Dikkat çeken noktalar

  • Çoğu çalışma katılımcısı (%67,3) sanal egzersiz rejimi yoğunluğunu, yüz yüze bir programınkine benzer bulduklarını söyledi.
  • Katılımcılar sanal egzersiz eğitimiyle ilgili herhangi bir olumsuz olay bildirmediler.
  • 12 haftalık müdahale süresince fiziksel ve psikolojik sonuçlar önemli ölçüde iyileşti.

Kanser İlacı Olarak Egzersiz

Egzersizin, kanser hastaları için, ilaçlar kadar etkili olduğu artık biliniyor (bakınız “Spor-Egzersiz Tümörü Küçültebilir” adlı yazımız). Bununla birlikte COVID-19 Pandemisi nedeniyle sosyal mesafe, doktorları ve kanser hastalarını çeşitli şekillerde uyum sağlamaya zorladı. Yapılan yeni bir çalışma, uzaktan/sanal egzersiz programlarının uygulanabilirliği, etkinliğini ve kabul edilebilirliğini araştırdı. Current Sports Medicine Reports'ta yayımlanan bulgular, fiziksel ve psikolojik sonuçlarda faydalar gösteriyor ve yazarlar, yüz yüze egzersiz eğitimi sırasında uzaktan müdahalenin uygun bir seçenek olduğu sonucuna varıyor.

Online Egzersiz Koçluğu

Araştırmacılar, Mart ve Haziran 2020 arasında Dayton, Ohio'daki Kettering Tıp Merkezi'nde kanser tedavisi gören ve kâr amacı gütmeyen Maple Tree Cancer Alliance aracılığıyla kanser hastaları ve kanser tanısı olmayan kişiler için ücretsiz olarak sağlanan bir kanser egzersiz programına kayıtlı 491 hastayı değerlendirdi.

491 hastanın 423’ü, COVID-19 ile ilgili sosyal mesafe başlamadan önce Maple Tree Cancer Alliance'a kaydolmuştu. Geri kalan hastalar egzersiz programına Mart 2020'de sanal formatta başladılar. Yaşları 14 ile 83 arasında değişmekte olup, ortanca yaşları 60'tı. Yüzde seksen dördü kadındı; %74.7'si beyaz, %10.2'si Afrika kökenli Amerikalı, %3.9'u Hispanik ve %5.7'si Asyalı idi. Geri kalanların etnik kökenleri bilinmiyordu. Çoğunda meme (%58,2), kolon (%4,5), prostat (%2) veya akciğer kanseri (%3,9) vardı.

Araştırmacılar, her katılımcının evinde fitness ekipmanlarının bulunup bulunmadığını araştırdıktan sonra, her hastanın kendi kondisyonunu ölçmek için sanal bir değerlendirme geliştirdi. Daha sonra bireysel hasta hedeflerine odaklanan kişiselleştirilmiş bir egzersiz programı oluşturdular.

Hastalar, ilk ziyaret sırasında demografik (yaş, cinsiyet, eğitim gibi) bilgileri ve tıbbi geçmişlerini verdi. Ayrıca kanser tedavilerinin olası yan etkilerini değerlendirmek için 35 maddelik bir belirti kontrol listesini de tamamladılar. Bunlar, ağrı, öksürük ve baş dönmesi gibi fizyolojik öğelerin yanı sıra, iyi olma ve üzüntü gibi duygusal belirtileri içeriyordu ve katılımcılar her bir belirtiyi 0 (yok) ile 10 (çok şiddetli) arasında derecelendirdi. Daha sonra katılımcılar sanal ortamda egzersiz onkolojisi eğitmeni ile bireysel olarak görüştüler. Her hasta 12 haftalık reçeteli, bireyselleştirilmiş egzersizi tamamladı.

Hedef, katılımcıların her seansın süresi yaklaşık 30 dakika olacak şekilde haftada 150 dakikalık kardiyovasküler antrenmanı tamamlamalarıydı; tüm büyük kas gruplarını içeren tam vücut kuvvet antrenmanı çalışmaları (müsaitliğe bağlı olarak serbest ağırlıklar, elastik borular ve/veya vücut ağırlığı egzersizleri kullanarak); ve esneklik eğitimi (statik germe). Egzersiz eğitmeni, hastalarla haftada bir sanal olarak görüştü ancak hastanın haftada en az 3 gün aktif egzersiz yapması için ev ödevi verdi.

Hastaların yüz yüze ve sanal eğitim sırasında geçirdikleri farklı süreler olduğundan, araştırmacılar 4 grup için birleştirilmiş ve ayrı ayrı tüm katılımcılar için her bir fiziksel ve psikolojik sonuçtaki yüzde değişikliğini analiz etti:

  • Yüz yüze, sanaldan yüz yüze.
  • Yüz yüze, sanaldan sanala.
  • Sanaldan yüz yüze.
  • Sanaldan sanala.

Çalışma Sonuçları

Katılımcılar, sanal ve yüz yüze oturumlara bağlılık oranları sırasıyla %84 ve %89 olmak üzere, 5892 reçeteli, denetimli egzersiz seansından 4949'unu tamamladı.

Tamamlanmadan önce programdan ayrılan 18 katılımcı (%3,5); hemen hepsi gerekçe olarak sağlık ve aile sorunlarını gösterdi. Katılımcıların hiçbiri tarafından bildirilen sanal eğitimle ilgili herhangi bir olumsuz olay olmadı. Kıdemli çalışma yazarı Kathryn Schmitz, Halk Sağlığı Bilimleri Bölümü'nde seçkin bir profesör olan Kathryn Schmitz, "Yaklaşık 500 hasta tarafından toplam seans sayısı 1000'in üzerindeyken, herhangi bir yaralanma bildirilmedi ve hiçbir olumsuz etki olmadı" diyor ve ekliyor: “Bu çok önemli, çünkü doktorlar olumsuz olaylardan çekindikleri için hastaları bu programa yönlendirmeyi sıklıkla yavaşlatıyor/durduruyor.

Genel olarak, hastalar şu durumlarda olumlu bir gelişme yaşadı:

  • Kardiyovasküler dayanıklılık (%15.2, P < .05).
  • Kas dayanıklılığı (%18.2, P < .05).
  • Esneklik (%31.9, P < .05).
  • Destek duygusu (%58.7, P < .05).
  • Yaşam kalitesi (%32.2, P < .05).

Ayrıca şunlarda azalma oldu:

  • Yalnızlık hissi (%54, P < .05).
  • Yorgunluk (%48.7, P < .05).

Zamanlanmış bir “Ayağa Kalk ve Yürü” değerlendirmesini tamamlayan hastalar (düşme riski olan, bir koşu bandı testine alternatif) yaklaşık 3 metrelik mesafeyi yürüme zamanları %27,5 oranında iyileşti. Yüz yüze ve sanal egzersiz denetiminin çeşitli kombinasyonları ile 4 grup arasında tamamlama oranlarında önemli farklılıklar yoktu.

Katılımcıların çoğu (%67,3) sanal egzersiz programının yoğunluğunu yüz yüze programa benzer bulduğunu, %12,3'ü daha zor bulduğunu ve geri kalanı (%21,4) daha kolay olduğunu söyledi.

Çalışmanın Düşündürdükleri

Özellikle kanserli hastalar için egzersizin faydaları hakkında bildiğimiz her şey göz önüne alındığında, egzersiz yapmanın önündeki yeni engellerin üstesinden gelmek için yaratıcı olmamız gerekiyor. Bu çalışma, yüz yüze çözümlerin her zaman güvenli veya uygulanabilir olmadığı bir zamanda oldukça kişiselleştirilmiş bir egzersiz programının sanal olarak uyarlanması için sağlam kanıtlar sağlıyor.

Araştırmada ve klinikte bireyselleştirilmiş sanal eğitimin uygun ve faydalı olabileceği başka senaryolar da olabilir. Açık bir örnek, özellikle kırsal alanlarda yaşayan veya sınırlı ulaşım seçeneklerine sahip hastalar olmak üzere, merkezi bir yerde buluşamayan hastalar arasında sanal eğitimin kullanılmasıdır.

İyi eğitimli personel tarafından verildiğinde sanal egzersiz onkolojisi programlarının uygun, güvenli ve zindeliği, işlevi ve semptomları iyileştirmede etkili olduğu gözüküyor. Bu önemlidir, çünkü doktorlar her randevuda hastanın işlevi ve şikayetlerine göre aynı dozda kemoterapiye devam edip etmemeye karar verirler. Egzersiz güçlü bir ilaçtır ve kanser hastaları için standart tedavinin bir parçası olarak görülmelidir.

Sonuç olarak, nasıl ki kanser tedavilerinden vazgeçmiyor, bir hasta için bir tedavi işe yaramadığında başka bir tedaviye geçiyorsak, belli egzersiz programları uygulanamaz olduğunda başka egzersiz yolları aramalıyız.