Şikayetlerin ve tedavi yan etkilerinin yönetimi, özellikle kronik (süregen) hastalığı olan kişiler için çok önemlidir. Fakat hastaların şikayetleri ve fiziksel bozuklukları, kliniklere geldiklerinde bazen hekimler tarafından tespit edilemiyor. Bunun sonucunda müdahale fırsatları kaçıyor ve örneğin ağrı yeteri kadar azaltılamayabiliyor.

Birçok hastane artık hasta bilgilerini dosyalarda değil elektronik ortamda tutmaya başladı. Tahmin edileceği üzere bunun birçok avantajı var. Hastane otomasyonlarının yıllardır bunu yapabildiği herkesin malumudur. Fakat son yıllarda Elektronik Sağlık Kayıtları (ESK) konusunda dikkat çekici başka bir gelişme var: tedavi sürecinde hastanın aktif rol alması! Bu olgu “öz yönetim” (self-management) veya daha yaygın olarak “hasta tarafından bildirilen sonuçlar” (Patient Reported Outcomes = PRO) olarak adlandırılmaktadır.

Ölçülemeyen Bir Durumu Yönetmek De Zordur

Teknolojideki ve anket metodlarındaki son gelişmeler sayesinde, akıllı telefonlar ile basit ama metadolojik olarak güçlü değerlendirmelerin kullanıldığı “hasta tarafından bildirilen sonuçlar (PRO)” gibi e-sağlık uygulamaları daha iyi hasta bakımı vaad etmektedir. Bu sayede hekimler, şiddetli ağrı, nefes darlığı veya fiziksel aktivitesi azalmış kalp yetmezliği gibi endişe verici şikayetler ya da fonksiyonel bozukluklar hakkında otomatik bildirimler alabilirler. Hasta ziyaretlerinde detaylı şekilde PRO raporlarını inceleyebilir ve o bilgileri kendi ESK notlarına sistem değerlendirmesinin bir parçası olarak aktarabilirler. Bu yaklaşımın, hastaların yaşam kalitesini artırdığı, hasta-hekim ilişkisini geliştirdiği, acile başvuru sayısını azalttığı ve yaşam sürelerini uzattığına dair kanıtlar vardır.

Hasta tarafından bildirilen sonuçlar patient reported outcomes PRO ile hasta takibi self maangeme

Hasta tarafından bildirilen sonuçlar (PRO) sistemini kullanan ve kullanmayan kanser hastalarının acil başvurularının ve yaşam sürelerinin karşılaştırıldığı bir çalışma. Çalışmaya kemoterapi alan 766 kanser hastası dahil edilmiş. Hastaların bir kısmına normal bakım uygulanırken, diğer kısmı şikayetlerini düzenli olarak internet üzerinden kaydeden PRO sistemini kullanmış. Şiddetli veya kötüleşen bulgular hemşirelere e-posta ile bildirilmiş. Sonuçta PRO uygulamasını kullanan hastalar acil servisleri belirgin olarak daha az ziyaret etmiş, bununla birlikte yaşam süreleri daha uzun ve yaşam kaliteleri daha iyi olarak bulunmuş. Hemşireler, hastaların %76’sında telefon tavsiyesi veya yeni reçeteler gibi klinik eylemler ile hastaların şikayetlerine cevap vermişlerdir.

Şu an için dünya genelinde az sayıda hastane başarılı bir şekilde PRO’yu klinik pratiğe entegre etmeyi başarsa da, bu durum giderek yaygınlaşacaktır. Böylelikle hastaların kendi tedavi süreçlerinde aktif rol almaları sağlanarak tedaviye uyumları artacak ve tedavi yan etkilerini azalacaktır. Sonuç olarak tedavi başarısı ve tatminini artacaktır. Bunu sağlamanın ilk şartı da bu uygulamalar konusunda bilgiyi ve gelişmeleri paylaşıp bir farkındalık yaratmaktır.

Hasta tarafından bildirilen sonuçların entegre olduğu elektronik sağlık kayıtları ile daha

Hasta tarafından bildirilen sonuçların entegre olduğu elektronik sağlık kayıtları ile daha iyi bir sağlık hizmeti hedeflenmektedir.