
Genom Çalışmaları ile Pankreas Kanseri Yeniden mi Tanımlanıyor?
Pankreas kanserinde meydana gelen kromozomal kesintileri genetik kaos tipine bağlı olarak değerlendiren yeni bir çalışmaya göre pankreas kanserini 4 alt gruba ayırmak mümkün.
Pankreas kanseri tedavisi en zor olan kanser türlerinden biridir. Öyle ki, hastaların %5 inden daha azı 5 yıldan daha uzun yaşayabilmektedir. Bu yeni sınıflandırma ile belki de tedavisi en zor kanser türlerinden biri olan pankreas kanseri tedavisinde ilerleme kaydedilmesi umulmaktadır.
Dünyaca ünlü Nature Dergisinde yayınlanan bu yeni çalışmada, 100 pankreatik tümörün tüm DNA dizilerindeki değişkenlikler belirlendi ve analiz edildi.
DNA uzun-zincirli bir moleküldür ve nükleotid denilen kimyasal yapıtaşları ile genetik kodu oluşturur. Bir canlının DNA sına genom denir ve genom organizmayı oluşturmak için bir kullanma kılavuzu gibidir. İnsanlarda, her bir hücre 100,000,000 nükleotid çevresinde oluşan, sıkı bir şekilde istiflenmiş bir DNA molekülü içeren 23 çift kromozoma sahiptir.
Genler, bir hücrenin DNA sının alt kümesidir ve DNA tarafından oluşturulur. Ayrıca genler, canlının yapıtaşları olan proteinleri oluşturmak için çeşitli talimatlar içerir, bir nevi hücrelerin beygirleridir. DNA mızın sadece küçük bir bölümü genleri oluşturur; kalan bölümler genlerin nasıl aktifleşeceği veya inaktifleşeceği ile ilgili diğer tip talimatları içerir.
Hücrelerin işleyişi sırasında DNA da hücre bölünmesi sırasında DNA kopyalama hataları gibi çeşitli karışıklıklar meydana gelebilir. Bunun sonucunda oluşan mutasyonlar, yanlış genlerin oluşması sonucu genetik kaosa sebep olabilir. Bu yeni genler, kontrol ettikleri mekanizmaların yanlış zamanda aktifleşme ve inaktifleşmesine sebep olabilir.
Çalışmaya göre DNA daki yeniden düzenlenmenin tipine, yerine ve sıklığına göre pankreas kanseri 4 alt tipe ayrılır. Bu alt tipler stabil, bölgesel olarak yeniden düzenlenmiş, dağınık ve stabil olmayan olarak adlandırılmıştır.
Pankreas kanseri tedavisi için yıllardır süren araştırmalara rağmen, hala yeni tedaviler bulma konusunda birçok engelle karşı karşıyayız. Bu çalışma sırasında bulunan bazı mutasyonlar yeni ilaçlar için hedef olabilir. Bu çok önemli çalışma, kaotik kromozomal yeniden düzenlemelerin sebep olduğu ve hastalığın arka planında rol alan genetik hatalara ışık tutmakta ve daha fazla kişiselleştirilmiş tedavi için fırsatlar sağlamaktadır.
Pankreas kanserinin "stabil olmayan" olarak adlandırılan alt tipindeki hastalar platin-bazlı ilaçlardan fayda görebilir.
Araştırma ekibi bu çalışma ile ayrıca testis, yumurtalık ve diğer kanserlerin tedavisinde yaygın kullanıdığımız platin-bazlı kemoterapi ilaçlarının pankreas kanseri hastalarında da işe yarayabileceğini gösteren kanıtlar elde etmişlerdir.
Şimdiye kadar pankreas kanserinde platinli terapilerden çelişkili sonuçlar elde edilmiştir. Ancak bu çalışma, stabil olmayan alt tipe sahip hastaların platin bazlı ilaçlardan ciddi şekilde fayda görebileceğini düşündürmektedir.
26 Haziran 2000 tarihinde "tüm çağların en güzel günü" ifadesi ile ilk ayağı tamamlandığı ilan edilen İnsan Genom Projesinin meyveleri olan bu ve bunun gibi çalışmalar kansere bakış açımızı çoktan değiştirmeye başlamıştır. Bu projenin, kanserden depresyona ve hatta yaşlılığa kadar tüm hastalıkların teşhis ve tedavisinde devrim yaratarak tıp bilimini ciddi biçimde değişikliğe uğratacağı düşünülmektedir.
https://www.nature.com/nature/journal/v518/n7540/full/nature14169.html