besinler mideden ince bağırsağa hızlı geçmektedir.

Beslenme küçük parçalar halinde, az miktarda ve sık öğünler şeklinde yapılmalıdır.

Önce tanesiz sıvı gıdalarla başlanır. Eğer tolerans iyi ise öğün sayısı azaltılır, besin alım miktarı artırılır ve sonunda beslenme yaşına, fiziksel aktivite vs. uygun şekilde düzenlenir.

Şekerli besinler ve içecekler kısıtlanmalıdır.

Basit karbonhidratlar sindirime uğramadan, bağırsaktan 15-20 dakikada emilip kana geçen ve doğrudan enerji kaynağı olarak kullanılır ve kan şekerini ani yükseltme ve düşüşe neden olarak kullanılan şekerlerdir. Kompleks karbonhidratlar ise sindirimleri yaklaşık 3-4 saat süren ve kan şekeri üzerindeki etkileri daha yavaş ve uzun süreli olan karbonhidrat türüdür. Basit şeker alımının azaltılması besinlerin ince bağırsağa geçişini azaltmaktadır. Kompleks karbonhidrat alımını artırıp basit karbonhidrat alımını sınırlandırmak gerekir.

Düşük glisemik içerikli besinler seçilmelidir.

Düşük glisemik indekse sahip olan karbonhidratlar daha yavaş sindirilip, karbonhidrat emilim oranı yavaşladığı için sağlık üzerine (kan glikoz kontrolü, kan lipit düzeyinde azalma vb.) olumlu etkisi bulunmaktadır. Yüksek glisemik indekse sahip karbonhidratlar hızlı sindirilip emildiklerinden daha yüksek glisemik yanıt oluşturur ve yüksek kan glikoz düzeylerinde karakterize olup hiperinsülinemi görülür.

  • Glisemik indeksi düşük besinler: Kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur, çavdar, kepek, tam buğday, yoğurt
  • Glisemik indeksi yüksek besinler: Beyaz ekmek, pirinç, patates, şeker katkılı besinler

Besinler iyi çiğnenmeli ve yavaş yenmelidir.

Daha küçük parçalar şeklinde çiğnenen besin, büyük ve sindirimi zor olan besin parçalarının ince bağırsağa akışını durdurabilmektedir.

Yemekle birlikte sıvı tüketimi sınırlandırılmalı ve sıvı almak için yemekten sonra en az 30 dakika beslenmelidir.

Parsiyel gastrektomide kalan mideyi sıvı ile değil besin ile doldurulmasını sağlamak için kullanılan yöntemdir.

Her öğünde protein alınmalıdır.

Proteinler; vücudun savunma sisteminin, vücut çalışmasını düzenleyen enzimlerin ve bazı hormonların temel yapıtaşıdır. Vücudun yapım-onarım işlevini gerçekleştirebilmesi için proteinli beslenme önerilir.

  • Protein içeriği zengin besinler: Yumurta, peynir, et, süt, yoğurt

Posa alımı artırılmalıdır.

Posa besinlerin bir bileşeni olarak insan vücudunun sindiremediği veya kan dolaşımına emilimini yapamadığı kompleks karbonhidratlara verilen isimdir. Jel oluşturarak, gastrik boşalmayı geciktirerek ve bağırsak geçiş zamanını uzatarak karbonhidrat emilimini yavaşlatır. İnce bağırsakta sindirilmeyen nişasta kolona geçince bakteriler tarafından sindirilir veya dışkıyla atılır. Posalı besinlerin glisemik indeksleri düşüktür. Rahatsız etmiyorsa beslenmeye eklenmelidir.

  • Posa içeren besinler: Kuru baklagiller, tahıllar, sebze, meyve

Süt içerisinde laktoz miktarı fazladır.

Laktoz gaz ve şişkinlik yapar eğer rahatsız ediliyorsa laktozsuz ürün kullanılabilir. Badem, soya ve Hindistan cevizi sütleri tercih edilebilir. Yoğurt ve peynirin içindeki laktoz miktarı süte göre daha azdır ve daha iyi tolere edilir.

Gaz yapıcı besinlerin tüketiminden kaçının.

Bunlar kurubaklagiller, brokoli, karnabahar, lahana, kereviz, pırasa, portakal, mandalina, kavun vb.

Yemekten sonra uzanmak gastrik boşalmayı yavaşlatacağı için tercih edilir. Yemekten sonra çift yastıkta yatar pozisyonda 15-30 dakika kadar dinlenilmesi önerilir.

*

Emidio Scarpellini, Joris Arts, George Karamanolis, et al. International consensus on the diagnosis and management of dumping syndrome. Nat Rev Endocrinol. 2020 Aug

Sağlık ve Mutlulukla Kalın...

Sayfada yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Kanser tanısına sahip bir hasta için online muayene randevusu hakkında bilgi almak için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.


İlgili Haberleri


Uzun Yaşamın Sırrı Olan Diyet Nedir?

Uzun Yaşamın Sırrı Olan Diyet Nedir?

Gün geçtikçe yaşlanan dünya nüfusu, sadece hastalıkları önlemeyi değil, aynı zamanda zihinsel, fiziksel ve ruhsal olarak...

Kolesterol Gerçeği: Bilmeniz Gereken 12 Şey – Yumurta, Kilo, Statinler ve Daha Fazlası

Kolesterol Gerçeği: Bilmeniz Gereken 12 Şey – Yumurta, Kilo, Statinler ve Daha Fazlası

Neden Bu Konu Önemli? Kolesterol, kalp krizi ve felç gibi ölümcül kalp-damar hastalıklarının en önemli risk faktörlerinden...

Gluten Hassasiyeti Nedir? Nedenleri ve Gluten Kansere Yol Açar mı?

Gluten Hassasiyeti Nedir? Nedenleri ve Gluten Kansere Yol Açar mı?

Gluten hassasiyeti (gluten intoleransı), buğday, arpa ve çavdar gibi tahıllarda bulunan gluten adlı proteine karşı vücudun...

Zayıflayarak Tip 2 Diyabet Geri Döndürülebilir mi?

Zayıflayarak Tip 2 Diyabet Geri Döndürülebilir mi?

Diyabetle Mücadelede Yeni Bir Umut mu, Yanıltıcı Bir Söylem mi? Tip 2 diyabet, dünya genelinde milyonlarca insanın...

Hakkımda

Özgeçmişim, kanser tanı ve tedavisine dair çalışmalarım ve ilgi alanlarım için tıklayın.

Prof. Dr. Mustafa Özdoğan Hakkında