Modern, yani kanıta dayalı kanser tedavileri hakkında birçok kişi olumsuz önyargılara sahiptir. Bu önyargıların en yaygını, "onkolojik tedaviler yaşam süresini uzatsa bile, yaşam kalitesini bozduğu" şeklindedir. Fakat işin aslı, birçok yeni kanser tedavisi, sadece yaşam süresini uzatmakla kalmaz, aynı zamanda yaşam kalitesini ve hastanın günlük faaliyetlerini / işlevselliğini de korur, hatta iyileştirir. Journal of Oncology Practice adlı dergide 19 Temmuz 2019'da yayımlanan bir çalışma, ileri evre akciğer kanserli hastalar için başarılı bir tedavinin sadece sağkalımı arttırmakla kalmadığını, aynı zamanda yaşam kalitesini de koruduğunu gösterdi.

Hastalara sorulduğunda, kemoterapiye başlamadan önce, çoğunun (% 60.4) tedaviyi sadece sağkalımdan daha fazlası olarak tanımladığı görüldü. Çünkü hastalar sadece daha uzun yaşamak istemekle kalmayıp aynı zamanda iyi bir yaşam kalitesine sahip olmak, kişisel hedeflere ulaşmak ve / veya ailesi ve arkadaşlarıyla zaman geçirmek istiyor.

Ancak tedavileri ilerledikçe, hastaların neredeyse yarısı (% 47) başarı tanımlarını değiştirdi. Örneğin, tedavi başarısını başlangıçta tek başına sağkalım olarak tanımlayan hastaların % 80'i şimdi, tedavi başarısını sağkalım ve yaşam kalitesinin birlikteliği olarak tanımladı.

"Çalışma bulguları, hekim-hasta iletişimini geliştirerek ve hastaların beklentilerini ve tedavi seçeneklerini belirleyerek hasta bakımını iyileştirmede faydalı olabilir." diye belirtiyor çalışmanın yazarı Augusta Üniversitesi Georgia Tıp Fakültesi'nden Epidemiyoloji Profesörü Dr. K.M. İslam.

Günümüzde metastatik (ileri evre) akciğer kanseri için tedavi seçenekleri hızla artsa da tam şifaya ulaştıracak bilinen bir tedavi yoktur. Halihazırda kullanılan kemoterapi rejimleri ve immünoterapiler, kanserin belirti ve bulgularını yönetme ve hayatta kalma süresini uzatmada başarılı olmakla birlikte benzer etkinliklere sahiptir. Bu nedenle ileri evre küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) olan hastalarda tedavinin birincil amacı genellikle hastanın ömrünü uzatmaktır.

Bununla birlikte, bugüne kadar, ileri evre akciğer kanseri olan bir hasta grubunda, hastanın bakış açısına göre tedavi başarısı tanımlayan, "tek başına sağkalım mı" ya da "sağkalım artı yaşam kalitesi mi" gibi diğer faktörleri akrşılaştıran herhangi bir araştırma yapılmamıştır.

Hayatta Kalmaktan Daha Fazlası

Çalışma Ocak 2014 ile Nisan 2016 arasında ABD'nin Ortabatı eyaletlerinde bulunan sekiz kanser merkezi ve Florida'da bir merkezde gerçekleştirildi.

İleri evre küçük hücre dışı akciğer kanserli 235 hastayı içeren çalışmada, birinci basamak kemoterapiden önce, kemoterapi sırasında ve sonrasında olmak üzere katılımcı başına maksimum üç görüşme gerçekleştirildi. Hastaların yaş ortalaması 68 idi.

İlk görüşmede, hastaların % 60'ı tedavi başarısını sağkalımdan daha fazlası ve grubun yaklaşık dörtte biri (% 23) iyi bir yaşam kalitesi olarak tanımladı. Hastaların % 12'si tedavi başarısını sadece sağkalım olarak tanımladı.

Başlangıçta tedavi başarısını hem sağkalım hem de yaşam kalitesi olduğunu belirten hemen hemen tüm hastalar (% 90) son görüşmeleri sırasında bu tanımı korudular.

Diğer analizler, başlangıçta tedavi başarısını sadece sağkalım olarak tanımlayan hastaların % 52.4'ünün tanımlarını diğer hedefleri içerecek şekilde değiştirdiğini ve % 23.8'inin tanımlarını yalnızca yaşam kalitesinin iyileşmesi olarak değiştirdiği görüldü.

Hasta özelliklerine bakıldığında, 60 yaşın altındaki ve çalışmayan hastalar, tedavi başarısını sadece sağkalım olarak tanımlamaya meyilliydiler. Çok değişkenli analizler kadın, 61-70 yaş ve evli hastaların tedavi başarısını sağkalım artı yaşam kalitesi olarak tanımlamasının daha muhtemel olduğunu gösterdi (ancak, bu farklılıklar istatistiksel olarak anlamlı değildi).

Tedavi başarısı tanımını değiştiren katılımcıların % 60'ı bir üniversite eğitimi almamıştı ve tedavi başarısı tanımını değiştiren hastaların yarısından fazlası Medicare yararlanıcılarıydı (not: Medicare, 65 yaş üstü ABD vatandaşları için devlet tarafından sağlanan ulusal sağlık sigortasıdır).

İslam ve meslektaşları, "Bir hastanın tedavi başarısını tanımlaması, tedavi devam ettikçe değişen, klinik bakım boyunca hasta-hekim iletişimini sağlamayla alakalı bir dinamik olabilir." yorumunda bulundular. Sonuç olarak, modern kanser tedavileri ile birçok hasta, geçmişte mümkün olmayan bir sağkalım elde etmekte, bununla birlikte uzayan yaşam süreleri, yaşam kalitesini de kanser bakımının önemli bir bileşeni haline getirmektedir.

Yazımızı, "yaşam kalitesini" tıpta ilk tanımlayan hekimlerden birisi Alexis Carrel’in bir sözü ile bitirelim. 20. yüzyılın ilk yarısına damgasını vuran ve vasküler (damar) cerrahinin, dolayısı ile organ naklinin babası sayılan Nobel Ödüllü Dr. Carel'in (1873-1944) "Yaşam kalitesi yaşamın kendisinden de önemlidir." söylemi tıp dünyasında büyük etki yaratmıştır.

* Bizi Instagram, Twitter ve Facebook'ta takip edin.