Tıbbi amaçlarla sülüklerin kan alma uygulaması, Avrupa ve Asya'da binlerce yıldır mevcut olsa da, bu uygulamanın temel amacı modern bilimin kabul etmediği bazı inanışlarla ilişkilendirilmiştir. Örneğin, antik tıpta vücuttaki dört ana sıvının, yani kan, balgam, safra ve siyah safra, dengesini sağlamak önemli bir hedefti. Bu nedenle, sülüklerin kan alarak vücuttaki sıvı dengesini yeniden sağlaması gerektiği düşünülüyordu.
Avrupa'da, sülüklerin tıbbi kullanımı, Fransız doktor François Broussais'nin "Hemen hemen tüm hastalıkların temelinde iltihaplanma olduğunu ve çoğu hastalığın sülük kullanımıyla tedavi edilebileceğini" savunduğu dönemde zirveye ulaştı. Bu dönem, Broussaisian çağı olarak bilinir. Sülüklerin kullanımı o kadar yaygın hale geldi ki, bazı doktorlar bu uygulamayı vampirizme benzetmekteydi. Bir tedavi seansında birkaç düzine sülük kullanmak olağan bir durumdu ve her yıl Fransa, İngiltere ve Almanya'da milyonlarca sülük tüketiliyordu.
1825 yılında bir temsilci, Fransız parlamentosunda yaptığı konuşmada, doktorların sülükleri aşırı şekilde kullanarak çiftçileri adeta "mezarlarına" sürüklediğini ve sülüklerin "birçok acımasız diktatörden daha fazla kan döktüğünü" ifade etti. Bu duruma dikkat çekerek, sülüklerin tıbbi amaçlarla yapılan aşırı kullanımına bir son verilmesi gerektiğini savundu. Bu çağrı, dönemin sülük kullanımındaki aşırılıkların ne derece tehlikeli ve zararlı olduğunu gösteren bir örnektir.
1828 yılında Fransa'da yılda yaklaşık 100 milyon sülük kullanılırdı. Talep arzı aşmış, sülük fiyatları dudak uçuklatır noktaya gelmişti. Sülük çiftlikleri her yerdeydi, çünkü sülükler şişmanlıktan zihinsel rahatsızlıklara kadar her şeyi "iyileştirmek" için kullanılıyordu.
Modern tıbbın doğuşu Broussaisian çağının açıkça gözlemlenebilen sülük çılgınlığına son verdi. Bununla birlikte 1980'lerden itibaren tıbbi sülükler (örneğin, Hirudo medicinalis), plastik cerrahinin uyguladığı yeniden yapılandırma ameliyatları (doku ve uzuv nakli gibi) sonrasında başarıyla kullanılmaya başlanmıştır. Özellikle kulak ya da parmak dikme operasyonlarında, venöz konjesyonun hafifletilmesi için sülükler kullanılır. Venöz konjesyon, damarların yeniden büyüme şansı bulamadan kanın bir bölgede birikmesiyle oluşur.
Sülüğün ağzı, cilde uygulanır ve böylece tükürüğündeki antikoagülanlar (örneğin, hirudin), vazodilatörler (kan damarı genişleticiler) ve anestezik maddeler salgılar. Sülük, yaklaşık beş mililitre (bir çay kaşığı) kadar kanı alır ve sülük çıkarıldıktan sonra kan, birkaç gün boyunca faydalı bir şekilde akmaya devam eder. Bu sayede kan birikimi ve basınç azaltılır, böylece damarların yeniden yapılanma sürecine zaman tanınmış olur.
Yazı Görselinin Açıklaması: Bir adamın, bir başka adama sülük tedavisi uygulaması
Yazıda Geçen Tarihi Kişiler: François-Joseph-Victor Broussais (1772–1838), John Brown (1810–1882)