
Kanser Hastalarında Ateş Basması için Hormonal Olmayan Yeni Tedaviler
Menopoz öncesi kanser tanısı alan dört kadından üçü, sıcak basmasından şikayetçi ve bu durum 7-10 yıl sürebilmektedir. Ancak ateş / sıcak basmaları için mevcut standart tedaviler, vazomotor belirtiler olarak da tanımlanan bu durumu yaşayan tüm kadınlar için uygun olmayabilir; özellikle kanser hastaları için.
Menopozun ilk 10 yılı içinde olan 60 yaşın altındaki kadınların çoğunluğunun sıcak basması yakınmaları için hormon replasman (yerine koyma) tedavisi, faydaların risklerden daha ağır bastığı en etkili tedavi seçeneği olmaya devam etmektedir. Ancak hormona duyarlı meme kanseri tanılı hastalar için hormon replasman tedavisi uygun değildir; bu nedenle başka seçeneklere ihtiyacı olan kadınları unutmamak gerekir.
Hormon replasman tedavisi için kontrendikasyonlar (kullanılmaması gereken durumlar) arasında meme kanseri öyküsü, koroner kalp hastalığı, aktif karaciğer hastalığı, açıklanamayan vajinal kanama, yüksek riskli endometriyal (rahim) kanser, geçici iskemik atak ve önceki bir venöz tromboembolik olay veya inme (beyin felci) bulunur.
Vazomotor belirtiler için, "Neyse ki, gelişme aşamasında olan şeyler de var" dedirten ve şu anda FDA (ABD Gıda ve İlaç İdaresi) tarafından onaylanmayan, ancak klinik deneylerde olan çok çeşitli potansiyel tedaviler mevcut.
Sıcak Basması için Yeni Bir Tedavi Ajanı: Oksibutinin
Bunlardan biri, şu anda aşırı aktif mesaneyi ve aşırı aktif terlemeyi tedavi etmek için kullanılan antimuskarinik ve antikolinerjik bir ajan olan oksibutinindir.
2016 yılında yapılan bir araştırmada, günde bir kez 15 mg artan dozla oksibutinin alan kadınların %73’ü belirtilerini "çok daha iyi" olarak değerlendirirken, plasebo grubunda bu oran %26’idi. Kadınlar, sıcak basması sıklığının ve şiddetinin azaldığını ve daha iyi uykularını alabildiklerini bildirdi.
Sonraki araştırmalarda, kadınların günde iki kez 2,5 mg oksibutin aldıklarında sıcak basma sıklığında %60’lık bir azalma ve günde iki kez 5 mg aldıklarında ise %77’lik bir azalma bulunurken, plasebo grubunda bu oran %27 idi. Oksibutinin ile daha sık meydana geldiği bildirilen tek yan etki ağız kuruluğuydu, ancak tedavi ve plasebo grupları arasında anlamlı bir farklılık yoktu.
Bununla birlikte oksibutininden kaynaklı bazı potansiyel ve uzun vadeli bilişsel etkiler olabilir. Bazı araştırmalar, oksibutinin ve antikolinerjiklerin genel olarak daha yüksek kümülatif kullanımından kaynaklanan demans (bunama) riskinin arttığını göstermiştir.
Oksibutin, menopoz yakınmaları için etkilidir, ancak uzun vadeli kullanım için bazı endişeler bulunmaktadır. Hormon tedavisini kullanmak istemeyen veya kullanamayan önemli derecede ve rahatsız edici düzeyde sıcak basmasından muzdarip kadınlarda kısa süreli kullanıldığında muhtemelen zararlı olmayacaktır ve çoğu kadın için yan etkiler tolere edilebilir. İlaç zaten temelde mesane problemlerini tedavi etmek amaçlı kullanıldığından mesane problemi yaşayanlar kadınlar özellikle ideal adaylar olacaktır.
Tedavide Bir Başka Ajan: Estetrol (Estelle)
Fetal karaciğer tarafından üretilen ve plasentayı geçen dokularda seleksiyon etkisi ile doğal olarak oluşan ve bir östrojen olan Estetrol (E4) adı verilen yeni bir östrojen de menopozal yakınmalar için denenmektedir. 28-32 saatlik uzun bir yarı ömre sahiptir ve potansiyel mekanizması ona Estradiolden (E2) farklı bir güvenlik profili verebilir. İlaç-ilaç etkileşimi riski daha düşük olabilir; daha düşük meme uyarımı, ağrı veya karsinojen etki; trigliseritler üzerinde daha düşük etki ve pıhtılaşma belirteçleri üzerinde nötr bir etki olabilir.
Estetrol, yakın zamanda Estelle adı altında bir oral kontraseptif olarak onay almış olmasına rağmen, aynı zamanda postmenopozal bir rejim olarak da araştırılmaktadır. Ön bulgular, görünür minimum etkili doz olan 15 mg'da vazomotor belirtilerin şiddetini %44 oranında azalttığını gösterirken, bu oran plasebo grubunda %30’idi. Güvenlik profili endometriyal hiperplazi (rahim kalınlaşması) ve beklenmeyen yan etkiler göstermedi. 15 mg estetrol alanlarda, ortalama endometriyal kalınlık 2'den 6 mm'ye yükseldi, ancak progestin tedavisinden sonra başlangıca döndü. 15 mg'lık doz ayrıca kemik döngüsü belirteçlerini, HDL'yi (iyi kolesterolü) artırdı, glikoz toleransını iyileştirdi. Ancak pıhtılaşma parametreleri veya trigliseritler üzerinde hiçbir etkisi olmadı.
Yeni Potansiyel Ajan Grubu: Kisspeptin, Nörokinin B ve Dynorphin (KNDy)
Sıcak basması için üzerinde çalışılan diğer bir potansiyel ajan grubu, Kisspeptin, Nörokinin B ve Dynorphin (KNDy) nöronlarının vazomotor belirtilerin etiyolojisinde önemli bir rol oynayabileceği konusundaki son çalışmaların bulgularından yararlanmayı amaçlayan NK3 antagonistleridir. Bunlardan biri olan MLE 4901'in gelişimi, sıcak basmalarında %45'lik bir azalmaya rağmen durdurulmuştur, çünkü 28 kadından 3'ünde, normalin üst sınırının yaklaşık dört ila altı katı arasında, geçici olarak yüksek karaciğer fonksiyon testleri gelişmiştir.
Diğer ikisi, fezolinetant ve NT-814, faz 2 denemelerindedir ve plaseboya kıyasla belirtilerde önemli bir azalma göstermiştir. Faz 2a çalışmasında en sık bildirilen yan etki gastrointestinal etkilerdi, ancak katılımcıların hiçbiri bunlardan dolayı ilacı kesmedi ve karaciğer testlerinde yükselme olmadı. Daha büyük faz 2b çalışmasında, en yaygın olarak bildirilen tedaviyle ortaya çıkan yan etkiler; bulantı, ishal, yorgunluk, idrar yolu enfeksiyonu, sinüzit, üst solunum yolu enfeksiyonu, baş ağrısı ve öksürüktür. Beş kadın, yüksek karaciğer enzimleri nedeniyle ilacı bırakmıştır.
Genel olarak, NK3 inhibitörlerinin genellikle iyi tolere edildiği görülüyor. Hafif transaminaz yükselmesi var gibi, ancak bunun bir bütün olarak bu ilaç sınıfının bir etkisi olup olmadığı henüz bilinmiyor. Folikül uyarıcı hormon önemli ölçüde artmamakta; bu önemlidir, çünkü yüksek FSH zayıf kemik sağlığı ile ilişkilidir ve klinik olarak yüksek meme kanseri riski taşıyan kadınlar için önemli olan östradiol kayda değer oranda artmamaktadır.
NK3 inhibitörleri, hormonal bir seçeneği kullanamayan veya kullanmayı tercih etmeyenler için hormon tedavisine ideal bir alternatif olacaktır. Ancak, özellikle erken menopozlu kadınlarda hormon replasman tedavisinin yaygın olarak bırakılmasına karşı dikkatli olmak adına doktorların iyi bir eğitim almasına ihtiyacımız olabilir.
Meme Kanserini Atlatan Kadınlar için Yeni Tedavilerin Güvenirliği
Bu yeni tedavilerden herhangi birinin meme kanserli kadınlarda test edilip edilmediği ve oksibutinini letrozol ile aynı anda alma konusunda herhangi bir şey bilinip bilinmediğini merak edilebilir.
Kronik hastalıkları olan kadınların çoğunun bu yeni denemelere dahil edilmediklerini biliyoruz. Klinik çalışmaların meme kanseri atlatanları ve aromataz inhibitörleri alan kişileri hariç tuttuğu görülüyor. Ayrıca NK3 veya KNDy nöron modüle edici ilaçlar üzerindeki klinik çalışmalar kanser hastalarını hariç tuttuğu için, çok yakın bir gelecekte bu verilerin mevcut olması pek olası olmayacak.
Bununla birlikte kendisi de tamoksifen alan ve meme kanserini atlatmış bir doktor olan Lisa Larkin, meme kanserini atlatanlara oksibutinin reçete ederken "tamamen rahat" hissettiğini söyledi. “Gerçekten düşük seviyede başlayabilirsiniz ve ağız kuruluğu gerçekten zamanla düzeliyor.” Larkin, ayrıca hastaları, işe yaradığını görmek için 2 haftanın geçmesi gerektiği ve yan etkilerin sonunda ortadan kalacağı konusunda bilgilendirmek gerektiğini de ekledi. "Çok tolere edilebilir hale geliyor, bu yüzden hepinizi, bunu harika bir başka seçenek olarak değerlendirmeye davet ediyorum."
New Nonhormonal Hot Flash Treatments on the Way - Medscape - Oct 06, 2020