Kanser Tedavisi Sırasında Beslenme ve Egzersiz Nasıl Olmalı?

Kanser Tedavisi Sırasında Beslenme ve Egzersiz Nasıl Olmalı?

Kanser hem bir hastalık olarak insan yaşamını çeşitli yönlerden etkiliyor hem de tedavisi bir dizi olumsuzluklara yol açabiliyor. Bu negatif etkilerin başında beslenme düzensizlikleri ve fiziksel aktivitelerde azalmalar gelmektedir. Kanser hastası bireylerin beslenme şekilleri ve egzersizleri hakkında birçok bilimsel çalışma mevcuttur. Yazıda, bu alanda yapılmış öne çıkan çalışmaların sonuçları özetlenmektedir.

Kanser Tedavisi Sırasında Beslenme – Öne Çıkan Özel Bir Diyet Var mı?

Kanser tedavi sürecinde yaşam kalitesi, tedavi yan etkilerini veya kanser sonuçları iyileştirmek için ketojenik diyetler, düşük karbonhidratlı diyetler, düşük yağlı diyetler, fonksiyonel gıdalar veya aralıklı oruç gibi diyet müdahalelerinin lehinde veya aleyhinde tavsiyede bulunmak için yeterli kanıt bulunmamaktadır.

Kanser tedavisi sırasında hastalarda gıda alımının zamanlamasındaki değişiklikler (aralıklı oruç vs.), diyet kalıpları, makro besin bileşimi (düşük yağlı veya düşük karbonhidratlı diyetler vs.) ve alım miktarındaki değişiklikler dahil olmak üzere çok çeşitli diyet müdahalelerini değerlendiren sistematik incelemeler bulunmaktadır.

Tedavi sırasında özel bir diyete geçmek hastalık sonuçlarını etkilemiyor

Tedavi sırasında beslenme değişikliğinin kanser sonuçları üzerindeki etkisi hakkında çok az sayıda bilgi vardır, ki hatta hiç bilgi yoktur demek de yanlış olmaz. Ek olarak, bu çalışmaların çoğu küçük boyutlu ve genellikle farklı kanser türleri ve evreleri olan 100'den az hastayı içeren çalışmalardır. Sonuçlar ise genellikle kanserli hastalarda hasta tarafından bildirilen veya diğer sonuçlar üzerinde tedavi sırasında beslenme değişikliğinin tutarlı etkilerini göstermede başarısız olmuştur.

Kanser Tedavi Sürecinde Bağışıklık Zayıflayan Hastalar – Nötropenik Beslenme

Nötropeni, bağışıklık sistemine ait beyaz kan hücresinin en yaygın türü olan nötrofillerin azalmasıdır. Bir kişinin nötrofil sayısı, enfeksiyon riskinin önemli bir göstergesidir. Kanser tedavileri – özellikle bazı kemoterapiler – nötropeniye yol açabilir.

Bir kanser hastasının nötropeniye girdiği dönemde daha dikkatli beslenmesi gerektiği düşünülür. Bununla birlikte nötropenik diyetin standart bir tanımı yoktur. Ancak şu bir gerçektir ki, aktif tedavi sırasında kanserli hastalarda enfeksiyonu önlemek için nötropenik diyetler (özellikle çiğ meyve ve sebzeleri hariç tutan diyetler) sıklıkla önerilmektedir. Fakat güncel veriler, nötropenik beslenmenin zararlarının, yararlarından daha fazla olduğunu göstermektedir. 

Çocuklar ve yetişkinler üzerinde yapılan çalışmaları içeren bir analizde, rastgele bir nötropenik diyetle beslenen hastaların %53,7'sinde ve normal bir diyet ile beslenen hastaların %50’sinde enfeksiyon kaydedilmiştir; yani çiğ meyve-sebzeden uzak kalmak enfeksiyon riskini azaltmıyor. Akut miyeloid lösemi için indüksiyon kemoterapisi alan 153 hastanın (yaş aralığı, 17-88) alındığı başka bir çalışmada hastalar, çiğ meyve veya sebze içermeyen bir diyet (pişmiş diyet) ya da taze meyve ve taze sebze içeren bir diyet (çiğ diyet) alacak şekilde 2 gruba ayrıldı. Pişmiş diyetle beslenen hastaların %29'unda ve çiğ diyet alanların %35'inde ciddi enfeksiyon meydana geldi, aradaki fark anlamlı bulunmadı. İki farklı beslenme şekli için hayatta kalma açısından anlamlı bir fark yoktu.

Kanser Tedavisi için Kasıtlı Kilo Verme

Tedavi yan etkilerini veya kanser sonuçlarını iyileştirmek için aktif tedavi sırasında kasıtlı kilo kaybı müdahalelerinin lehine veya aleyhine tavsiyede bulunmak için yeterli kanıt yoktur. Tedavi sırasında kilo kaybının riskleri ve yararlarına ilişkin kanıtlar belirsizliğini korumaktadır.

Mevcut sınırlı kanıtlar, kanser tedavisi sırasında özellikle meme ve prostat kanseri tedavisi gören bireylerde kasıtlı kilo kaybının mümkün olduğunu göstermektedir. Ancak şu anda kasıtlı kilo kaybının aktif tedavi sırasında hastalara önemli fayda sağladığına dair çok az kanıt vardır.

Kanser tedavisi sırasında zayıflama düşüncesi, kanser hücrelerinin beslenmek için şeker moleküllerini kullandığı ve şeker tüketilmezse kanser hücrelerinin büyüyüp çoğalamayacağı iddiasından kaynaklanmaktadır (bakınız Şeker kanseri besler mi? adlı makalemiz). Fakat kanser hücrelerinin şeker dışındaki temel besin öğelerini de kullanabildiği, ayrıca şekeri kesmenin tümörü küçültmede etkili olmadığı bilimsel araştırmalarla gösterilmiştir. Bununla birlikte aşırı yağlanma / obezite ile kansere yakalanma riskinin artması arasında bir ilişki olduğunu öne süren gözlemsel çalışmalardan elde edilen bol miktarda veri göz önüne alındığında, bu alanda daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.

Sonuç Olarak Kanser Tedavisinde Beslenme

Şu anda kanser tedavisinin bir parçası olarak belirli diyet değişikliklerini veya gıdaları desteklemek için çok az veri vardır.

Genellikle çiğ meyve ve sebzeleri sınırlayarak bakteri maruziyetini azaltmaya çalışan diyetler olarak tanımlanan nötropenik diyetler, hematolojik maligniteleri (kan-lenf kanserleri) olan hastalarda ve özellikle kemik iliği nakli geçirmiş bireylerde enfeksiyonu önlemek için uzun zamandır tavsiye edilmektedir. Veriler bu hasta grubunda enfeksiyon riskini azaltmak için nötropenik diyetlerin kullanımını desteklememektedir.

Bu diyetlerin ayrıca hastalar için daha az lezzetli olduğu ve önemli besinleri ve biyoaktif bileşikleri sınırlayabileceği göz önüne alındığında Amerikan Klinik Onkoloji Derneği (ASCO) Uzman Paneli özellikle verilerin şu anda nötropenik diyetin kişilerde enfeksiyon riskinde herhangi bir farklılık göstermediği ve genellikle zararların potansiyel faydalardan daha ağır bastığını iletmiştir.

Sonuç olarak, kanser tedavisi sonrası için olduğu kadar kanser tedavisi sırasında da önerilebilecek en sağlıklı diyetlerin başında Akdeniz diyeti gelmektedir. Bu diyet gibi sebze-ağırlıklı beslenmeyi, sağlıklı yaşamın önemli bir parçası olarak düşünmeliyiz.

Kanser Tedavisinde Egzersiz

Kanser tedavisinin yan etkilerini hafifletmek için aktif tedavi sırasında aerobik ve direnç egzersizi önerilmelidir.

Aerobik Egzersiz Nedir?

Aerobik egzersiz, durmaksızın belli bir süre boyunca ve belli tempoda yapılarak çok miktarda oksijen tüketimi gerektiren sporlardır. Vücudu daha güçlü hale getiren bu aerobik egzersizleri, uzun süreli yapabileceğiniz düşük yoğunluklu egzersizler olarak düşünebilirsiniz.

Egzersiz müdahalelerinin maksimum veya tepe oksijen tüketimi üzerindeki etkisini değerlendiren birbirinden bağımsız birçok çalışmanın dahil edildiği çalışmaların nihai sonuçları birbirleri ile tutarlıydı ve egzersizin, orta ila büyük yarar sağladığını bildirmiştir. Neoadjuvan (ana tedavi öncesi küçültücü) veya adjuvan (ana tedavi sonrası kanser tekrar riskini azaltıcı) tedavi alan hastalarda direnç egzersizi veya aerobik egzersizin etkisini değerlendiren çalışmaları içeren 2019 yılına ait analiz çalışması, egzersizin maksimum oksijen tüketiminde (VO2 max) orta derecede bir iyileşmeye yol açtığını bulmuştur.

Adjuvan kemoterapi ve/veya radyoterapi ile tedavi edilen meme kanserinde, kemoterapi ile tedavi edilen kolorektal kanserde, kemoterapi ile tedavi edilen akciğer kanserinde, radyasyon tedavisi ile tedavi edilen prostat kanserinde ve hematolojik kanserlerde yapılan çalışmaların değerlendirildiği bir başka analizde de kanser tedavisi sırasında egzersizin yorgunlukta orta derecede bir azalma sağladığını bildirmektedir.

Kanser Tedavi Sürecinden Önerilen Egzersiz Programı

Çoğu değerlendirme analizleri, çeşitli egzersiz türleri için uygulama modellerinden ve programlarından elde edilen verileri bir araya getirerek aerobik ve direnç egzersizinin etkilerini ayırt etmeyi veya egzersizin süresini, programını veya yoğunluğunu belirlemeyi sağlamıştır.

Analizler, direnç ve aerobik egzersiz müdahalelerinin bir sonucu olarak yorgunlukta önemli azalma göstermiştir. Son olarak, prostat kanserli erkeklerde egzersizin kuvvet üzerindeki etkisini inceleyen çalışmaların bir değerlendirmesinde, direnç egzersizi ile üst vücut kuvvetindeki değişiklikler arasında anlamlı bir ilişki olduğunu öne sürülmüştür.

Kanser Tedavi Sürecinde Düzenli Egzersizin Faydaları Nelerdir?

Kanser tedavisinde düzenli bir egzersiz programını sahip olmak, yorgunluk hissi dışında bir dizi faktörü etkilemektedir. Egzersiz ile daha iyi bir hal alan başlıca durumlar;

  • Kas kuvveti
  • Fiziksel fonksiyon
  • Depresyon ve anksiyete
  • Vücut kompozisyonu
  • Uyku
  • Kemoterapi yan etkileri
  • Ameliyat yan etkileri
Kas Kuvveti

Tedavi gören prostat kanserli erkeklerde aerobik ve/veya direnç egzersizinin kas kuvveti üzerindeki etkisini değerlendiren çalışmaların analizleri, üst ve alt vücut kuvvetinde önemli ve tutarlı gelişmeler olduğunu göstermektedir. Diğer kanser türlerinde aerobik ve/veya direnç egzersizinin kuvvet üzerindeki etkisine ilişkin kanıtlar daha az tutarlıdır, ancak meme kanserli hastalarda üst ve alt vücut kuvvetinde iyileşmeler rapor edilmiştir.

Fiziksel Fonksiyon

Kanser tedavisi sırasında aerobik ve/veya direnç egzersizi müdahalelerinin etkisini değerlendiren çalışmaların analizleri, kişinin bildirdiği ve nesnel olarak ölçülen fiziksel işlevde küçük ama istatistiksel olarak anlamlı gelişmeler olduğunu göstermektedir.

Depresyon ve Anksiyete

Depresyon ve anksiyete (kaygı) üzerine olan birçok çalışmanın değerlendirildiği analizler, meme kanserli hastalarda kanser tedavisi sırasında egzersizin hem depresyonu hem de anksiyeteyi azaltabileceğini düşündürmektedir. Daha az sayıda çalışma diğer kanser türlerini ele alındı ve sonuçlar kolorektal kanserli, hematolojik maligniteli ve akciğer kanserli hastaların meta-analizlerinde anlamlı fark bulunmadı.

Vücut Kompozisyonu

Prostat kanseri tedavisi alan hastalar üzerine yapılan çalışmaların değerlendirildiği analizler, direnç egzersizlerinin vücut yağ yüzdesini orta derecede azalttığını göstermektedir.

Uyku

Meme kanserinde yapılan iki çalışmanın değerlendirildiği bir analizde, kanser tedavisi sırasında egzersiz müdahaleleriyle uyku bozukluğunda orta derecede bir azalma olduğunu bildirdi. Meme kanserli 301 hasta üzerinde yapılan sistematik incelemede kemoterapi sırasında daha yüksek dozda aerobik egzersizin uyku kalitesini artırabileceği öne sürülmüştür.

Kemoterapi

Kanser tedavisi sırasında egzersiz müdahalelerinin kemoterapinin tamamlanması veya doz yoğunluğu üzerindeki etkisi hakkında nispeten az bilgi mevcuttur. Mevcut az sayıdaki kanıt iki meme kanseri çalışmasından gelmiştir, faydaların olduğu bildirilmiştir.

Ameliyat

Akciğer kanseri, gastrointestinal (mide-bağırsak) veya genitoüriner (genital ve idrar yolları) kanserler için ameliyat edilen hastalarda ameliyat öncesi egzersizin ameliyat sonrası komplikasyonlar ve diğer sonuçlar üzerindeki etkilerini değerlendiren birçok analiz vardır. Özellikle küçük hücreli olmayan akciğer kanserine odaklanan çalışmaların değerlendirildiği 2019'daki iki analiz, ameliyat öncesi egzersizin ameliyat sonrası hastanede kalış süresini azalttığı bildirmiştir.

Onkoloji uzmanları, hastanede kalış süresini ve ameliyat sonrası komplikasyonları azaltmak için akciğer kanseri ameliyatı geçiren hastalara ameliyat öncesi egzersiz önerebilir.

İleri Evre Kanserlerle Yaşayan Bireylerde Egzersiz

İlerlemiş kanserli hastalarda egzersiz güvenliğini ve potansiyel faydalarını değerlendiren literatür nispeten sınırlıdır.

2021 sistematik incelemesi, kemik metastazı olan hastalarda egzersiz müdahalelerinin güvenliğini ve potansiyel faydalarını değerlendirdi. Kemik metastazı olan ve olmayan hastaların bir karışımını içeren gruplar belirlendi. Bireysel çalışmaların bazıları, fiziksel işlev gibi sonuçlarda faydalar bildirdi. Kemik metastazı olan hastalarda bile ciddi yan etkiler nadirdi.

İlerlemiş akciğer kanserli az sayıda hastayı içeren çalışmaların değerlendirildiği başka bir analiz ise egzersiz ile hastalığa özgü sağlıkla ilgili bir iyileşmenin olduğunu bildirdi.

Sonuç Olarak Kanser Tedavisinde Egzersiz

Kanser tedavisi sırasında aerobik ve direnç egzersizi, iyileştirici amaçla kanser tedavisi gören hastalar için iyi belgelenmiş sayısız faydaya sahiptir. Yorgunluk ve duygu durum bozuklukları dahil olmak üzere kanser tedavisinin diğer yan etkilerini de azaltır. Özellikle tedavi gören prostat kanserli erkeklerde gücün korunmasına yardımcı olur. Egzersizin dahil edilmesinin tedavi tolere edilebilirliğini iyileştirebileceğini ve tedavi gören hastalarda zindeliği ve fonksiyonel durumu iyileştirebileceğini düşündürmektedir.

Aktif kanser tedavisi ortamında egzersizin faydalarını değerlendiren literatür farklı programlar, yoğunluklar ve uygulama araçları ile farklı egzersiz biçimlerini değerlendirmiş olsa da sonuçlar tutarlı bir şekilde tedavi sırasında egzersiz yapmanın yorgunluk gibi belirtileri azalttığını göstermektedir. Çalışmalar ayrıca kanser tedavisi sırasında egzersiz müdahalelerine katılan hastalarda tedavi yan etkilerinin azaldığını göstermiştir.

Veriler daha sınırlı olmakla birlikte, egzersiz müdahalelerinin, akciğer kanseri için ameliyattan önce uygulandığında da yararları olduğu görülmektedir. Ameliyat öncesi egzersiz diğer kanserlerde de fayda sağlayabilir ancak şu anda kanıtlar akciğer kanserinden daha zayıftır. Kanserli hastalarda egzersizin yararları göz önüne alındığında, çeşitli kılavuzlar hastalar ve hayatta kalanlar için egzersiz önermektedir.

Sonuç olarak bu kanıtlara dayanarak, egzersiz onkoloji tedavisinin standart bir parçası olarak dahil edilmelidir.

Sağlıktaki Eşitsizlikler ve Beslenme ve Egzersiz Üzerine Etkileri

ASCO klinik uygulama kılavuzları, en yüksek düzeyde kanser bakımı sağlamak için hastalık yönetiminde en iyi uygulamalara ilişkin uzman tavsiyelerini sunsa da birçok hastanın tıbbi bakıma erişimi sınırlıdır. Irk ve etnik köken, yaş, sosyoekonomik durum, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği, coğrafi konum ve sigortaya erişim gibi faktörlerin diyet ve egzersiz davranışının yanı sıra kanser tedavisi sonuçlarını etkilediği bilinmektedir.

Kanser eşitsizlikleri ile ilgili faktörler aynı zamanda hastaların yeterli düzeyde egzersiz yapma, bitki bazlı beslenme tarzı (daha düşük miktarlarda rafine tahıllar, şekerler ve kırmızı ve işlenmiş etler) ve başarılı olma ve başarma yeteneğini de etkiler.

Yaş, ırk ve eğitim gibi sosyodemografik faktörler bu farklılıkları daha da artırmakta ve sosyal hizmet uzmanlarına ve yeterli sosyal desteğe olan ihtiyacı vurgulamaktadır.

Özet

Yakın tarihli bir ASCO araştırması düzenli egzersiz yapmanın, kiloyu sağlıklı bir aralıkta korumanın ve yüksek kaliteli bir diyet tüketmenin önemi kalp-damar hastalıkları, metabolik bozukluklar ve diğer kronik hastalık riskini azaltmada köklü bir değere sahip olduğunu gösterdi.

Kanser bakım sürecinde daha erken yaşam tarzı davranışlarının iyileştirilmesi, hastalar için mevcut literatürde yansıtılmayan daha uzun vadeli faydalar sağlayabilir.

Ancak yayınlanmış literatürü gözden geçirdiğimizde optimal diyet, kilo yönetimi ve egzersiz stratejileri hem akut hem de uzun vadeli yan etkileri azaltmaya odaklanan kaliteli araştırmalarda derin bir boşluk olduğunu göstermektedir.

Gelecekteki araştırmalar daha çeşitli hasta örneklerini içermelidir. En sık çalışılan kanserler olan meme, prostat, akciğer ve kolorektal dışındaki kanserleri olan hastalar immünoterapi tedavisi gören veya metastatik (4. Evre) hastalığı olan hastalarda çalışmalara ihtiyaç vardır. Çalışmaların, tıbbi açıdan savunmasız olanlar üzerinde müdahaleleri test etmesi ve uygunluk kriterlerine dikkat etmesi veya sonuçların sınıflandırılmasına izin verilmesi gerekir.

Özetle, yüksek kalitede kanıt sağlayan çalışmalara bağlılık zorunludur. İncelenen birçok çalışmanın kalitesi düşüktü ve bu da önerilerin zayıf kalmasına katkıda bulundu. Gelecekteki araştırmalar yanlılık riskini azaltan, kafa karışıklığını azaltan, araştırmanın kalitesini ve gelecekteki kılavuzları güçlendirmek için kanıtların kesinliğini artıran yeterli örneklem büyüklüğü ve yöntemleri kullanılarak titizlikle yürütülmelidir.

Son olarak, bazı hastaların tedavi sırasında egzersizin hasta sonuçları üzerindeki etkisinden habersiz olabileceğini ve bazılarının da kanıtlarla desteklenmeyen egzersiz ve beslenme değişikliklerini uygulayabileceğini unutmamak gerekli. Doktorun amacı, kanser tedavisi sırasında egzersizin önemini anlatmak ve sağlıklı yaşam tarzı davranışlarını teşvik eden uygun yönlendirmeler yapmak olmalıdır. Yakın tarihli bir ASCO anketinde, onkologların %84'ü diyet, egzersiz ve kilo yönetiminin faydalarını kabul etmelerine rağmen, müdahaleleri başka bir ekip üyesinin yapması gerektiğini düşündüklerini bildirmiştir.

Jennifer A. Ligibel, Kari Bohlke, Anne M. May, et al. Exercise, Diet, and Weight Management During Cancer Treatment: ASCO Guideline. Journal of Clinical Oncology (August 01, 2022)

Sağlık ve Mutlulukla Kalın...

Sayfada yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Kanser tanısına sahip bir hasta için online muayene randevusu hakkında bilgi almak için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.


İlgili Haberleri


Kanser Geçirenlerde Akdeniz Diyeti Yaşam Kaybı Riskini %30 Azaltıyor

Kanser Geçirenlerde Akdeniz Diyeti Yaşam Kaybı Riskini %30 Azaltıyor

Sesli Haber: 2 Temmuz 2024 tarihinde JACC: CardioOncology dergisinde yer alan araştırmaya göre, Akdeniz diyetine sıkı bir...

Kanser Tedavisinde Besin ve İlaç Etkileşimleri: Temel Bakış

Kanser Tedavisinde Besin ve İlaç Etkileşimleri: Temel Bakış

Kanser hastaları için besin – ilaç etkileşimlerinin farkında olmak, tedavilerin başarılı sonuçları için hayati öneme sahiptir....

Aşırı İşlenmiş Gıdalar, Baş-Boyun Kanseri ile Yemek Borusu Kanseri Riskini Artırıyor

Aşırı İşlenmiş Gıdalar, Baş-Boyun Kanseri ile Yemek Borusu Kanseri Riskini Artırıyor

Gıda tüketim alışkanlıklarımızın sağlığımız üzerindeki etkileri, günümüzde bilim insanları tarafından sıkça incelenen ve halk sağlığı için...

Akdeniz Yaşam Tarzı – Yaşam Kaybı Riskini Azaltan Sadece Beslenme Şekli Değil!

Akdeniz Yaşam Tarzı – Yaşam Kaybı Riskini Azaltan Sadece Beslenme Şekli Değil!

Sadece Akdeniz diyetine uymanın değil, Akdeniz yaşam tarzına bağlı kalmanın tüm nedenlere ve kansere bağlı yaşam...

Hakkımda

Özgeçmişim, kanser tanı ve tedavisine dair çalışmalarım ve ilgi alanlarım için tıklayın.

Prof. Dr. Mustafa Özdoğan Hakkında