Hastanede yatmayan kanser hastalarında palyatif tedavinin uygulanması bir sürü zorluğu da beraberinde getiriyor.

Palyatif tedavi ciddi ve/veya ilerleyici hastalığı olan kişilere, tanıdan itibaren tüm hastalık süreci boyunca verilen, yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen tedavilerdir. Kelime anlamı "geçici çare, üstünü örtme" olan palyasyon, sıklıkla terminal (son) dönemde verilen destek tedaviler gibi algılansa da, tüm hastalık boyunca palyatif tedaviler uygulanmaktadır. Daha açık bir şekilde ifade etmek gerekirse; kanser gibi ciddi ve ağır bir hastalıkta hem hastalığın kendisine ait hem de tedavinin getirebileceği hastanın yaşam konforunu bozan birçok etki söz konusudur. Bunlar ağrılar, bulantı ve kusmalar, ishal, ödem, işeme ve böbrek sorunları, yaygın halsizlik, ruhsal sorunlar vb. olabilir. Kişilerin ciddi hastalıkları da olsa, günlük aktivitelerini yerine getirebilmeleri, belki geçimlerini sağladıkları işlerini devam ettirebilmeleri, bunlar olamasa dahi hastalık sürecinin sıkıntılarının en hafif şekilde yaşanabilmesi için gereken yaklaşıma "palyatif bakım / destek tedavi" denilmektedir.

Palyatif tedaviyi telesağlık ile sunmak mümkün mü?

REACH PC'nin araştırmalarına göre "telesağlık / teletıp" bu zorluklara çözüm olabilir. Tabii ki bu uygulamanında bir takım kendi problemleri var.

Telesağlık, belli bir mesafe üzerinden sağlık bakımı ulaştırmak için internet gibi ağ hizmetlerini kullanan ve böylece doktor ve hastanın aynı zamanda ve aynı yerde bulunmasını gerektirmeyen bir hizmettir.

Boston'daki Massachusetts hastanesinden Doktor Jennifer Temel, 2020'de sanal olarak düzenlenen ASCO Quality Care Sempozyumunun eğitim bölümünde, REACH PC araştırmasının bulguları ışığında palyatif tedavide telesağlığın kullanımını masaya yatırdı.

Dr. Temel, palyatif tedavide doğrudan hastanede tedavinin kanser hastaları açısından daha fazla zaman, para ve enerji kaybına yol açabileceğine değindi.

Yeterli bir palyatif bakım kliniğine sahip olmak hastaneler açısından dikkate değer bir alan, ancak beraberinde maddi yatırım ve sağlık uzmanı istihdamı gerektiriyor.

Bu tarz problemler palyatif tedavide telesağlığın kullanımını cazip kılıyor.

Palyatif tedavide uzman eksikliği

Toplum Sağlığı Yıllık Raporu 2014 yılında, Amerika'da her 20.000 yetişkin için sadece 1 palyatif bakım uzmanı bulunduğu belirtildi.

2019'daki Eyaletler raporunda ise Amerika'daki hastanelerin sadece %72'sinde 50 veya daha fazla yataklı palyatif bakım merkezi olduğu belirtildi.

Yaşadığı yer ve sosyoekonomik çevre açısından dezavantajlı ve ciddi hastalıkları olan insanlar için palyatif tedavi sadece bir hayal.

Mevcut sistemdeki eksiklikler bu dezavantajları daha belirgin kılıyor. Birçok palyatif bakım uzmanı hastalarıyla ancak onların başka klinik ziyaretleri için hastaneye geldiği zamanlarda görüşebiliyor.Bu da palyatif bakım uzmanlarının daha iyi bir hizmet sunmasını engelliyor.

Palyatif bakım için telesağlığa ilişkin özel hususlar

Palyatif bakımda telesağlık kullanımının bazı olumsuz tarafları var. Bunlardan biri video aracılığıya iletişimde insanlar arasındaki sıcaklığın, temasın, ilginin aktarılmasının güç olmasıdır.

Palyatif bakım uzmanları hastalarını ile prognoz, vasiyet gibi birçok önemli ve hassas konuda bilgilendirmeyle görevliler. Video görüşmelerde bu tarz konuşmaların hastalar ve hasta yakınları tarafından nasıl anlaşılacağı ise bir muamma.

Bununla da sınırlı kalmayıp, video yolu ile opioidlerin reçete olarak yazılmasında bir takım engeller var.

Bu endişelere rağmen, ENABLE'ın çalışmasında onkoloji tedavisine ek olarak telefondan yapılan haftalık eğitici palyatif tedavinin sadece onkoloji tedavisi alan hastalarla kıyaslandığında hayat kalitesini arttırıcı olduğu ispatlandı. Araştırma 2009'da JAMA'da yayınlandı.

REACH PC telesağlık fizibilite çalışması

Temel, REACH PC'nin halen devam eden araştırması olan ileri düzey büyük hücreli akciğer kanseri hastalarındaki videolu olarak palyatif tedavi alan hastalar ile doğrudan hastaneyi ziyaret ederek tedavi alan hastaların karşılaştırılmasını açıkladı.

REACH PC'nin asıl amacı telesağlığın palyatif tedavi alan onkoloji hastalarında diğer hastalarla eş değer sonuçlar verip vermeyeceğini saptamak.

An itibari ile REACH PC çok çeşitli geniş bir coğrafyada 20 alanda 581 hastayı araştırmasına kaydetti. Bunlar ulaşılan hastaların sadece yarısı. 1250 hasta ile araştırmalar için görüşüldü.

Araştırmaya katılmayı reddeden hastaların %7.6'sı "teknolojiye güvensizlik" nedeniyle katılmadığını belirtti. Katılmayanların büyük çoğunluğu araştırmaya ilgisi olmamaktan (%35.1) ve/veya paltatif tedaviye ilgisi olmamaktan (%22.9) olduğunu belirtildi.

Yaşlılar katılanlar arasında çoğunlukta. Araştırmaya katılanların %60'ı 60 yaşından büyük ve katılan her 3 kişiden 1'i 70 yaşının üstünde.

Araştırmaya katılanlar arasında telesağlık ile tedavi alanlarda tedaviyi bırakma doğrudan görüşerek tedavi alanlara kıyasla daha fazla (%13.6'ya karşı %9.1)

Videolu tedaviler hakkında palyatif bakım uzmanlarına sorulduğunda %64.3'ü herhangi bir zorlukla karşılaşmadığını belirtti. Bu oran %65.5 olan doğrudan tedavilerle neredeyse aynı.

Uzmanların video tedaviler sırasında yaşadığı problemlerin büyük çoğunluğu teknik aksaklıklara dayanıyor (%19.1). Uzmanların sadece %1.4'ü video üzerinden tedavide rahatsız hissettiklerini, %1.5'inin de hasta ile samimiyet kurmada zorluk çektiğini belirtti.

Videolu görgü kuralları

Dinlerken tepki vermek ve hastanın ne dediğini tam olarak anladığımızı belirtmek için hastanın dediklerini özetlemek gibi stratejiler palyatif tedavide başarıya ulaşmak için anahtar davranışlar

Dr. Temel, uzmanların videolu tedavilerde eksikliğini duydukları hasta temasını kompanse edebilmeleri için "videolu görgü kuralları" diye tarif ettiği bir teknik öneriyor. Bu teknik hasta konuşurken kameraya bakmayı, başını sallayarak dinlediğini belirtmeyi ve hastanın konuşmasını bitirdiğine emin olmak için konuşmadan önce bir müddet duraksamayı içeriyor.

Palyatif tedavinin geleceği telesağlık mı?

Ben de kendimin palyatif tedavi gibi karmaşık muayenelerin yüz yüze tedaviden telesağlığa geçişinde endişelerini dile getiren onkologlar arasında olduğumu belirtmeliyim. Her şeye rağmen REACH PC araştırmasının erken sonuçları telesağlığın çok değerli bir araç olduğunu gözler önüne seriyor.

Yüz yüze tedavi ile telesağlık arasındaki farkı en aza indirgemek için, güvenilir ilişki kurma ve hastalar ile aramızdaki samimiyeti sağlamada daha detaylı pratik stratejiler belirlememiz şart.

Ek olarak, teknoloji kullanımından kaynaklanan tedavilerdeki ani değişimlerin oluşturduğu eşitsizliğe karşı daha dikkatli olmalıyız. COVID-19 pandemi dönemindeki telesağlık tecrübelerine dayanarak, Houston Methodojik Kanser Merkezindeki araştırmacılar hastaların yaşlı olma, düşük gelir düzeyinde olma ve sigortası olmama gibi mazeretlerle telesağlık hizmeti olmayı reddettiğini belirtti. Bu araştırma PCO Onkoloji Pratik'te yayınlandı.

Bahsedilen sebeblerden ötürü palyatif tedavide hibrit sisteme muhtemelen daima ihtiyaç duyulacak.

Son olarak, Alvin Toffler'ın Future Shock adlı kitabındaki tavsiyelere dikkat etmeliyiz. Bay Toffler kitabında "21. yüzyılın cahilleri okuma yazma bilmeyenler değil, öğrenemeyenler, öğrendiklerini unutamayanlar ve tekrardan öğrenemeyenlerdir." der.

Palyatif tedavide geleneksel model her zaman yeniden öğrenilmeye ihtiyaç duyacak.

*

İLGİLİ KONULAR