
COVID-19 Son Gelişmeler – Aşı Çalışmalarından Yeni Sonuçlar, Deksametazon, Belirti Takip Uygulaması, Yeni Tanı Testi, Artan Ölü Doğum Oranları
Bilim dünyası, yeni tip koronavirüse (SARS-CoV-2) bağlı gelişen COVID-19 hastalığının tedavisi için çalışmalarına tüm hızıyla devam etmekte. Bu amaçla SARS-CoV-2’ye karşı bağışıklık yanıtını oluşturmak üzere farklı yaklaşımlar denenmektedir. Bu alandaki en son gelişmeleri gelin birlikte inceleyelim.
Aşı çalışmalarından gelen yeni veriler
Geliştirilmekte olan iki deneysel SARS-CoV-2 aşısının erken aşama klinik çalışmalarının sonuçları, aşının bağışıklık sistemi tepkisini uyardığını ve denemelere devam edilebilecek kadar güvenli olduklarını göstermektedir.
Oxford Üniversite’sinde araştırma yapan bilim insanları tarafından geliştirilen aşı, üst solunum yolu enfeksiyonlarına neden olan adenovirüsün (ChAdOx1) zayıflatılmış halinin kullanıldığı bir aşıdır. Genetik özelliklerinin değiştirilmesi ile şempanzelerde enfeksiyonla sebep olurken, insan vücudunda büyüme özelliği göstermemektedir. Aşı için kullanılan bu virüse aynı zamanda, SARS-CoV-2 koronavirüsünün yüzeyinde sergilenen ve enfeksiyona neden olmasında önemli rol oynayan S proteinin üretilmesi için gerekli genetik kodlar da eklenmiştir. Burada amaç, bağışıklık sistemi hücrelerinin S proteinini tanıyarak bağışıklık yanıtı oluşturması ve böylece virüsün hücrelere girişinin ve enfeksiyonun engellenmesidir. Oxford Üniversitesinin yürüttüğü faz 1 ve faz 2 klinik çalışmalarında, aşının uygulandığı kişilerde, aşılamadan 14 gün sonra zirve yapan T hücre yanıtı ve 28 gün sonrasında antikor tepkisi tespit edildi. Oxford Üniversitesi'nde aşı bilimi alanında profesör olan ve aşı geliştirme ekibinin başında bulunan Sarah Gilbert; "Belirli bir virüse karşı aşı geliştirmeye çalışan bilim insanların karşılaştıkları asıl sorun, bağışıklık yanıtının ne kadar güçlü olması gerektiğinin bilinmemesi" diyerek bu süreçte zorlandıkları alanı tanımlamakta. CanSino Biologics ve Çin’in askeri araştırma birimi tarafından geliştirilen bir başka aşının da, klinik çalışmalarda yer alan hastalarda bağışıklık tepkisini tetiklendiği ve kullanım için güvenli olduğu belirtildi.
- İlgili konu: Koronavirüse karşı AŞI YARIŞI – resimli bir rehber
Deksametazon (bir çeşit kortizon) tedavisi sonuçları
Bir kortikosteroid (kortizon) olan deksametazon, anti-inflamatuar ve immünosüpresan (bağışıklık baskılayıcı) etkileri sayesinde romatizmal hastalıklardan, organ nakline ve kansere kadar pek çok farklı durumda kullanım alanına sahiptir. Birleşik Krallık ’ta COVID-19 teşhisi alan ve hastanede yatarak tedavi edilen hastalarda test edilen deksametazonun "kritik" hastalarda fayda sağladığı tespit edildi.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ile paylaşılan ilk bulgular, solunum cihazına bağlı hastalarda deksametazon kullanımının yaşam kaybını üçte bir oranında azalttığı rapor edildi. Araştırmanın tüm sonuçları, solunum desteğine ihtiyaç duyan ciddi belirti-bulgulara sahip hastalarda deksametazonun çok açık bir şekilde işe yaradığını kanıtlamaktadır. Bu verilerin ardından klinik çalışmaların başında bulunan Dr. Peter Horby deksametazonun COVID-19 teşhisi alan hastalarda standart bir tedavi olarak uygulanması gerektiğini belirtmektedir. Bununla birlikte deksametazonun, hali hazırda herhangi bir ülkenin sağlık ototritesi tarafından COVID-19'a özgü bir tedavi olarak onaylanmadığını ve bu olası faydanın sadece yoğun bakımdaki hastaların tedavisi için test edildiğini hatırlatmakta fayda var.
Semptom (belirti) izleme uygulaması doğru tedavi için yardımcı olabilir
King’s College Londra Üniversitesi COVID-19 belirtilerini takip eden bir mobil uygulamadan verileri toplayarak analiz etti. Araştırmacılar, 6 farklı COVID-19 belirti grubu belirledi. Bir ön baskı olarak yayınlanan çalışma, belirti gruplarını enfeksiyonun şiddeti ve hastanede yatma durumuna ek olarak oksijen veya mekanik ventilasyona (solunum cihazına) ihtiyaç duyma olasılığı ile ilişkilendirmektedir. Bilim insanları belirlenen bu belirti gruplarının, doktorların hangi hastanın en fazla risk altında olduğunu ve pandeminin gelecekte görülebilecek yeni dalgalarında hastanede yatarak tedavi alması gereken hastaların belirlenmesinde yardımcı olabileceğini belirtmekte.
Araştırma sonucunda belirlenen 6 belirti grubu şöyle oldu:
- Grup 1: Geçmeyen öksürük, kas ağrısı gibi genel olarak üst solunum yolu belirtileri. Bu gruptakilerin %1,5'i solunum desteğine ihtiyaç duydu, %16'sı en az bir defa hastaneye gitti. En fazla görülen belirti grubu bu oldu.
- Grup 2: Grup 1'den daha sık görünen, ateşin de olduğu ve öğün atlamanın yaşandığı üst solunum yolu belirtileri. Bu grup hastaların %4,4'ü solunum cihazına ihtiyaç duydu, %17,5'i en az bir defa hastaneye gitti.
- Grup 3: İshal gibi mide-bağırsak belirtileri ağırlıklı. Bu gruptaki hastaların %3,7'si daha sonra solunum desteğine ihtiyaç duydu. Hastaların yaklaşık %24'ü hastaneye gitti.
- Grup 4: Ağır yorgunluk, geçmeyen göğüs ağrısı ve öksürük. Bu grubun %8,6'sı solunum desteğine ihtiyaç duydu, %23,6'sı en az bir defa hastaneye gitti.
- Grup 5: Kafa karışıklığı, öğün atlama ve ağır yorgunluk. Bu gruptaki hastaların %9,9'u solunum desteğine ihtiyaç duydu. Hastaların %24,6'sı hastaneye gitti.
- Grup 6: Kafa karışıklığı, yorgunluk, mide-bağırsak sorunlarının yanı sıra nefes darlığı ve göğüs ağrısı. Bu gruptaki hastaların yaklaşık %20'si solunum desteği aldı ve %45,5'i hastaneye gitti. Gruplar arasında en az görülen bu oldu.

Yeni tanı yöntemi ile sonuçlar daha kısa sürede alınıyor
ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) hafta sonu, toplanmış örneklerin COVID-19 tanı testinde kullanımı için acil kullanım yetkisini (EUA) yayınladı. EUA, ‘Quest Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PCR)’ testinin her numuneyi ayrı ayrı test etmek yerine, dört kişiye kadar alınan örneklerle çalışmasına olanak sağlamakta. FDA yetkilisi Stephen Hahn basın açıklamasında yaptığı konuşmada alınan yeni kararın önemini şu sözlerle özetliyor; "Örnek havuzlama yöntemi oldukça önemli bir avantaj sağlamaktadır. Bu yöntem ile tek seferde 4 bireye ait örnekler analiz edilebilmekte. Böylece, test malzemelerini korurken daha fazla ve daha hızlı bir şekilde daha çok COVID-19 tanı testi yapılmaktadır". Dört kişinin örnekleri ile yürütülen testin pozitif çıkması durumunda, her bir örnek ayrı ayrı test edilerek COVID-19 pozitif hastanın belirlenmesi sağlanır. Öte yandan, özellikle salgının daha az yaygın olduğu bölgelerde çoğunluktaki test sonuçlarının negatif olması beklenmektedir. Bu yöntem çok kısa sürede sonuçların belirlenmesinde avantaj sağlamakta.
- İlgili konu: Koronavirüs testi nasıl yapılır? PCR ve hızlı tanı test çeşitleri nelerdir?
Ölü doğum oranı artıyor
Londra’daki St. George Üniversitesi Hastanesi’nde gebelik sonuçları ile yapılan bir araştırmaya göre, COVID-19 Pandemisi'nin başlamasından bu yana ölü doğum oranları artış gösteriyor. Çalışmada yer alan bilim insanı durumu şu sözlerle yorumluyor; "Ölü doğumlardaki artış, fetal hareketlerin azalması gibi durumlarda hastaneye gitme konusunda isteksizlik, enfeksiyona yakalanma korkusu veya pandemi süresince artan Ulusal Sağlık Hizmeti yüküne ek bir yük getirmek istememe gibi dolaylı etkilerden kaynaklanmış olabilir".
Bu nedenle gebelik süresince uzman doktor ile iletişim halinde olmak ve gerekli durumlarda muayenelere gitmek son derece önemlidir.
Sonuç
Hayatın pek çok alanını etkileyen yeni tip koronavirüsün en kısa zamanda dünya genelinde bir sonuca ulaşması için bilim insanlarının çalışmaları devam etmekte. Her geçen gün bu alanda edindiğimiz yeni bilgileri sizlere aktarmaya devam edeceğiz. Bu süreçte özellikle el hijyenine dikkat ederek, sosyal mesafeyi koruyarak ve ev dışında maske kullanımına özen göstererek kendinizi ve sevdiklerinizi koruyabileceğinizi unutmayınız.
*
- İlgili konu: COVID-19 Son Gelişmeler – Yeni Tedavi Protokolü, Ölüm Oranında Azalma, Beklenmedik Virüs Yükü, Plaquenil Erken Kullanımının Yararı Yok
*
*
COVID-19 Update: New Data on Vaccines, Dexamethasone Results - Medscape - Jul 20, 2020.