Cep telefon görüşmelerinde kulaklık kullanmak, arama yanıtlanana kadar geçen sürede telefonu kulağımıza götürmeden elimizde bekletmek, kullanacağımız telefonları seçerken telefonun radyofrekans dalgası yayma derecesine dikkat etmek, uyurken telefonu yastığın altına koymamak gibi küçük önlemler alarak beyin kanserin riskini azaltmak mümkündür.

Cep telefonlarından yayılan radyofrekans dalgalarının kanser riski ile ilişkisi, günümüze dek sürekli tartışılmaya devam eden, ancak kesin olarak aydınlatılamayan önemli bir konudur. Söz konusu ilişkinin dayanağı; cep telefonlarından yayılan elektromanyetik radyofrekans dalgalarıdır. Bu dalgalar, bildiğimiz radyasyon dalgalarının göreceli olarak düşük frekanslı biçimleridir. Yapılan bazı çalışmalara göre; bu düşük frekanslı dalgalar insan vücuduna zarar verebilecek güçte değildir ve bu nedenle cep telefonlarının kanser riski ile bir ilişkisi yoktur. Ancak bu çalışmalarda kullanılan hasta sayılarının ve takip sürelerinin yetersiz olması nedeniyle bu ilişki kesin bir dille reddedilememektedir. Nitekim yapılan bazı çalışmalarda cep telefonları ile uzun süre radyofrekans dalgalarına maruziyetin, beyin kanseri (gliom) riskini artırabileceğini iddia etmiştir.

Gliomlar, beyinde nöronlara destek görevi gören, glia adı verilen hücrelerde ortaya çıkan tümörlerdir ve en sık rastlanan beyin tümörleridir. Beyindeki tutulum derecesine ve bölgesine göre çok ciddi etkilere neden olabilmektedir. İşte geçtiğimiz günlerde yayınlanan kapsamlı bir çalışmada da, uzun süre ve erken yaşlarda cep telefonu kullanımıyla beyin kanseri(gliom) ilişkisi ele alınmıştır.

Bu çalışmada; yaklaşık 1500 beyin kanseri ve 3500 sağlıklı birey düzenli görüşmelerle değerlendirilmiş ve takip edilmiştir. Sonuçta; 25 yıldan daha uzun süre cep telefonu kullananlarda, daha az kullananlara göre daha fazla beyin kanseri olduğu görülmüştür. Bunun yanında, telefon görüşmesi yaparken sıklıkla kullanılan kulağın olduğu tarafta beynin daha fazla etkilendiği belirlenmiştir. Ayrıca, özellikle 20 yaşından önce cep telefonu kullanmaya başlayanlarda beyin kanseri gelişme riskinin daha yüksek olduğu görülmüştür. Çünkü kafatası kemiklerinin daha küçük ve daha ince olması, beyinlerinin daha geçirgen olması ve beyin gelişimin halen daha devam ediyor olması nedeniyle küçük yaşlarda beyin, radyofrekans dalgalarından daha fazla etkilenebilmektedir.

Sonuç olarak; henüz kesin olarak ortaya konulmuş olmasa da, cep telefonlarından yayılan radyofrekans dalgalarının, beyin kanseri riskini artırabiliyor olması olasıdır. Elbette ki sağladığı kolaylıklarla hayatımızın en vazgeçilmez gereçlerinden olan cep telefonlarının kullanılmaması gerektiğini söylemek, hayli gerçek dışı bir yaklaşım olacaktır. Ancak en azından telefon görüşmelerinde kulaklık kullanmak, arama yanıtlanana kadar geçen sürede telefonu kulağımıza götürmeden elimizde bekletmek, kullanacağımız telefonları seçerken SAR değerine (telefonun radyofrekans dalgası yayma derecesi) de dikkat etmek, uyurken telefonu yastığın altına koymamak gibi küçük önlemler alarak telefonun bu etkilerini en aza indirmek mümkündür. Bunun yanında bu çalışma büyük oranda göstermektedir ki; cep telefonlarının bu etkisinden çocuklar çok daha fazla zarar görmektedir. Bu yüzden çocuklarımızı henüz çok küçük yaşlarda cep telefonlarıyla tanıştırmadan önce, onların beyin kanseri riskini artıracağımızı bilmemizde yarar vardır.