Kanserden Korunmanın 10 Altın Kuralı
Tıp alanında yapılan tüm bilimsel araştırmaların neredeyse yarısı kanser üzerinedir. Alt grupları ile birlikte bine varan çeşidi olan bu hastalıklar grubunu anlama çabalarının binlerce yıllık bir tarihi vardır. Bununla birlikte son 200 yılda öğrendiklerimiz bu hastalığın gerçekte ne olduğunu gösterebilmiştir. Bilgimizin artmasına bağlı olarak hem kanserden tedavi olanların hem de korunanların oranı da her geçen gün artmaktadır. Buna karşılık yaşam var olduğu sürece kanser de var olacaktır. Bilimin hızını kestirmek oldukça zor, fakat kanserlerin sonunda tamamen tedavi edilebilir bir hastalık grubu haline geleceğine inanıyoruz.
Artık biliyoruz ki kanser, hücresel seviyede genetik bir hastalıktır. Burada genetik kelimesinden kast edilen, tüm kanserlerin kalıtsal olması değil, bir hücrenin kanserleşmesi için genetik yapısının, yani DNA’sının birikici hasarlara uğraması demektir. Peki, DNA'mıza kanser oluşturmaya zorlayacak şekilde hasar veren şeyler nelerdir? İşte, kanser nedenlerini öğrenebilirsek, kanserlerin en az yarısını önleyebiliriz!
Kanser aynı zamanda bir yaşlılık hastalığıdır. Hücrelerin yaşlanması, DNA tamir sistemlerinin kapasitesinin zamanla azalması ve kişiden kişiye farklılık göstermesi, yaşla bağışıklık sisteminin zayıflaması ve yaşam boyu maruz kalınan karsinojenlerin birikici etkisi ile kanserler çoğunlukla yaşlılıkta görülür. Bununla birlikte kanserler ciddi oranda önlenebilir. Aşağıda detaylarıyla inceleyeceğimiz bir dizi çevresel faktörün, kanser oluşumu ile yakın ilişkisi kanıtlanmıştır ve çevresel faktörler önlemesi en kolay kanser etkenleridir.
İlginizi Çekebilir: