Hodgkin lenfoma, bağışıklık sisteminin B hücrelerinden köken alan hematolojik (kan ve kemik iliği kaynaklı) bir kanserdir. Çoğu hasta, 15 ve 30 yaşları arasında Hodgkin lenfoma tanısı alır, ancak görülme sıklığı 55 yaşında tekrar artar.

Türkiye Kanser İstatistikleri’ne göre 2020’de ülkemizde 1520 yeni Hodgkin lenfoma tanısı konmuştur ve bu sayı ile tüm yeni kanser vakalarının %6,5’ini oluşturmaktadır. Aynı yıl Hodgkin lenfomaya bağlı 378 yaşam kaybı bildirilmiştir ve bu sayı, kansere bağlı yaşam kayıplarının %3’ünü temsil etmektedir.

ABD’de 2021 yılında 8850 yeni Hodgkin lenfoma tanısı ve 960 bu hastalığa bağlı yaşam kaybı olduğu düşünülüyor.

Hodgkin lenfoma, modern tedaviler ile en iyi tedavi edilebilen kanserler arasındadır.

Hodgkin Lenfoma İsminin Tarihi – Onkolojide Eponimler

1789 yılında İngiltere’de doğan Thomas Hodgkin, Edinburgh Üniversitesi’nde eğitimini tamamladı ve Londra Guy’s Hastanesinde görev yaptı. Anatomist ve sosyal aktivist olarak tanındı.

NOT: Eponim bir kişi veya yer ile anılan hastalık, belirti, bulgu, cerrahi alet, test veya sendromlar ya da genel terimlerin özel kişi adlarıyla anılmasıdır. Aspirin, Eroin ve termos gibi birçok ürün adı olmuş markaların adı eponime dayanmaktadır. Ayrıca tıp dışında da yaygın kullanılır; örnek olarak I. Elizabeth'in tahta çıkması ve ölümüne kadar geçen süreye eponim olarak Elizabeth devri adıyla tanımlanmaktadır.

Dr. Hodgkin, 1832 yılında yayımladığı bir makalede çoklu organ hastalığına sahip birkaç hasta tanımladı. Bu hastaların ortak noktaları, lenf nodları ve dalaklarının büyümesiydi. Dr. Hodgkin, “glandular büyüme ile… dalağın durumu arasında bir bağlantı” diye öne sürdü. Dalağın yapısal anormalliklerinin daha önce tanımlanmış olmasına rağmen bu hastalığın lenf nodları ile ilişkisi, morbidite ve hızlı ölümcül seyri ile karakterize olduğunu tanımladığı için Hodgkin’in tanımı önem kazandı. Dr. Hodgkin hastalara verilen etkili olmayan tedavileri rafa kaldırdı ve (o dönem için) hastalığa yenilmeden önce yapacak hiçbir şeyin olmadığını itiraf etti. Yani, klinik bir hastalık tanımı yaptı ve dahası hastalık gidişatı hakkında önemli gözlemler not etti.

Dr. Hodgkin’in döneminden biri olan Richard Bright, Dr. Hodgkin’in yayınını okudu ve 1838’de yeni bir derleme yayımlandı. 1856’da Samuel Wilks, Dr. Hodgkin’in makalesinde zaten yayımlanmış olan vakaları tartıştığını bilmeden yeni bir makale yayımladı. Dr. Wilks, lenfadenopati ve dalak büyümesi olan hastaları tanımladı ve ikisi arasındaki ilişkinin orijinal bir gözlem olduğuna inandığını belirtti.

Ancak Dr. Wilks, Dr. Bright’ın 1838’de yayımladığı makaleyi görünce bu keşif için Dr. Hodgkin’e itibar etti ve 1865 yılında yayımladığı makalesinde “Hodgkin Hastalığı” terimini kullandı. Dr. Hodgkin’e verilen bu eponim ve atıf, o zamanda beri onkoloji literatürüne yerleşmiştir.

Günümüzde Hodgkin lenfoma

Hodgkin lenfoma (HL, eski adıyla Hodgkin hastalığı) olan hastaların tedavisi, öncelikle Lugano sınıflandırması tarafından belirlenen hastalığın klinik evresi tarafından yönlendirilir. Günümüzde Hodgkin lenfoma, modern tıp ile tedavi edilebilir bir hastalık olarak görülmektedir. Hastaların çoğu lenfomalarından kurtulurlar, bununla birlikte tedaviye bağlı yan etkiler, geç yaşam kayıplarının nedenlerinden biridir. Bu nedenle, tedavi seçimi, yüksek oranda iyileşme sağlama arzusu ile uzun vadeli komplikasyonları en aza indirme ihtiyacı arasında denge sağlamalıdır. Erken evre hastalığı (evre I ila II) olan hastalar genellikle kemoterapi artı radyasyon tedavisi kombinasyonu ile tedavi edilir. Kemoterapi miktarı ve radyasyon dozu, olumlu ve olumsuz prognozu (hastalık gidişatı) olan kişilerde farklılık gösterir. Kombine kemoterapi, ileri evre (evre III ila IV) HL hastaları için ana tedavidir. Dirençli hastalığı olan hastalar, ilk tedavide kullanılmayan ilaçları, ardından yüksek doz kemoterapiyi ve otolog hematopoietik kök hücre naklini içeren ikinci basamak kemoterapi ile kalıcı yanıtlar ve remisyonlar (hastalıksız dönem) elde edebilirler. İkinci bir nüks (nüks) veya ilerleyici, dirençli hastalığı olan hastalar da yüksek doz kemoterapi ve otolog hematopoietik hücre nakli için adaydır.