Deniz dünyası ile ilgili birçok söylenti dolaşıyor. Ancak bu söylentilerin bir tanesi var ki hepsinden çok dikkat çekiyor. O da köpek balıklarının kanser olmadığı "söylentisi"… Bu düşünce, kanseri azaltacağı ya da iyileştireceği gibi iddialarla çare aramakta olan kanser hastalarına satılmak üzere köpek balığı kıkırdağından yapılan ilaçlar için milyonlarca köpek balığının katledilmesine neden oluyor…

Köpek balığının kanserde denenmesinin tarihi nedir?

Bu konudaki söylenti 1970’lerde Johns Hopkins Tıp Fakültesi’nden Henry Brem ve Judah Folkman’ın ilk kez, kıkırdağın doku içinde yeni kan damarlarının gelişimini önlediğini tespit etmesi ile başlamıştır. Anjiyogenez olarak adlandırılan kandaki bu oluşum kötü huylu (malign) tümörlerin kilit özelliklerinden biridir. Ayrıca anjiyogenez olası kanser tedavisi arayanlar için sık kullanılan bir hedeftir.

Brem ve Folkman, anti-anjiyojenik bileşimler için kıkırdak üzerinde çalışmaya başlamıştır. Kıkırdakta kan damarları bulunmuyorsa, öyleyse kılcal damarların oluşumunu engelleyen moleküllere ya da enzimlere sinyal gönderiyor olmalı düşüncesinden yola çıkmışlardır. Yavru tavşandan alınan kıkırdak, deney hayvanlarındaki tümörün yanına yerleştirildiğinde tümörün gelişiminin engellendiğini tespit etmişlerdir. Daha sonraki araştırmalar dana kıkırdağının da aynı antianjiyojenik özelliklere sahip olduğunu göstermiştir. Robert Langer adındaki genç araştırmacı tavşan kıkırdağı ile yapılan ilk deneyi bu sefer köpek balığı kıkırdağı kullanarak tekrarlamaya karar vermiştir. Köpek balığı iskeleti tamamen kıkırdaktan oluştuğu için Langer bunun olası tedavi için daha kolay ulaşılabilir bir kaynak olabileceğini düşünmüştür. Gerçekten de, köpek balığı kıkırdağı dana ve tavşan kıkırdağı gibi tümöre yönelik kan damarlarının gelişimini engellemiştir.

Aynı dönemlerde Sarasota, Mote Marine Laboratuvarı’ndan Carl Luer adındaki bilim adamı da köpek balıkları ve kanser arasındaki ilişkiyi araştırmıştır. Yaptığı araştırmada köpek balıklarının başta kanser olmak üzere tüm hastalıklara yakalanma oranının düşük olduğunu tespit etmiş ve bunun nedenlerini araştırmak istemiştir. Yaptığı çalışmada oldukça karsinojen olduğu bilinen yüksek miktarda aflatoksin B1 verdiği köpek balıklarında tümör gelişmediğini görmüştür.

Bundan sonrasında Dr. William Lane devreye girmiştir. Langer ve Luer tarafından yapılan araştırmaları duymuş, köpek balığı kırkırdağı ilacının kanseri tedavi edebileceği düşüncesi anında kafasına yerleşmiştir. 1992 yılında, "Köpek balıkları Kanser Olmuyor: Köpek balığı kıkırdağı hayatınızı nasıl kurtarabilir?" adlı kitabını yayınlamıştır. Kitabı en iyi satanlarda liste başı ve Lane de medyanın yeni ilgi odağı olmuştu. Lane ve Kübalı hekimlerin birlikte Meksika’da yaptığı yetersiz araştırmanın sonuçları olağanüstü olarak nitelendirilmiştir. Ardından 1996’da Lane "Köpek balıkları hala kanser olmuyor" başlıklı ikinci kitabını yayınlamıştır.

Tabii ki bu arada Lane köpek balığı avlama ve kıkırdak hapı üretimi yapan Lane Laboratuvarlarını (bugün hala kıkırdaktan haplar üretip satmaya devam ediyor) kurmuştur. Ancak Lane bu alanda yalnız kalmamıştır. Birçok şirket köpek balığı kıkırdağından ilaç ve toz satmaya başlamış, bunu alternatif tedavi ya da besin takviyesi olarak piyasaya sürmüştür. 1995 yılında dünya pazarında köpek balığı kıkırdak ürünleri yaklaşık 30 milyon dolar sınırını aşmıştır. Her geçen gün daha fazla köpek balığı kıkırdakları için avlanmaktadır.

Bu avlanmanın sonuçları korkunç olmuştur. Kuzey Amerika köpek balığı nüfusu son 10 yılda %80 oranında azalmıştır. Bu alanda faaliyet gösteren şirketler kıkırdak üretimi için Amerikan sularında her ay 200.000’e yakın köpek balığı avlamaktadır. Kosta Rika’da kurulan bir Amerikan köpek balığı kıkırdak fabrikası her yıl yaklaşık 2.8 milyon köpek balığını yok etmeyi planlamıştır. Köpek balıkları diğer balıklara nazaran daha yavaş büyümektedir ve böylesine bir avlanma tehdidi altında üreyecek kadar uzun yaşayamayacakları kesindir. Balık avlama oranı dünya çapında azalmadığı sürece köpek balıklarının bazı türlerinin soyları ne yazık ki biz fark etmeden tükenecektir.

Peki köpekbalığı kıkırdağı kanserde gerçekten işe yarıyor mu?

Bu konuyla ilgili, 1998-2005 ve 2007 yıllarında yapılan ve Amerikan İlaç Dairesi (FDA) tarafından da takip edilen en az 3 araştırmanın sonuçları negatiftir. Tüm bu ekolojik yıkımın, hiçbir işe yaramayan bir alternatif ürün için yapılması kötü olmuştur! Köpek balığı kıkırdağı hiçbir şekilde kanseri tedavi etmez ya da iyileştirmez. Köpek balığı kıkırdağından yapılan tozlar ya da hapların hiçbir kanser türünde pozitif bir etkisinin olmadığı kanıtlanmıştır. Dr Andrew Vickers’ın açıklamaları, köpek balığı kıkırdağının kanseri tedavi edici olmadığı yönündedir. Gerçekten de ABD Federal Ticaret Komisyonu 2000 yılında devreye girerek Lane’e 1 milyon dolar para cezası keserek, sattığı takviye ürünlerin ya da herhangi bir köpek balığı kıkırdağı türevinin kanseri tedavi edebileceği, iyileştirebileceği veya önleyebileceği iddiasında bulunmasını yasaklamıştır.

Ancak en kötüsü, en ufak bir umut için çaresizce arayış içinde olan insanlardan para çalan tüm bu hileli yatırımın bir masala dayandırılmasıdır. Tarımsal Biyokimya ve Beslenme konusunda doktora derecesi olan paragöz insanlar size ne derse desin, köpek balıkları da kanser olur!..

Köpek balığı kıkırdağının kanserleşmemesi, köpek balıklarının kanser olmayacakları anlamına gelmez. Öte yandan insan kıkırdak dokusunda da çok nadir kanser gelişir. Köpek balıklarında "kanser oranının düşük olduğu’" algısı, köpek balıklarında hastalık oranlarını inceleyen henüz sadece bir çalışmanın olmasından kaynaklanmaktadır. Kimse bu hayvanlarda kanser ya da başka hastalıkları sistemli olarak kontrol etmemiştir. Düşük oranlar bulan bir çalışma var olsa da, bu köpek balıklarının kansere karşı dirençli ya da bağışık oldukları anlamına gelmez. Köpek balıkları paljik (derin denizlerde yüzen) balıklardır. Bazıları suyu fazla kirli olmayan bölgelerde yaşar. Bu da kıyıya yakın yerlerde yaşayan canlı türlerine nazaran kansere neden olan kimyasallara daha az maruz kaldıkları anlamına gelmektedir.

2004 yılında Hawai Üniversitesi’nden Dr. Gary Ostrander ve meslektaşı, köpek balıklarında bir tümör kaydı araştırması yayınlamıştır. Şimdiden kıkırdaklı balık türlerinde (kıkırdaklı balık sınıfı: köpek balığı, vatoz ve kedi balığı) 42 tümöre rastlanmıştır. Bu tümörlerin en az 12’sinin kötü huylu (malign) olduğu ve vücuda yayılım gösterdiği görülmüştür. Köpek balıklarının 2 tanesinde genetik yatkınlığı veya yüksek miktarda karsinojen maddelere aşırı maruz kalması nedeniyle çoklu tümör tespit edilmiştir. Bunlar köpek balığının kıkırdağında bile bulunan tümörler olmuştur! Ostrander, bu bilginin köpek balıklarının kanser olmadığı ile ilgili masalı bir şekilde unutturmasını umut etmiştir.

Bu çalışmalara rağmen hala köpek balığı kıkırdağından yapılan hapların satıldığını görülmektedir. Dahası hala köpek balıklarının kanser olmadığı masalına inanan birçok zeki insan var. Daha da kötüsü, sosyal medyada "Suda bir şey olmalı. Köpek balıkları kansere yakalanmadığı bilinen tek tür" vb cümleleri içeren tweetlere bile rastlamak mümkün.

Sonuç

Yazdıklarımızı özetlemek gerekirse: Köpek balıkları kanser olur! Köpek balıklarında kansere sık rastlanmaz denecek kadar kanıt olmadığı gibi, şimdiye değin hiç kimse sistemli olarak köpek balıklarında kanser oranlarına bakmamıştır. Dolayısıyla köpek balıklarının kansere karşı dirençli olduğunu ifade eden her açıklama olsa olsa yanıltıcı ve tamamen yanlıştır.

Bu durumun en hayal kırıklığı yaratan tarafı ise, köpek balığının bağışıklık sisteminin inanılmaz şekilde büyüleyici olması ve kanseri baskılayıp baskılamadığı konusunun araştırmaya değer olmasıdır. Köpek balıkları RAG proteinleri, T hücre reseptörleri ve immünoglobin olan gelişmiş adaptif bağışıklık sistemine sahip evrimsel en eski nesildir. Tamamen benzersiz iki tane bağışık organları bulunur. Leydig's ve Epigonal organların işlevi henüz tam olarak anlaşılamamıştır. Var olan tüm omurgalı hayvanların adaptif bağışıklığının evrimini anlamak için köpek balıklarının bağışıklık sisteminin incelenmesi gereklidir. Eğer gerçekten kansere karşı dirençlilerse, bu durumda bağışıklık sistemlerinin araştırılması daha fazla önem kazanıyor demektir. Ancak biz bunun yerine etkili olmayan bir kanser tedavisi için 100 milyondan fazla köpek balığı öldürüyoruz ve köpek balıkları kanser olmuyor diyerek birçoklarını yanlış yönlendiriyoruz.