Çocukken düzenli fiziksel aktivitede bulunanların gelecekte diyabet, kanser, kardiyovasküler hastalıklar gibi hastalık riskini önemli ölçüde azaltırken, profesyonel yaşamdaki başarıları da artıyor. Sağlıklı beslenme, egzersiz ve iyi davranış biçimlerinin küçük yaşlarda alışkanlığa dönüşmesi, bu çocukların ileride daha sağlıklı yetişkinler olması için önemli bir koşul. Bu konuyla ilgili farklı araştırmalardan çıkan sonuçlar önemli.

Birçok Hastalığın Temeli Küçük Yaşlarda Atılır ve Yine Birçok Hastalığa Yakalanma Riski Çocukluk Çağında Edinilen Alışkanlıklarla Azaltılabilir.

Birçok ülke diyet ve fiziksel aktivite biçimlerini doğru şekilde yönlendirmek için ulusal beslenme ve fiziksel aktivite kılavuzları yayımlamaktadır. Uzmanlara göre toplumsal çabalar, sağlıklı beslenme tarzı ve fiziksel aktiviteyi destekleyen bir sosyal ortam yaratmak için çok önemlidir. Bu yöndeki araştırmalar kanser riskini azaltmak için bireysel seçimlerin ve alışkanlıkların önemini vurgulamaktadır.

Kanser Nedeniyle Gerçekleşen Yaşam Kayıplarının Üçte Birinin Nedeninin – Fazla Kilo ve Obezite Dahil – Diyet ve Fiziksel Aktivite Alışkanlıkları Olduğu Düşünülmektedir.

Kalıtsal ve genetik faktörler, kanser riskini etkilese de, bireyler arasında kanser riskindeki değişikliklerin çoğu, çevresel faktörlerden kaynaklanmaktadır.

Aileler çocuklarına küçük yaşta doğru örnek olup ve sağlıklı alışkanlıklar kazandırılırsa; sağlıklı bir kilo, yaşam boyunca fiziksel olarak aktif kalmak ve sağlıklı bir diyet tüketmek yaşam boyu kanser dahil pek çok hastalığı geliştirme riski önemli ölçüde azaltılabilir. Bu sağlıklı alışkanlıklar kalp-damar hastalıkları geliştirme riskinin azalmasıyla da ilişkilidir.

Obezite tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hızla yayılmaktadır. Ülkemiz verilerine baktığımız zaman 15 yaş üzeri bireylerin %34’ü fazla kilolu, %20’si ise obezdir ve bu oran her geçen gün artmaktadır.

Bununla birlikte obeziiteyi engellemek için sadece fiziksel aktivite yeterli değildir. Sağlıklı-dengeli beslenme, aşırı işlenmiş gıdalardan ve abur-cuburda uzak durma, gazlı şekerli içecekleri tüketmeme gibi alışkanlıklar da önemli. İleri yaşlarda da aynı şekilde sağlıklı beslenme alışkanlıklarını devam ettirmek, yeni bir alışkanlık kazanmaktan çok daha kolaydır.

Sporun Beyin Belişimine Şaşırtıcı Katkıları

Çocuklukta fiziksel aktivite ile yaşamın devamında ulaşılan başarılar arasındaki bağlantıyı uzun zamandır araştıran Danimarka ve İsveç bilim insanları, spor alışkanlığı olan çocuklarda metabolik sorunların belirgin bir şekilde daha az olduğunu gösterdiler. Araştırmacıların 1.2 milyon çocukta 1950-1976 arasında yaptıkları araştırmada; ergenlik döneminde daha fazla egzersiz yapanların, ileride profesyonel anlamda daha başarılı olmaya yatkınlıklarının arttığını buldular.

Nörobilimciler spor yapan çocuklardaki beyin gelişimi farkının bir takım sebepleri olduğunu gösteren çalışmalara imza attılar. Çalışmaların sonuçlarında, çocuklukta kardiyorespiratuvar (kalp-solunum) fonksiyonlarını geliştirmek için fiziksel aktiviteyi yeterli düzeyde yapmanın, gelişme döneminde olan beynin yapısı ve işleviyle doğrudan ilişkili olduğu belirtiliyor. Egzersiz özellikle hafızayla ilgili beynin hipokampus ve 20'li yaşlara kadar oluşumunu tamamlamayan prefrontal korteks ile ilişkilendiriliyor. Prefrontal korteksin gelişimi düşünme, akıl ve amaca dayalı eylemler yürütme yeteneğimizi yönlendirir. Egzersiz metabolik aktiviteyi ve buna karşılık beyin damarlanmasını (anjiyogenezi) artırır; kan ve oksijeni farklı bölgelere taşımak için daha fazla kılcal yatak inşa eder. Aynı zamanda, nöronlar arasındaki sinapsların (bağlantı noktaları) oluşumu artar, beynin farklı bölümlerinin birbirleriyle iletişim yeteneğini arttırır.

Erken Yaşam Egzersizinin “Hafızası”

Beynin daha iyi kanlanması beyin hücrelerinin sağlığı için önemlidir ve ileride daha düşük alzheimer riski ile ilişkili görülmektedir. Çocuklukta egzersiz yapan bireylerin beyin emar taramalarında beyin damarlanmasının ve kan akışının daha yaygın olduğu bulundu.

Çocukluk egzersizin en etkileyici yönlerinden biri de egzersiz sona erdikten sonra dahi egzersizin faydalarının devam etmesi. Erken yaşam egzersizi bir çeşit “hafızaya” sahiptir ve nispeten hareketsiz bir erişkinlikte bile sağlık yararları devam ettirmektedir. Örneğin tenis veya jimnastikle uğraşan çocuklar uzun yıllar bunun faydasını görmekte. Egzersiz yapmayanlara göre kemik kütlesi, yoğunluğu ve mineral içeriğinde bile büyük farklılıklar vardır. Araştırmalara göre yetişkinlik döneminde egzersize devam edilmese bile, birey spora ergenlikten önce başladıysa en az 10 yıl daha fazla olumlu etkileri devam eder.

Bu, bireyleri daha sonraki yaşamda osteoporoz gibi kemik hastalıklarına daha az eğilimli hale getirir. Kemiklerimiz, önemli oranda enerji metabolizmasına dahil olurlar ve erken dönem egzersizlerinin tetiklediği gen ekspresyonu gibi değişiklikler, vücudun yüksek kalorili bir diyete karşı inflamatuvar tepkisini değiştiren yolları da etkiler. Bu değişiklikler, çocukları, yetişkin olduğunda diyabet ve kanser gibi kronik inflamasyonla ilgili hastalıklara karşı daha dirençli hale getirir.