1920’lerden bu yana ketojenik diyet epilepsi ve kanser hastaları için önerilirken bir yandan da hızlı kilo verme amacıyla tercih edilen çok düşük karbonhidrat alımı ile öne çıkan bir diyet türüdür. Hastalıklar için önerilen diyetlerin amacı genelde aynıdır; daha sağlıklı yemek, kilo vermek, hastalıkları önlemek veya ertelemek. Ancak son yıllarda, ketojenik diyet bu döngüyü değiştirerek farklı vaatlerde bulunuyor. Ketojenik diyet nedir? Kanserde yeri nedir? Gibi soruları cevaplamaya çalışacağız.

Savunucularına göre ketojenik diyet bazı hastalıklar için neredeyse bir ilaç tedavisi kadar etkilidir. Ketojenik diyet yıllardır epilepsi gibi özel rahatsızlıkların kontrolü amacıyla tercih edilmektedir. Fakat obezite, diyabet ve diğer kronik rahatsızlıkların giderek büyüyen bir sağlık sorunları olması nedeniyle, ketojenik diyet acaba başka sağlık sorunlarında da işe yarar mı sorusu gündeme gelmiştir.

Ketojenik diyet nasıl uygulanır?

Ketojenik diyet, öncelikli olarak yağ (% 70-80), geri kalanı ise protein (% 8-15) ve az miktarda karbonhidratlar (% 2 -% 5) ile tanımlanır. Bu diyette amaç kilo aldırmadan, perhiz halindeki vücudun ideal şekilde kalmasıdır. Karbonhidrat ve protein miktarını sınırlandırarak, enerji bunun yerine vücuttaki ve diyetle alınan yağdan kullanılır. Yani diğer bir deyişle; vücut enerji elde etmek için yağ yakar. Glikoz seviyeleri azaldıkça, yağdan türetilen keton grupları, bir metabolik durum olarak bilinen ketoz (ketosis), vücudun ana enerji kaynağı haline dönüşür. Bu diyetin üç çeşidi vardır: orta zincirli trigliserit diyet, değiştirilmiş Atkins diyet ve düşük glisemik indeks tedavisi.

Aralarında seçim yapma şansı olsa bile, ketojenik diyet sağlık kaygılarını barındırmaya devam etmektedir. Mesela ketojenik diyet doğru yapılmazsa besin eksikliği, hipovolemi, hipokalemi, böbrek taşı ve gut gibi hastalık riskleri taşır. Bu nedenle uygun bir şekilde formüle edilmesi gerekir.

Ketojenik diyetin önerdiği gıdalar arasında:

  • Kırmızı et
  • Kümes hayvanları
  • Balık
  • Yumurta 
  • Peynir
  • Avokado
  • Zeytinyağı
  • Hindistan cevizi yağı dahil olmak üzere bir takım gıda seçenekleri sunmaktadır.

Ayrıca yeşillikler, taze fasulye ve brokoli gibi bir takım nişastalı sebzeler de buna dahildir. Bu diyet biraz kısıtlayıcı olsa da yüksek yağ alımı nedeniyle bu gıdalar daha çekici ve doyurucu hale geldiği söyleniyor.

Ketojenik diyetin önermediği (sınırlandırılması veya alınmaması gereken) gıdalar arasında: 

  • Tahıllar ve benzeri ürünler (pirinç, buğday, çavdar, yulaf, arpa, kinoa, makarna, tahıl, pizza)
  • Bakliyat ve fasulye
  • Bazı sebzeler ve kök bitkiler (bezelye, mısır, patates, patates)
  • Yüksek karbonhidratlı meyveler; kurutulmuş meyve (muz, elma, portakal) 
  • Az yağlı süt ürünleri
  • Rafine edilmiş katı ve sıvı yağlar; sebze yağları
  • Şeker
  • Alkol bulunmaktadır.

Kanserde ketojenik diyetin yeri var mı?

Kanser heterojen (karma) büyük bir grup hastalığın ortak adıdır, ancak çok sayıda türünün ortak noktası Warburg etkisidir;

Oksijen azlığı, kanser hücresinin enerji üretme mekanizmalarını değişikliğe uğratır. Böylelikle kanser hücreleri oksijensiz ortamda da enerji üretir ve büyüyüp çoğalabilir. Ekstra oksijen verilse dahi, anerobik glikoliz adı verilen sistemle, kanser hücreleri oksijen kullanmadan enerji üretmeye devam eder. Bu duruma “Warburg etkisi” adı verilir.

Bunun sonucu olarak ortamda laktik asit birikir. Yani asidik ortam kanserin nedeni değil bir sonucudur. Bu sebeple alkali tedaviler kanserde etkisizdir.

Ketojenik diyet savunucuları, oksijensiz ortamda kanser hücrelerinin enerji üretebilme yeteneği olarak özetlenebilecek Warburg etkisini, kanser hücreleri şekere erişemezse sanki ölür şeklide yanlış yorumlamaktadır. Bununla birlikte yağ molekülleri direkt olarak şeker (glukoz) moleküllerine dönüşmese de glukoz elde etmek için karaciğer enerjiyi yağlardan sağlamaktadır.

- Nişasta nedir, fruktoz nedir ve fazla şeker nasıl yağa dönüşür?

Olasılıkla bu nedenle ketojenik diyetin kanser ve diğer kronik durumlarda denendiği klinik çalışmaların sonuçları tutarsız olmuştur.

Sonuç

Yağ oranının çok fazla, proteinin az ve karbonhidratın neredeyse hiç olmaması bu diyetin uzun süre kullanımını neredeyse imkansız hale getirmektedir. Gıda alışkanlıklarını kökten değiştirmek, yaşam boyu süren ve önemli yan etki potansiyeli taşıyan bir yaklaşımdır. Bununla birlikte ketojenik diyetin epilepsi üzerindeki etkisini kanıtlayan pek çok çalışma, obezite ve tip 2 diyabeti tedavi etmeye dair yapılan çalışmalar ve kanıtları ile desteklenmektedir. Fakat, kanser ve diğer nörolojik bozukluklardaki uygulamalarının çoğu erken ve belirsiz kanıtlar sunmaktadır.

ketojenik diyet piramidi nasıldır keto food

İlgili Konular: