Kanser tedavisinde alternatif tıp yöntemleri sadece bizim hastalarımızın kafasını karıştırmıyor, tüm dünyanın hatta gelişmiş ülkelerde yaşayan ve kanser tansı alan eğitimli ve ünlü insanların da yaşamını etkileyebiliyor. Bu yazımızda sizleri çok şaşırtacağına inandığımız hepinizin tanıdığı bir insanın kısa öyküsünü ve alternatif tıp kullanan hastaların yaşam sürelerinin kullanmayanlara göre olumsuz etkilendiğini ortaya koyan bir çalışmayı sizler ile paylaşacağız.

Apple'ın kurucularından Steve Jobs 31 Temmuz 2004’de pankreasın endokrin kanserinden ameliyat olduğunda ilk tanısından itibaren tam 9 ay geçmişti. Kanserde yaşamı kurtaran veya uzun yaşamın en önemli belirleyicisi olan erken tanı ve tedaviye erken dönemde başlama şansını kendi elleri ile geri itmişti. Oysa Ekim 2003’de kanser tanısı aldığında kolayca ameliyat edilebilir ve yayılmamış bir kanseri vardı Steve Jobs’un. Peki, ne oldu bundan sonra? Steve Jobs neden ameliyatı kabul etmedi?

Kanser tanısı bugün için dünyanın hala en korkutucu gerçeklerinden birisidir. Zengini, fakiri, eğitimlisi, eğitimsizi neredeyse tüm insanları karşı karşıya kaldıklarında paralizi edebilecek, yani şok etkisi yaratabilecek bir hastalıktır. Kanser tedavisine yıllarını veren bir hoca olarak, toplumu kanser konusunda bilgilendirmeye ve dahası, toplumun yanlış ve çarpıtılmış bilgilere sahip olmasını engellemeye çalışıyorum.

İnsanın doğasında vardır mistizme inanmak, kendi içinde var olan gücün ortaya çıkarılabileceğine ve tüm hastalıkların üstesinden gelinebileceğine inanmak. Aslında zengini fakiri hepimizin peşinde koşmak istediğimiz şey tam şifa yani ölümsüzlüktür. Kanser tanısı gibi son derece çaresiz bir durumda kaldıklarında insanlara perdelenmiş bir şekilde, bazen de alenen ölümsüzlüğü vaat ederler. Alternatif tıp uygulayıcılarının sık kullandığı "kanser aslında bir hastalık değil, metabolik bir durum", "şifa doğanın kendisinde var", "içsel enerjinizin üstesinden gelemeyeceği hastalık yok, biz bu enerjinizi nasıl ortaya çıkaracağınızı öğreteceğiz" gibi söylemler insanların aklını başından almaktadır.

Şaşırtıcı ama bir o kadar da gerçek olan Steve Jobs gibi dünyada her türlü bilgiye ulaşım gücünün en fazla olduğu bir kişi de yanılmıştı. Steve Jobs, kanser tansını öğrendikten sonra hekimi ona hemen ameliyat olmasını önermiş ancak Jobs, alternatif tıp yöntemleri ile bu sorunu aşacağını düşünmüştür. Alternatif tıbbın sunduğu büyülü ve gerçek dışı dünyaya kendini kaptırmış, Amerika’dan Hindistan’a kadar neredeyse tüm dünyada mistik tedavi yöntemlerinden şifa aramıştır. Homeopati, akupunktur, enerji tedavileri ve daha çok sayıda yöntemi sunan ve sözde kanseri tedavi ettiğini iddia eden bilim dışı insanlardan kendisine şifa sunmasını beklemiştir. Gerçeği anlaması ve modern tıbba dönüşü 9 ayını almış ve kanser tedavisinde son derece önemli altın süre olarak adlandıracağımız süreyi kaybetmişti. Sonrasında geç bir evrede tedaviye başlamasına rağmen Ekim 2011’e kadar yani 8 yıl süresince modern tıbbi tedavi yöntemleri ile yaşamış bu süreçte de dünyamıza vizyonu ile önemli katkılar ve yenilikler sunmuştur.

Kanser tedavisi için alternatif yöntemleri tercih etmek yaşam sürelerini kısaltıyor

Modern tıbbın tedavi yöntemleri yerine alternatif tedavilerin peşine düşen kanser hastası ve ailelerinin sayıları artmaya devam etmekte. ABD verilerine göre son 10 yılda tamamen tedavi edilebilir bir kansere sahip olduğu halde standart tedaviyi reddedip alternatif tedaviye yönelenlerin sayısı 2.5 kat arttı. Bu akım hastalar ve yakınlarında zor durumlar yaratmaktadır. Modern kanser tedavilerinin en büyük faydayı sağlayacağına yaygın olarak inanılmasına rağmen, alternatif tedavi yöntemlerinin kanser tedavisinde etkinliğini değerlendiren sınırlı araştırma vardır.

Birçok kanser hastası modern kanser tedavilerine ek olarak alternatif tedavi kullanırken, alternatif tedavileri tek başına kullanan hastalar hakkında çok az şey bilinmektedir. Modern tıbba kıyasla alternatif tedavileri incelemek ve yaşam sürelerindeki etkisini araştırmak için Amerikan Cerrahlar Üniversitesi Kanseri Komisyonu ve Amerikan Kanser Derneği projesi kapsamındaki; Amerikan Ulusal Kanser Verilerinden alınan meme, prostat, akciğer ve kolorektal kanseri olmak üzere toplam 840 hasta verileri incelenmiştir. Bu veriler ülke çapında tespit edilen kanserlerin yaklaşık %70’ini temsil etmektedir. Araştırmacılar 560 modern tedavi yöntemini seçen kanser hastası ile; 280 alternatif tedavileri seçen kanser hastasını karşılaştırmışlardır.

Journal of the National Cancer Institute adlı dergide yayımlanan çalışma kapsamında 2004 ile 2013 yılları arasında teşhis konulan hastalar incelenmiş. Elde edilen sonuçlara göre; kemoterapi, ameliyat, radyoterapi gibi modern tıbbın tedavi yöntemleri yerine, alternatif tedavileri tercih eden hastaların yaşam süreleri belirgin olarak daha düşüktü; 5 yıllık sağkalım oranları alternatif tedavi kullananlarda % 54 iken standart kemoterapi uygulananlarda ise % 78 bulunmuştur.

Alternatif tedavi tercih eden kanser hastalarının yaşam süreleri belirgin olarak daha kısa olduğu için, bu uygulamaların daha fazla araştırılması gerektiği önemle vurgulanmaktadır.

Alternatif kanser tedavileri hakkında çok az şey biliniyor ve kanıtları olmamasına rağmen bu yönde kararlar alınıyor. Bağışıklık sistemini güçlendirdiği iddia edilen kürler, yüksek dozda vitamin veya fitoterapi gibi diğer alternatif tedavi yöntemlerinin hepsi ile ilgili hangi tedavinin etkili olduğunu daha fazla anlamak gerekiyor, ancak bu şekilde hastalar bilinçli kararlar verebilir.