Kanserden Korunmayı Engelleyen En Önemli İki Faktör – Korku ve Bilgi Eksikliği
Kanser, dünya genelinde milyonlarca kişiyi etkileyen korkutucu bir hastalık olarak bilinir, ancak erken tanı için tarama ve önleyici bakım, başarılı tedavi şansını büyük ölçüde artırabilir. Ne yazık ki, yeni bir araştırma, toplumun bir kesiminin bu tür önlemleri almaktan kaçındığını gösteriyor. İşte bu araştırmanın ortaya çıkardığı üç önemli bulgu:
- Korku ve Bilgi Eksikliği: Amerika'daki yetişkinlerin %27'si kanser olup olmadıklarını bilmek istemiyor ve %31'i doktora gitmekten, öğrenebilecekleri şeylerden korktukları için kaçınıyor. Bu, özellikle 18-44 yaş arası genç hastalar için geçerli.
- Risk Faktörleri Hakkında Yetersiz Bilgi: Anket katılımcılarının yaklaşık yarısı, belirli kanser türleri ve risk faktörleri hakkında yeterli bilgiye sahip değil. Örneğin, katılımcıların %48'i meme yoğunluğunun meme kanseri riskini ve tanısını nasıl etkilediğinden habersiz.
- Sağlık Bakım Süreçlerine Güvensizlik: Yetişkinlerin çoğu, özellikle düşük gelir ve eğitim seviyesine sahip olanlar, tedavilere ve sağlık bakım süreçlerine güvenmiyor. Katılımcıların %53'ü ilaç şirketleri tarafından geliştirilen tedavilere, %31'i ise tıbbi testlere ve diğer tıbbi süreçlere güvenmiyor.
Bu bulgular, kanser risk faktörleri ve önleyici bakımın faydaları hakkında bireyleri daha iyi eğitmenin ve erken tanı için temel önleyici bakıma erişimi sağlamanın ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır.
Araştırma, Bayer ABD tarafından hastaların davranışlarını ve bakım engellerini belirlemek amacıyla The Harris Poll tarafından yürütülen bir anketin sonuçlarına dayanmaktadır. Anket, ABD'deki yetişkinlerin önemli bir kısmının kanserle ilgili önemli bilgilere sahip olmadığını ve bu durumun, kanser önleme çabalarını ciddi şekilde engellediğini ortaya koymaktadır.
İlgili konu: Kanserden Korunmanın 10 Altın Kuralı
Anket Sonuçları: Korku ve Bilgi Eksikliği Önleme Çabalarını Engelleyebilir
Anket, ABD'deki yetişkinlerin %27'sinin kanser olup olmadıklarını bilmek istemediklerini ve yaklaşık üçte birinin (%31) - özellikle 18-44 yaş arası daha genç hastalar - doktora gitmekten korktukları için doktora gitmeyi reddettiklerini göstermektedir. Aynı şekilde, katılımcıların %26'sı, korku ve endişenin, doktor randevularını yapmamalarının veya sürdürmemelerinin ana nedeni olduğunu belirtmiştir.
Risk Faktörleri ve Bilgi Eksikliği
Ankete katılanların neredeyse yarısı (%49), belirli kanser türleri ve risk faktörleri hakkında bilgi eksikliği yaşamaktadır. Örneğin, katılımcıların %48'i, meme dansitesinin (yoğunluğunun) meme kanseri riskini ve tanısını etkilediğinden habersizdir ve %38'i meme kanseri hakkında pek bilgili olmadıklarını ifade etmiştir. Prostat kanseri söz konusu olduğunda, katılımcıların %49'u ırkın riski etkilediğinden habersizdir ve yine %49'u hastalık hakkında bilgi sahibi olmadıklarını belirtmiştir.
Tedavilere ve Sağlık Bakım Süreçlerine Güvensizlik
Anket, çoğu yetişkinin, özellikle düşük gelir ve eğitim seviyesine sahip olanların, tedavilere ve sağlık bakım süreçlerine güvenmediklerini vurgulamaktadır. Genel olarak, katılımcıların %53'ü, ilaç şirketleri tarafından geliştirilen tedavilere pek güvenmediklerini ve %31'i tıbbi testlere, test sonuçlarına ve diğer tıbbi süreçlere pek güvenmediklerini belirtmiştir.
Kamu Sağlığı İnisiyatifleri ve Farkındalık Yaratma
Kamu sağlığı inisiyatifleri, hastaların davranışlarını zamanla değiştirmede karışık sonuçlar göstermiştir, ancak her yıl Ekim ayında düzenlenen Meme Kanseri Farkındalık Ayı, diğer hasta eğitimi inisiyatiflerine model olabilecek öne çıkan bir inisiyatiftir. 2022 yılında yapılan bir çalışma, Meme Kanseri Farkındalık Ayı'nın meme kanseri konusunda halkın farkındalığını artırdığını, ancak Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı ve Prostat Kanseri Farkındalık Ayı'nın, zamanla akciğer ve prostat kanseri farkındalığı üzerinde bir etkisi olmadığını belirtmektedir.
Doktorların Rolü ve Hastaların Bilinçlendirilmesi
Doktorların, hastaların farkındalığını artırmak ve bilgi düzeyini yükseltmek adına önemli bir rolü vardır. Çeşitli rehberler, hastaların ihtiyaçlarını ve öğrenmeye olan hazırlıklarını değerlendirmeye, açık bir şekilde iletişim kurmaya ve destek eksikliği ve düşük sağlık okuryazarlığı gibi engelleri belirlemeye odaklanmaktadır.
Doktor-hasta iletişimi, tedavi sürecinin kritik bir yönüdür ve bazı temel bilgiler gerektirir. Bu, doktorların, hastaların hedeflerini, mevcut tedavi seçeneklerini ve destek sistemlerini etkili bir şekilde ele alabilmelerini sağlar. Ayrıca, bu tür bir iletişim, hasta-doktor ilişkisini güçlendirir ve hem hastanın hem de doktorun genel iyiliğini, aynı zamanda aile dinamiklerini de olumlu bir şekilde etkiler. Bu nedenle, "etkili iletişim", hasta ve doktor arasındaki ilişkinin optimizasyonunu hedefler, bu da her iki tarafın da iyiliğine katkıda bulunur.
Bu araştırma, kanser risk faktörleri ve önleyici bakımın faydaları hakkında bireyleri daha iyi bilgilendirmenin ve erken tanı için temel önleyici bakıma erişimi sağlamanın ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır.
1. One in Four American Adults Would Rather Not Know They Have Cancer. 21 August 2023. Bayer U.S. and Pharmaceuticals North America
2. Survey: Lack of Awareness Hampers Cancer Prevention Efforts - Medscape - Sep 15, 2023.