Nöroendokrin tümörler patologlar tarafından bile sınıflandırılması zor ve tedavisi her zaman tartışma konusu olan bir hastalık grubu olup, kötü diferensiye olan yani yüksek gradlı (dereceli) tümörlerdeki hücreler, agresif bir biyoloji gösterirler.

Bir tümörde bulunan kanser hücreleri, köken aldığı dokuya ne kadar az benzerse, o kadar kötü diferensiyedir ve hızlı büyüyen/çoğalan bu tümör yüksek gradlı olarak adlandırılır. Yüksek gradlı nöroendokrin tümörlerin tedavi planında hormonal somatostatin analog tedavilerinden daha çok, sisplatin, etoposid, karboplatin gibi klasik kemoterapiler kullanılmaktadır. Bununla birlikte metastatik olgular için en iyi objektif cevap oranları ancak %31 (en geniş kapsamlı retrospektif NORDIC Grup Çalışması, 252 hasta), hastalık ilerlemesi olmaksızın sağkalım süresi 4 ay, genel sağkalım süresi ise 11 ay olarak saptanmıştır.

Sitotoksik (hücre öldürücü) kemoterapi ajanları ile tedaviye rağmen, metastatik (4. evre) olgularda nüks (tekrar) riski yüzde 50’nin üzerinde seyretmekte ve yeniden aynı tedavi ajanları ile objektif cevap oranları ise ancak %15’leri bulmaktadır. Bununla birlikte kemoterapilerle hastalarımızda alopesi (saç dökülmesi), bulantı, febril nötropeni gibi yan etkilerin gelişme riski %35-40 düzeylerinde saptanmıştır.

2000'li yılların başında İnsan Genom Projesi sonucu genetik haritamızın keşfi ile kanser tedavisinde akıllı ilaç dediğimiz biyolojik ajanların kullanımı son derece artmıştır ve özellikle düşük veya orta gradlı pankreatik nöroendokrin tümörlerin tedavisinde de yeni damar oluşumunu önleyici (vasküler endotelyal yolak inhibitörü) sunitinib (Sutent), pazopanib (Votrient) ve bir başka kanser gelişim yolağı mTOR yolunun baskılayıcısı olan everolimus (Afinitor) gibi ajanlar kullanılmaya başlanmıştır. Bu akıllı moleküller özellikle yüksek gradlı olmayan yani düşük veya orta farklılaşma gösteren nöroendokrin tümörlerde kullanılmaktadır ve yan etki profilleri klasik kemoterapi ajanlarına göre daha azdır. Ayrıca çok önemli bir avantajları; ağız yolu ile kullanılabilmeleri dolayısı ile hastalarımıza daha az hastaneye gelme şansı verebilmeleridir.

Gerek klasik kemoterapi ajanlarına gerekse de bu akıllı molekül tedavi ajanlarının kullanılmasına rağmen 4. evre pankreatik nöroendokrin tümörlü hastalarda, hastalık ilerlemesi olmaksızın sağkalım süresi 4-6 ayı ve nüks eden olgularda objektif cevap oranları ise % 10-15 arasını geçmemektedir. Son yıllara kadar genel bilgimiz, düşük ya da orta gradlı nöroendokrin tümörlerde kemoterapi ajanlarının yerinin olmadığı şeklindeydi. Dolayısı ile "akıllı ilaç tedavisi sonrası tedaviye hangi ajanla devam edelim?" sorusunun net bir cevabı yoktu.

İşte bu tedavi ajanlarını kullanmasına rağmen halen hastalık ilerlemesi devam eden ancak genel performans durumu iyi olan metastatik pankreatik nöroendokrin tümörlü hastalar için, ASCO 2018'de ECOG ACRIN klinik araştırması sunuldu.

Öncesinde, yukarıda bahsetmiş olduğumuz akıllı ilaç tedavileri alan hastalarda;

  • bir kola temozolomid adlı hap şeklinde kemoterapi tedavisi (72 hasta),
  • diğer kola ise temozolomid ve kapesitabin adlı hap şeklinde kemoterapi ilaçları kombinasyonu verildi (72 hasta). Ü

Bu çalışmada verilen iki ilacın da özelliği ağızdan alınabilen dolayısı ile ev şartlarında tedavi imkanı sunan ilaçlar olması ve genel tıp bilgimizin aksine düşük veya orta gradlı tümör olmasına rağmen klasik kemoterapilerin etkin olup olmadığını inceleyen bir çalışma olması. Çalışmaya alınan hastaların, nöroendokrin tümörlerin standart ilacı olan somatostatin analog tedavisi almalarına da izin verildi.

Araştırma Sonuçlarına Göre;

  • Temozolomid ve kapesitabin ilaç kombinasyonu ile hastalık ilerlemesi olmadan sağkalım süresi 22.7 ay, sadece temozolomid ile ise 14.4 ay bulundu.
  • Genel sağkalım yönünden ise kombinasyon kolu ile halen ulaşılamayan yani son derece iyi bir sonuç elde edildi.
  • Objektif cevap oranı açısından kıyaslamada kombinasyon lehine %33.3’e karşılık %27.8 olarak saptandı.
  • Daha önceki hiçbir çalışmada elde edilemeyen bu iyi cevap oranlarına rağmen beklenildiği gibi kombinasyon kolunda ciddi yan etki oranı %44 olarak bulundu.

Sonuç / Yorum

İlk defa düşük veya orta gradlı pankreatik nöroendokrin tümör hastalarında akıllı molekül ilaçların kullanımına rağmen ilerleyen hastalık varlığında, 22 ayları bulan hastalık ilerlemesi olmaksızın sağkalım süreleri, %33’lere ulaşan objektif cevap oranlarının yanı sıra genel sağkalım avantajı da yaratan bir çalışma olması yönünden son derece önemli bir çalışma olup, aynı zamanda bu hasta grubunda klasik kemoterapiler etkili değildir hipotezini yıkması açısından da son derece değerli bir çalışmadır.

İlginizi Çekebilir: