Abdominal (Karın) Aort Ligasyonu 1817 – Karın Damarını Bağlamak
Yazar Harold Ellis'e göre, İngiliz cerrah Astley Cooper "arter (atar damar) cerrahisinin babasıdır" ve tarihte "tüm arterlerin anası" olarak tanımlanan abdominal aortu ilk kez bağlayan kişidir. Aort, kalpten (sol ventrikülden) ayrıldıktan sonra aşağı doğru yönelir, göğüs boşluğunu geçer, diyaframdan karına girer, burada da çeşitli organlara dallar verdikten sonra karın alt kısmında ikiye ayrılır ve bacak atar damarlarıyla devam eder.
Cooper, 1811 yılında köpeklerde, ölümle sonuçlanmadan abdominal aortun bağlanabilmesi (bağlanarak sıkıştırılabileceği) üzerine çalıştı. Cooper’ın gözlemlerine göre yeterli kan akışı diğer arterlerden sağlanabiliyordu.
1817 yılında, Charles Huston sol kasığında dev iliak arter anevrizması (baloncuk) sorunu yaşıyordu. Bu durum, arterin duvarının zayıflaması ve baloncuk şeklinde genişlemesi nedeniyle meydana gelen ciddi bir sorundur. Hastanın sağ bacağındaki kan akışının önemli ölçüde azalması nedeniyle, hayatını kurtarmak için acil müdahale gerekiyordu.
Astley Cooper, Huston üzerinde deney yaparak aortu bağlamak ve kan akışını kesmek istedi. Bu, Cooper'ın köpekler üzerinde yaptığı başarılı deneylerinden öğrendiği bir teknikti. Huston'ın hayatını kurtarmak için Cooper, iliak arterlere ayrılmadan yaklaşık 1 inç (2,5 cm) önce karın aortunu bağlamayı denedi. Huston’ı hareket ettirmeden göbek deliğine yakın bölgeden kesim yaparak, parmağını aort boyunca ilerletti ve olaya şahit olanlara dönerek şunu söyledi, "Aort şu an tam parmaklarım arasında ve bundan mutluluk duyuyorum." Dikkatlice parmağını, aort ve omurga arasından geçirerek aortu bağladı ve operasyonu sonlandırdı.
Ancak ameliyatın ardından Charles Huston, yaklaşık 40 saat sonra hayatını kaybetti. Ölüm nedeninin ameliyatla ilgili olup olmadığı kesin olarak bilinmemektedir. Ancak Huston'un sağ bacağı, ameliyatın başarılı olduğuna dair bir kanıt olarak sağlıklı görünüyordu. Bu olay, tıp tarihinde aort anevrizmalarının tedavisi için önemli bir gelişmeydi.
Nihayetinde, 1923 yılında, Amerikalı cerrah Rudolph Matas bir aort anevrizmasını aortu bağlayarak başarılı bir şekilde tedavi etti. Hasta, tüberkülozla ilgili bağlantısız komplikasyonlardan kaynaklanan ölümüne kadar bir yıldan fazla bir süre yaşadı.
Aortik anevrizmalar, aort duvarındaki zayıflıktan kaynaklanabilir ve herhangi bir yerde oluşabilir, ancak karın aortik anevrizmaları en yaygın türüdür. Anevrizmalar şişebilir, patlayabilir ve tedavi edilmezse öldürücü olabilirler. Aortik anevrizmaların modern tedavi yöntemlerinden birinin açıklaması, endovasküler aort tamir (EVAR) olarak bilinen ve tüp şeklinde bir stentin aort içine yerleştirilmesini içeren yöntemdir. Bu yöntem, minimal invaziv bir prosedürdür ve hastanın iyileşme süresini kısaltır.
Yazı Görselinin Açıklaması: “Soldan ilk resim: Rudolph Matas , Orta resim: karın aortunun, iki büyük arter olan ortak iliak arterlere bölündüğü yerin hemen üstünde, anevrizmaya (şişmeye) uğramış bir karın aortunun şematik tasviri, Son resim: Astley Cooper”
Yazıda Geçen Tarihi Kişiler: Astley Paston Cooper (1768–1841), Rudolph Matas (1860–1957)
- Önceki konu: Stetoskop 1816 – Vücut Seslerini Dinlemek
- Sonraki konu: Sülük Tedavisi 1825 – Kan Emiciler
Ligation of the Abdominal Aorta 1817. Page 170. The Medical Book: From Witch Doctors to Robot Surgeons, 250 Milestones in the History of Medicine. 2012