Kanser araştırmaları için Mark Vakfı, Endeavor (Çaba) Ödülleri’nin ilk alıcılarını ve yeni Endeavor Ödülleri için online başvurunun artık açık olduğunu duyurdu.
İlk Endeavor projeleri, kanser araştırmalarında özellikle 3 çetin soruna odaklanıyor:
- metastazı önleme ve üstesinden gelme,
- kansere tüm vücut yanıtını çözme ve
- tümör esnekliği ve ilerlemesinin moleküler mekanizmalarını anlama.
Mark Vakfı Endeavor Ödülleri, kanser araştırmalarındaki acil soruları ele almak için bilim insanlarını çeşitli uzmanlık alanlarıyla birleştirmek için oluşturuldu. Bu işbirlikçi program, tek bir kurumda veya birden fazla kuruluşta çalışan araştırmacı ekiplerinin, kanserle ilgili tek bir laboratuvarın kendi başına ele alamayacağı kadar karmaşık araştırma zorluklarının üstesinden gelmesini sağlar.
Bilimde başarının anahtarı iş birliği!
Mark Vakfı CEO'su Michele Cleary, "Bilimde başarının anahtarı iş birliği," diyor. "Finansmanımız, ortak bir sorunu çözme konusunda tutkulu araştırmacıları, birlikte uygulandığında yeni bilgi ve çözümlerin keşfini hızlandıran çok tamamlayıcı yetenekler ve uzmanlıkla bir araya getiriyor."
İlk Endeavor Ödülleri’ni şu 3 ekip kazandı:
- California Üniversitesi, San Francisco'daki (UCSF) bir ekip;
- Cold Spring Harbor Laboratuvarı'ndan (CSHL) liderliğini Semir Beyaz'ın yürüttüğü bir ekip; ve
- Columbia Üniversitesi, Memorial Sloan Kettering Kanser Merkezi ve Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden çok merkezli bir araştırma ekibi.
Metastatik kanserleri anlamak ve ortadan kaldırmak
UCSF ekibi, metastatik kanserin kurallar kitabını daha iyi anlamak ve onu önlemek veya ortadan kaldırmak için tedaviler geliştirmek amacıyla birlikte çalışan, çok çeşitli disiplinlerde uzmanlığa sahip 6 bilim insanından oluşmaktadır.
Metastaz, kanserli kişilerin karşılaştığı en büyük zorluktur. Aslında, kanser ölümlerinin yaklaşık %90'ı hastanın birincil tümörü yerine metastatik hastalığa bağlanabilir. Metastaz, tek tek kanser hücreleri diğer dokulara yayıldığında ve genellikle tedaviye orijinal tümörden daha dirençli olan ikincil tümörler oluşturmak için hayatta kaldığında ortaya çıkar.
Metastaza yeni yaklaşım
Şimdiye kadar, metastaz anlayışımız, tümör hücrelerinin yayılırken diğer dokularla nerede, ne zaman ve nasıl etkileşime girdiğini belirlemedeki zorluklarla sınırlıydı. Bu proje ile araştırmacılar, kanser kök hücreleri de dahil olmak üzere farklı tümör hücrelerinin alt kümelerini incelemek için tek hücre analizi ve "çoklu-omik" yaklaşım (genomik, epigenomik, transkriptomik ve proteomik dahil) kullanarak metastazın köklerine ulaşmayı hedefliyor.
UCSF Anatomi Bölümü'nde profesör ve başkan yardımcısı ve UCSF Bakar ImmunoX Girişimi'nin kurucu ortağı Jeroen Roose, “Metastaz mükemmel bir fırtına gibi” dedi. “Kanser hücrelerinin her zaman tümör oluşturduğunu biliyoruz, ancak nadiren metastaz yapıyorlar. Metastaz kurallarını anlarsak, bir hastanın kanserini çok daha iyi takip edebilir ve belirli tümörlerinin ne zaman veya nasıl metastaz yapacağını tahmin edebilirdik. İnanılmaz bir gelişme olur."
Bu proje, metastatik ortamda tümör heterojenliği anlayışını artırmayı amaçlamaktadır ve bu, belirli tümör hücrelerinin yeni ortamlarda yayılma ve gelişme yeteneğini nasıl kazandığını çözmeye yardımcı olacaktır. Metastatik hücrelerin ortaya çıkmasını teşvik eden tümör mikro-çevresindeki elementler, bağışıklık sisteminin rolü ve hücre dışı matrikste tümör-sinir etkileşimlerinin nasıl ilişkili olduğu dahil olmak üzere, tümör-konak etkileşimlerinin metastazda oynadığı rolü anlamaya da odaklanmıştır. Araştırmacılar ayrıca, metastatik tümör hücrelerinin zayıf karınlarını / hassasiyetleri belirlemek ve sonuçta bu bulguları yeni tedavi stratejileri geliştirmek için uygulamak için organoid ve hayvan modellerini kullanıyorlar.
Kansere karşı konak yanıtının kodunu çözme
İçlerinde, dünyaca tanınan Moleküler Biyoloji ve Genetik Uzmanı Semir Beyaz’ın da yer aldığı Cold Spring Harbor Laboratuvarı (CSHL) ekibi, kansere verilen karmaşık tüm vücut tepkisinin kodunu çözmeye odaklanmıştır. Bu araştırmanın amacı, kanser geliştikten sonra vücutta oluşabilecek sistemik biyolojik değişiklikleri ortaya çıkarmaktır.
Araştırmacılar, kanserin ilerlemesi sırasında ortaya çıkan davranışsal, nöroendokrin, metabolik, mikrobiyom ve entegre bağışıklık tepkilerini bağlamak için vücuttaki kanser hücreleri ve diğer dokular arasındaki etkileşimleri daha derin bir şekilde anlamak istiyorlar. Fare modelleriyle başlayacaklar, sonra öğrendiklerini insan kanserine uygulayacaklar.
Cold Spring Harbor Laboratuvarı Başkanı ve CEO'su Bruce Stillman, “Cold Spring Harbor Laboratuvarı, beyin-vücut etkileşimlerini anlamaya odaklanan tüm vücut fizyolojisinde büyük bir yeni program başlattı” dedi. “Girişimin önemli bir bileşeni, kanserin fizyolojimizi nasıl etkilediğini anlamaktır ve Tobias Janowitz ve Semir Beyaz'ın desteğiyle The Mark Foundation ile iş birliği yapmaktan çok memnunum. Bu araştırmacılar, The Mark Vakfı’nın desteğiyle büyük ölçüde geliştirilecek çok heyecan verici araştırma programlarına sahipler."
Kanserlerin sistemik etkileri
Kanserler geleneksel olarak köken aldıkları dokuya göre sınıflandırılsalar da kanser vücudun birçok bölümünü etkileyebilen sistemik bir hastalıktır. Bu özellikle kolorektal, akciğer, pankreas ve böbrek kanserleri gibi epitel kanserleri için geçerlidir. Kanserin sistemik etkilerine bir örnek, ilerlemiş hastalığı olan hastalarda yaygın bir zayıflama sendromu olan kaşeksidir. Kanser, insan deneyiminin uyku ve metabolizma gibi diğer yönleri üzerinde de geniş kapsamlı bir etkiye sahip olabilir.
Bu çabanın ilk kısmı, kanserin konağın nöroendokrin sistemi, bağışıklık sistemi ve mikrobiyomu ile etkileşimleri de dahil olmak üzere kanserin geniş kapsamlı, sistemik etkilerini incelemeyi amaçlamaktadır. Araştırmacılar araştırmalarında deneysel hayvan modelleri ve hasta örnekleri kullanıyorlar. Elde edilen verilerin deneyler arasında daha kolay entegre edilebilmesi için bir dizi farklı bağlantıyı incelemek için aynı örnekleri kullanarak bu yaklaşımın sinerjik olmasını bekliyorlar.
Bu projeden toplanan veriler, organ sistemine özgü kanser modelleri geliştirmek için kullanılabilir ve bunlar daha sonra potansiyel konakçı yanıtı modellerini oluşturmak için kullanılabilir. Bu modellerin, hastalardaki hastalık sonuçlarını ve tedaviye yanıtı tahmin etmede çıkarımları vardır.
CSHL ekibi, Donaldson Translational Fellow ve Kanser Merkezi Üyesi Semir Beyaz ve Kanser Merkezi Üyesi Tobias Janowitz tarafından yönetilmektedir.
Tümör ilerlemesinin moleküler mekanizmaları ve plastisite
Doğu kıyısındaki üç büyük kanser merkezinden araştırmacılar, plastisitenin (esneklik) mesane kanserinin ilerlemesini nasıl yönlendirdiğine vurgu yaparak kanser hücrelerinin kaderlerini nasıl değiştirdiğini araştırmak için bir araya geldi.
Mesane kanseri iki şekilde ortaya çıkabilir. Daha yaygın olan kasa invaziv olmayan (yayılmamış) mesane kanseri daha iyi bir prognoza (hastalık gidişatı) sahipken, daha az yaygın olan kasa invaziv mesane kanseri kötü klinik sonuçlarla ilişkilidir. Bu iki tip mesane kanseri bir zamanlar farklı hastalıklar olarak kabul edildi, ancak genetik analizdeki ilerlemeleri ve genetik olarak tasarlanmış fare modellerini kullanan son çalışmalar, mesane kanserinin kasa invaze olmayandan invaze olana kadar nasıl ilerleyebileceğini gösteriyor.
Bir hücrenin bir kaderinden diğerine geçme yeteneği olan “soy” (lineage) plastisitesi, bu ilerlemede merkezi bir rol oynuyor gibi görünüyor. Ekip üyeleri, epigenetik yeniden programlamanın, tümör hücresi soy plastisitesinin kritik aracı olarak hizmet edebileceğini gösterdiler. Son yıllarda kanser tedavisi için epigenetik düzenleyicileri hedeflemede önemli ilerleme kaydedildi ve bu çalışmaların sonunda mesane kanseri hastaları için yeni tedavi seçeneklerine yol açabileceği umudu sağladı.
Bu proje sayesinde araştırmacılar, klinik ve translasyonel (temel-klinik arası) tıp uzmanlıklarının entegrasyonu yoluyla mesane kanserinde soy plastisitesini düzenleyen moleküler mekanizmaları daha iyi anlamayı amaçlamaktadır. Araştırmalarının belirleyici bir bileşeni, kanseri kasan invaze olmayandan invaze olana doğru ilerlemiş hastalardan elde edilen benzersiz bir mesane kanseri numunesi grubunun karakterizasyonuna en son histopatolojik, genomik ve hesaplama yöntemlerini uygulamak için iddialı ve kapsamlı bir plandır.
Araştırmacılar, araştırmalarından elde edilen bulguların, ilerleyici hastalık riski yüksek olan hastaları tespit etmek için daha iyi yöntemlere yol açacağını, böylece yeni klinik deneyler sağlayarak ve erken evre mesane kanseri hastalarının daha iyi tedavi seçenekleri sunarak klinik sonuçları iyileştireceğini tahmin ediyorlar.
Mark Vakfı Endeavor Ödülleri hakkında
Mark Vakfı liderliği, ilk Endeavor Ödülleri’ni alacak ekipleri seçerken, kanser araştırmalarındaki önemli soruları keşfetmeye başlamak için araştırmacıları bir araya getiren çok disiplinli, ortak projeler aradı. Bu projeler, nihayetinde kanserli kişilerin yaşamlarında önemli iyileştirmeler sağlama potansiyeline sahip sorunları ele almaktadır.
Endeavor Ödül programının bir amacı, sonunda Mark Vakfı tarafından finanse edilebilecek daha büyük projelere yol açabilecek araştırma projelerine tohum ekmektir.
Cleary, "Bu ilk alıcıları seçerken, diğer kaynaklar tarafından finanse edilmeyecek projeler aradık" diyor. “Bu programla, daha fazla risk almaya ve harika fikirleri olan bilim insanlarıyla birlikte çalışmaya hazırız. Ve finanse ettiğimiz bilim insanlarının ilerlemek ve bunu daha hızlı yapmak için ihtiyaç duydukları tüm kaynaklara sahip olmalarını sağlamak istiyoruz."
Bir sonraki Endeavor Ödülleri için Niyet Mektupları Çevrimiçi Portalı açıldı. Niyet mektupları 1 Mart'ta teslim edilecektir. Daha fazla bilgi için www.themarkfoundation.org/endeavor adresini ziyaret edin.