Bazı kanserlerde görülen cilt malign ülserleri (yaralar)

Bazı kanserlerde görülen cilt malign ülserleri (yaralar)

Cilt Malign Ülserleri, bazı kanserlerin cilt altından deriye doğru ilerleyerek cilt yüzeyinden dışarı doğru büyüyen yaralar oluşturması durumudur. Bu cilt ülserleri kanserin ilk bulgusu olabilir veya tanı almış kanserlerin ileri evrelerinde görülen yandaş sorunlardan biri olabilir; bununla birlikte her 2 sebeple de nadir görülürler. Bu yaraların beraberinde getirdiği sorunlar akıntı, kötü koku, ağrı, kaşıntı, kanama olabilmektedir. En çok meme, baş boyun kanserleri ve malign melanomda görülürler. En çok bu kanser türlerinde görülmesinin nedeni, cilde yakın veya cilt üzerinde gelişmesidir. Kanserin ilk başladığı bölgede veya metastaz yaptığı yerlerde ortaya çıkabilirler.

Kansere bağlı cilt yaralarının beraberinde getirdiği sorunlar şunlardır:

  • Akıntı
  • Koku
  • Ağrı
  • Kanama
  • Kaşıntı

Kanserin kendisine yönelik tedaviler, bu yaralarında iyileşmesinde katkı sağlar

Bu tedaviler yaranı küçülmesini sağlar ancak genellikle tam olarak düzelmez. Palyatif bakım konusunda deneyimli bir hemşire tarafından yara bakımı sağlanabilir. Hasta veya yakını da yara bakımını bir süre sonra kendisi yapabilir. Yara bakımı veya pansuman yaranın beraberinde getirdiği koku, akıntı, görüntü gibi sorunlarda iyileştirme sağlar.

Akıntı

Bu tür yaralarda en sık görülen sorunlardan biri akıntıdır. Akıntının nedeni sıklıkla yaranın enfekte olmasıdır. Enfekte olmamış yarada akıntı nadiren görülür. Genellikle bakterilerin neden olduğu yara enfeksiyonları sunucu akıntı ortaya çıkmaktadır. Akıntı varsa hekim muayenesi ve bazı testler yapılarak antibiyotik tedavisi başlanması gerekir. Antibiyotik tedavisi lokal olarak yaraya pansumanda kullanılacak seçenekler yanında ağız veya damar yoluyla da başlanabilir. Yoğun akıntı olması daha sık ve zahmetli yara pansumanı gerektirir. Akıntıyı emici özellikte pansuman malzemeleri kullanılır. Bunlar daha düşük maliyetli gazlı bezler olabileceği gibi, maliyeti daha yüksek olan akıntıyı emen ve daha uzun süre hapsedebilen, daha az sıklıkta pansuman imkanı sağlayan ürünler de mevcuttur. Yarada enfeksiyon nedenli akıntı olması yara ile sağlam deri sınırındaki derinde kızarıklık olmasına neden olabilir. Buna yönelik olarak yara çevresindeki sağlam deri bölgesine bariyer kremler uygulanması önerilir. Akıntılı yaranın yıkanması konusunda hekime veya yara bakım hemşiresine danışmak gerekir. Bazı yaraların yıkanması ve profesyoneller tarafından önerilecek sabun veya jellerin kullanımı uygundur. Yaranın yıkanarak temizliğinin yapılması hem hastanın daha iyi hissetmesini hem de koku varsa azalmasını sağlar.

Hoş olmayan koku

Kanser nedenli cilt yaralarında yine yaygın sorunlardan biri de hoş olmayan kokudur. Koku sorununu ile baş etmek için çeşitli seçenekler bulunmaktadır. Koku bazen yara enfeksiyonu olduğunda ortaya çıkabileceği gibi, enfeksiyon olmadan da yarada koku oluşabilmektedir. Yarada sonradan ortaya çıkan koku hekime başvuru gerektirir. Enfeksiyon söz konusu ise başlanacak antibiyotik tedavisi koku sorununu ortadan kaldıracaktır. Yara bakım ve pansumanında kullanılabilecek çeşitli lokal ürünler koku sorununu ortadan kaldırabilir. Özellikle antimikrobiyal özellikteki pansuman ürünleri yaradaki mikrobiyal yoğunluğu azaltarak koku oluşumunu önler.

Kokunun nedeni enfeksiyon ise bu duruma yönelik tedavilere rağmen koku sorunu devam edebilir. Kişi ortamda istenmeyen bir kokuya neden olduğu için kendini kötü hissedebilir. Oda kokuları, koku nötralize ediciler, hava filteleri, aromaterapi yağları kullanılarak bu sorun ile baş edilebilir. Bu tür ürünler kesinlikle yaranın kendisine uygulanmamalıdır.

Ağrı

Yara bölgesinde ağrı genellikle tümör dokusunun sinir hasarına neden olması sonucu oluşabilmektedir. Ayrıca yarada enfeksiyon da ağrı nedenlerinden biridir. Ağrıya yönelik hekiminizin başladığı tedavi bu sorunu çözecektir. Ancak ağrı yeteri kadar azalmadıysa veya geçmediyse tedavinin düzenlenmesi için hekime tekrar başvurmak gerekmektedir. Yarada süreğen bir ağrı olmasa da pansumanlar esnasında ağrı olabilir. Pansumanlar sırasında ağrınız olduğunda bunu hemşire veya hekiminize belirtiniz. Buna yönelik olarak yine hekim önerisiyle pansuman öncesi çeşitli ağrı kesiciler kullanılabilir.

Kanama

Tümör dokusu küçük damarları hasarladığında yarada kanama ortaya çıkabilmektedir. Kanama bazen sızma tarzında hafif şekilde olabileceği gibi, bazen de yoğun miktarda olabilir. Yara yerinde kanama varsa veya mevcut kanamanın miktarında artış olduğunda hekime başvurulmalıdır. Kanamayı azaltacak veya durduracak lokal (bölgesel) veya sistemik tedaviler mümkündür. Pansumanlar esnasında da kanama oluşabilir. Bunu önlemek için gazlı bezle pansuman yerine, daha gelişmiş pansuman ürünleri kullanılabilir. Gazlı bezle pansuman değiştirilirken ise pansuman dikkatlice ıslatılırsa yapışıklığa bağlı kanama ve ağrı önlenebilir.

Kaşıntı

Kaşıntının nedeni tümör ve yara dokusu nedeniyle derinin gerilmesi veya çevredeki sinir uçlarının çevre dokudan salgılanan vücut kimyasalları ile uyarılmasıdır. Kaşıntı sorunun da en çok kullanılan ilaç grubu antihistaminikler olarak geçen ilaçlardır. Ancak bazen bu ilaçlar kaşıntının düzelmesinde yeterli olmayabilir. Ek olarak ciltteki gerginliği azaltacak nemlendirici uygulamalar faydalı olabilir. Bu seçeneklere rağmen kaşıntı devam ediyorsa hekim veya yara bakım hemşirenizin önerisi ile TENS (Transkutanöz Elektriksel Sinir Stimülasyon) tedavisi uygulanabilir. TENS deriden etraftaki sinirlere uyarılar göndererek kaşıntı hissinin azalmasını sağlayabilir. Yaraya uygulanan ürünler veya pansumanı yapışmasında kullanılan bantlar allerjiye neden olabilir. Bu ihtimal göz önünde bulundurulmalıdır.

Bu şekilde bir yaranın olması kişide utanma, depresif durum gibi duygusal sıkıntılara neden olabilmektedir. Kişinin bedeninin görüntüsüne dair olumsuz düşünceleri oluşabilir ve kendini sosyal çevresinden ve ailesinden uzak tutmak isteyebilir. Bu durumda oluşan anksiyete (kaygı) ve üzüntünün aile veya diğer yakınlarla paylaşılması ve kişinin kendini ifade edebilmesi rahatlatıcı olacaktır. Yaranın verdiği duygusal sıkıntı elbette hekim ve hemşire ile de paylaşılmalıdır. Unutulmamalıdır ki hastanın kendisi yarayı etrafındakilerden daha çok farkındadır, diğer deyişle hastanın çevresindeki bireyler yarayı hasta kadar farkında değildir.

*

Aşağıda (en solda), meme kanserine bağlı bir malign ülser örneği görülebilir:

malign ulser ornegi 488208

1. First Edition EONS Recommendations for Care of Malignant Fungating Wounds . (EONS 2015)

2. Thomas Merz, Carsten Klein, Barbara Uebach, Martina Kern, Christoph Ostgathe and Johannes Bükkia.

Fungating Wounds – Multidimensional Challenge in Palliative Care.

Breast Care (Basel). Feb 2011.

Sağlık ve Mutlulukla Kalın...

Sayfada yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Kanser tanısına sahip bir hasta için online muayene randevusu hakkında bilgi almak için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.


İlgili Haberleri


Terminal Kanser – Hastalar ve Bakım Verenler için Önemli Olan Nedir?

Terminal Kanser – Hastalar ve Bakım Verenler için Önemli Olan Nedir?

Terminal dönem hastalar, hastalıklarının son aşamalarında olan ve genellikle küratif (iyileştirici) tedavilerden ziyade belirti-şikayet yönetimi veya...

Flebit (Damar İltihabı) ve İnfiltrasyon (Sızıntı) Nedir?

Flebit (Damar İltihabı) ve İnfiltrasyon (Sızıntı) Nedir?

Bu yazı toplardamar içi (IV= intravenöz) tedavilerden kaynaklanan iki komplikasyon olan damar iltihabı (flebit) ve sızıntıyı...

Palyatif Bakımı Seçmek, Bazen Hasta ve Yakınları için En Doğru Karardır

Palyatif Bakımı Seçmek, Bazen Hasta ve Yakınları için En Doğru Karardır

Aşağıdaki yazı, bir doktor adayı olan Golda Grinberg’in 4 Şubat 2023 tarihli NEJM dergisi perspektif makalesinin...

Onkologlar Kendi Ölümleriyle Yüzleşmede Daha İyi mi?

Onkologlar Kendi Ölümleriyle Yüzleşmede Daha İyi mi?

St. Elizabeth Sağlık Merkezi'nde onkolog olan Douglas Flora, kendisini derin bir empati sahibi olarak görüyor. Hatta...

Hakkımda

Özgeçmişim, kanser tanı ve tedavisine dair çalışmalarım ve ilgi alanlarım için tıklayın.

Prof. Dr. Mustafa Özdoğan Hakkında