Sadece bireylerin değil, doktorların da dens meme konusunda daha fazla eğitime ihtiyacı olduğu, 7 Mayıs 2019'da Journal of Women’s Health adlı dergide yayımlanan bir araştırma ile gösterildi. Bu araştırmada yüzde 75'i kadın doktor, yüzde 77'si uzman doktor, yüzde 42'si birinci basamak hekimi (aile hekimi ve prastisyen hekim), yüzde 28'i radyolog, yüzde 17'si jinekolog ve yüzde 9'u diğer doktorlardan oluşan 155 katılımcı vardı. Katılımcıların neredeyse yarısının (yüzde 48) dens meme kriterlerinin farkında olmadığı saptanırken, üçte ikisinin (yüzde 67) meme yoğunluğu ve ek tarama konusunda daha fazla eğitime ihtiyaç duydukları belirtildi. Katılımcıların %62'si dens (yoğun) meme ile ilişkili meme kanseri riskindeki artışın farkında değildi.

Dens meme nedir?

Meme dokusunun yoğun olması olarak tanımlanan dens meme, kanser riskinin artmasıyla ilişkilendirilmektedir. Meme dokusunun yoğun olması ile sıkı olması farklı durumlardır. Kadınlar, radyolog tarafından yapılan mamografi incelemesi olmadan dens memeye sahip olup olmadığını bilemez.

Dens meme biraz daha fazla kanser riski taşır, çünkü:

  1. Yoğun meme dokusunun kanser riskini arttırdığı bilinmekte fakat sebepleri tam anlamıyla henüz bilinememektedir. Amerikan Kanser Derneği’ne göre, dens memeye sahip olan her kadın yüksek risk taşımaz. Meme kanserinin riski yoğun dokuyla birlikte başka birçok faktöre bağlıdır.
  2. Dens memede mamografide kanser görmek zorlaşabiliyor. Sebebi ise dens meme dokusu beyaz gibi görünür ve meme tümörleri de beyaz görünür. Bu nedenle tümörü ayırt etmek zorlaşabilir.

Meme dokusunun yoğun olup olmadığını doktorlar nasıl belirler?

Mamografiyi değerlendiren radyoloji uzmanı dens olmayan meme dokusu ve dens olan meme dokusunun oranına bakarak meme yoğunluğunu derecelendirir.

Yoğunluk seviyeleri, BI-RADS adı verilen sonuç raporlama sistemi kullanılarak tanımlanmaktadır. Yoğunluk seviyeleri şunlardır:

Hemen hemen tamamen yağlı; memenin neredeyse tamamen yağdan oluştuğunu gösterir. Her 10 kadından yaklaşık 1’inde böyle bir sonuç alınır.

Dağınık fibroglandüler alanları, dağınık yoğunluk alanlarının olduğunu gösterir, ancak meme dokusunun çoğunluğu dens değildir. Bu sonuç 10 kadından yaklaşık 4'ünde görülür.

Heterojen yoğunluk, bazı alanlarda yoğunluk yoktur, ancak meme dokusunun çoğunluğu denstir. Bu sonuç 10 kadından yaklaşık 4'ünde görülür.

Aşırı dens meme dokusunun neredeyse tamamının yoğun olduğunu gösterir. Bu sonuç 10 kadından yaklaşık 1’inde görülür.

Genel olarak, memesi heterojen olarak dens veya aşırı dens olarak sınıflandırılan bir kadının memesinin dens olduğu kabul edilir. Mamografi testi uygulanan kadınların yaklaşık yarısında dens meme vardır.

Rutin meme kanseri taraması amacıyla tüm kadınlara, 45-54 yaş arasında, yılda bir mamografi çektirmeyi önermekteyiz. 54 yaşından itibaren iki yılda bir taramaya geçilmeli ve dileyen kadınlara yılda bir taramaya devam etme seçeneği sunulmalı. Dens memeye sahip kadınlar da mamografi ile takip edilebilirler, fakat meme radyoloğunun önerisine göre başka bir görüntüleme yöntemi de mamografiye eklenebilir; örneğin meme ultrasonu. Kişi, meme kanseri için başka risk faktörü taşıyorsa meme MR (manyetik rezonans görüntüleme) ile takip edilebilir. 3 boyutlu mamografi tomosentez, klasik mamografilere göre dens memede daha iyi bir görüntüleme sağlar.

Sonuç olarak yoğun meme dokusu olarak tanımlanan dens memede kanser riskinin artışının sebebi; mamografide kanseri bulmanın zorlaşmasıdır. Bu ihtimale karşı doktorunuza farklı/ek tarama testlerinin yardımcı olup olamayacağını sorabilirsiniz. Sonuçlarda dens memeye sahip olduğunuz ortaya çıkarsa bunda anormal bir durum olmadığını hatırlamak ve diğer risk faktörleriyle beraber değerlendirmek gerekmektedir.

*

Aşağıdaki videoda, meme kanserinin nasıl ve neden oluştuğunu, çeşitlerini ve evrelerine göre en son tedavi yöntemlerini öğrenebilirsiniz.