Over Kanseri Tedavisinde Önemli Bir Soru Yanıtını Buldu!
Over (yumurtalık) kanseri kadınlarda meme kanserinden sonra en sık görülen kanser türüdür. Kadınlarda görülen jinekolojik kanserler içinde yaşam kaybına en fazla neden olan türdür. Over tüplerinin kanseri de biyolojik benzerlik nedeni ile aynı tedavi stratejisi ile tedavi edilirler. Over kanserlerinin yayılım şekli karın zarı ve lenf bezleri aracılığı ile olması nedeni ile hastalarda erken dönemde çoğunlukla bulgu vermez ve geç evrede tanı konur. Neredeyse hastaların %75’i tanı anında 3C evresinde (karın zarında 2 cm ve üzeri metastazlar, kasıklarda lenf nodu metastazı, retroperiton olarak adlandırılan karın bölgesinde tümör yayılımı) veya 4. evrededir (karın dışına hastalığın yayılması).
Over kanseri tanısı alan bir hastada iki önemli yaşam kurtarıcı tedavi vardır. Bunlardan ilki tümör yükü azaltıcı ameliyat (sitoredüktif cerrahi) diğeri ise kemoterapidir. Kemoterapi yıllar içinde standart bir yaklaşım olmuş, doz ve ilaç türü tartışmaya gerek olmayacak şekilde netleşmiştir. Cerrahide amaç karın içinde mümkünse mikroskobik düzeyde kalacak şekilde görülebilir tüm tümörlerin temizlenmesi veya görülebilir tümörlerin 1 cm’nin altında kalması amaçlanmalıdır. Bunun dışında yapılan cerrahilerin hastaya yararı minimal olacağı ve kısalmış yaşam süresinin en önemli belirleyicisi olduğu kanıtlanmıştır.
Ameliyat ve kemoterapi sıralaması son 10 yılda tartışma konusu olmuştur. İlk tedaviye ameliyatla mı başlamalı yoksa önce kemoterapi verip takiben cerrahi mi yapılmalı?
Bu süreçte yapılan karşılaştırmalı iyi tasarlanmış çalışmaların sonuçları analiz edilerek Ekim 2016 Journal of Clinical Oncology dergisinde tartışmalı konuyla ilgili bir tedavi rehberi yayımlandı. Bu rehbere göre yeni tanı alan over kanserli bir hastada hastalığın yaygınlığını saptamak amacı ile yeterli düzeyde görüntüleme testleri yapılarak hastalığın tam olarak yaygınlığı saptanmalı.
Bu testler Ca 125 düzeyi, tüm karın ve göğüs bölgesinin tomografisini içermeli, gerekli durumlarda PET Tomografi ve/veya MR ilave olarak yapılmalı.
Azımsanmayacak Sayıda Hastanın Yetersiz Görüntüleme Tetkikleri ile Ameliyat Edilmekte Olduklarını Gözlemliyoruz
Görüntüleme yöntemleri sonrası hastalık yayılımı 3C ve 4. evrede olan hastalar için mutlaka cerrahi öncesi kemoterapi uygulanması gözden geçirilmelidir. Bu grup hastalarda (yeni tanı alan hastaların %75’i) cerrahi öncesi kemoterapi uygulanması cerrahi tedaviye bağlı istenmeyen durumları ve yaşam kaybı riskini belirgin olarak azaltmaktadır.
Rehberde genel durumu çok iyi olan, eşlik eden yandaş hastalığı olmayan ve kapsamlı evreleme tetkikleri sonrası jinekolog onkoloğun optimal tümör küçültücü cerrahinin mümkün olabileceğini düşündüğü hastalarda cerrahi ile başlanabileceği belirtilmiştir.
Over kanseri takip ve tedavisi mutlaka jinekolog onkolog ve tıbbi onkoloğun içinde yer aldığı ekiplerce yapılmalı. Unutulmamalı ki tüm kanser türlerinde başarıyı belirleyen en önemli unsur hastaya sahip olduğu bilimsel kanıtlanmış tedavi stratejilerinin eksiksiz sunulması ile olacaktır. Over kanserindeki bu gelişme bize satranç oyununda kullanılan bir deyimi hatırlatıyor; “en önemli hamle ilk hamledir”.
1. Alexi A. et all.
Neoadjuvant Chemotherapy for Newly Diagnosed, Advanced Ovarian Cancer.
Society of Gynecologic Oncology and American Society of Clinical Oncology Clinical Practice Guideline. JCO October 2, 2016.
2. Vergote I et all.
Neoadjuvant chemotherapy or primary surgery in stage IIIC or IV ovarian cancer.
N Engl J Med. 2010;363(10):943.
3. Kehoe S et all.
Primary chemotherapy versus primary surgery for newly diagnosed advanced ovarian cancer (CHORUS): an open-label, randomised, controlled, non-inferiority trial.
Lancet. 2015;386(9990):249.