
İleri Evre ve Tedaviye Dirençli Desmoid Tümörlerin Tedavisinde Sorafenib
Desmoid tümörler (ayrıca agresif fibromatoz olarak da bilinir), bağ dokularından kaynaklanan, ortaya çıktıkları bölgede agresif davranan nadir kanserlerlerdendir. Yıllık yeni ortaya çıkan hasta sayısı ABD'de 1000 vaka civarındadır. Desmoid tümörler tipik olarak 20'li ve 30'lu yaşlarda genç yetişkinleri etkiler, ancak çocuklar, ergenler ve yaşlı erişkinlerde de ortaya çıkabilir. Desmoid tümörlerin %90'da fazlası çoğu sporadiktir (kalıtsal değildir) ve CTNBB1 mutasyonlarını barındırır; tümörlerin az bir kısmı germline APC mutasyonları ve Gardner sendromu ile ilişkilidir (kalıtsal formu). Bu tümörlerden etkilenen ana vücut bölgeleri, karın duvarı, mezenter (bağırsakları bir arada tutan kök benzeri bir organ) ve kol ve bacakları içerir. Desmoid tümörler metastaz yapmaz ve düşük ölüm riski taşır (Gardner sendromu hariç), ancak önemli komplikasyonlar (yan etkiler) ortaya çıkarır.
Hastalar asemptomatik (belirtisiz) olabilir veya şiddetli ağrı, şişme, şekil bozukluğu, hareket açıklığı kaybı, barsak tıkanması veya delinmesi veya hayati organların fonksiyon kaybına neden çıkabilir. Genç erişkinlerde ek ilişkili komplikasyonlar arasında uzun süreli opioid (narkotik ağrı kesici) kullanımı, sosyal izolasyon, uykusuzluk, kaygı, depresyon ve eğitim ve istihdamın kesilmesi sayılabilir.
Her ne kadar bazı ilaçlar desmoid tümörlere karşı aktiviteye sahip olsalar da, tümörlerin sistemik tedavisi için kabul edilmiş bir standart tedavisi yoktur. Birkaç prospektif (geleceğe dönük) çalışmanın ötesinde, en alakalı klinik veriler vaka serilerinden ve retrospektif (geçmişe dönük) analizlerden elde edilmiştir.
Desmoid tümörler, hızlı büyüme ve ardından stabilizasyon, kendiliğinden gerileme veya daha sonraki büyüme aşamalarını izleyebilir. Spontan (kendiliğinden) gerileme hastaların % 20'sine kadar rapor edilir. Bir "bekle ve gör" stratejisi, birçok hasta için giderek daha fazla savunulmaktadır. Ameliyat birincil tedavide standart tedavi olmuştur, ancak lokal (bölgesel) nüks (kanser tekrarı) riski kabul edilemez derecede yüksektir (>% 40). Lokal (radyasyon tedavisi) veya sistemik tedaviler genellikle hastalıkla ilişkili semptomları veya ilerleyici hastalığı olan hastalar için gereklidir. Sistemik tedavi seçenekleri arasında hormonal blokaj, sitotoksik kemoterapi ve tirozin kinaz inhibitörleri (akıllı kanser hapları) vardır. Bu tedavilerle ilişkili cevap oranları değişkenlik gösterir (% 0 ila 40). Örneğin, küçük prospektif çalışmalarda imatinibin sınırlı bir aktiviteye sahip olduğu (% 6 ila 11) bulundu ve hiçbir öngörücü biyobelirteç bulunmadı. Retrospektif bir analizde, günde bir kez 400 mg başlangıç dozunda, oral (ağızdan), çok hedefli bir tirozin kinaz reseptör inhibitörü olan sorafenib'in (Nexavar) kabul edilebilir bir güvenliğe sahip olduğu, yaşam kalitesini artırdığı ve Katı Tümörlerde Yanıt Değerlendirme Kriterleri (RECIST sürüm 1.1) ile değerlendirildiğinde % 25'lik bir cevap oranı ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Bunun üzerine sorafenibin desmoid tümörlerin tedavisinde güvenliğini ve etkinliğini değerlendirmek için yazımızın konusu olan ve 20 Aralık 2018'de NEJM'de yayımlanan randomize, çift kör, plasebo kontrollü, faz 3 klinik araştırma yapıldı.
Çalışmanın Detayları
- Çalışmaya progresif (ilerleyici), semptomatik (belirti veren) veya tekrarlayan desmoid tümörlü 87 hasta alındı.
- Hastalar rastgele iki kola ayrıldı, bir gruba günde 2 kez 400 mg sorafenib verilirken, diğer gruba plasebo verildi.
- Plasebo grubunda hastalığında ilerleme olanların, sorafenib grubuna geçmesine izin verildi.
- Çalışmanın ölçmek istediği birincil sonlanım noktası, araştırması tarafından değerlendirilen progresyonsuz (ilerlemesiz) sağkalım idi. Ayrıca tedaviye objektif yanıt oranları ve yan etkiler de değerlendirildi.
Çalışmanın Sonuçları
- Ortanca takip süresi 27.2 ay olan bu çalışmada 2 yıllık progresyonsuz sağkalım oranı sorafenib grubunda % 81 ve plasebo grubunda % 36 idi. • Hastalara plasebo yerine sorafenib verilmesi, kanserin ilerlemesi veya ölüm riskini % 87 azalttı.
- Çaprazlamadan önce, objektif cevap oranı sorafenib grubunda % 33 ve plasebo grubunda % 20 idi. Tedaviye objektif yanıt veren hastalarda, yanıtlar devam etmektedir.
- Sorafenib alan hastalar arasında en sık bildirilen hafif (1. ve 2. derece) yan etkiler; cilt döküntüsü (% 73), yorgunluk (% 67), hipertansiyon (% 55) ve ishaldir (% 51).

Sonuç
İlerleyici, tedaviye dirençli ve belirti veren desmoid tümörleri olan hastalar arasında sorafenib, progresyonsuz sağkalımı anlamlı ölçüde iyileştirmiş ve kararlı yanıtları önemli ölçüde uzatmıştır. Bu anlamda önümüzdeki dönemde sorafenib, desmoid tümörlerin tedavisi için FDA onayı alabilir.
Mrinal M. Gounder ve ark.
Sorafenib for Advanced and Refractory Desmoid Tumors.
NEJM, 20 December 2018.