
Kanser tedavileri sırasında görülebilen kalp hasarının erken tanısı için bir biyobelirteç keşfedildi
Kanser tedavilerinde az görülen fakat yönetimi zor olan yan etiklerden biri de kardiyotoksisitedir (kalp hasarı). Kanser tedavisi gören hastaların yaklaşık yüzde 25’inde – çoğunlukla hafif derecelerde olmakla birlikte – kalp toksisitesi meydana gelmektedir. Kalpteki bu hasar, kanser hastalarında kronik kalp hastalığına ve prematur (erken) ölümlere neden olmaktadır. Bu bağlamda Journal of the American College of Cardiology’de yayımlanan çalışmada, antrasiklin türü kanser ilacı alan hastalarda, kalp hasarını öngörebilen bir "radyolojik biyobelirteç" keşfedildi. Bu keşif, ilaç ilişkili kalp hasarının erken evrelerde bilinmesini, dolayısı ile kalpteki hasarın engellenmesini ve hastanın klinik durumunun daha iyi yönetilmesini sağlayabilir.
Kanserde kalp sorunları ile ilgilenen ileri uzmanlık dalına kardiyo-onkoloji denir. Kardiyo-onkolojide 3 temel zorluk bulunmaktadır:
- Etkili kanser ilaçlarının sebep olduğu kalp hasarlarının mekanizması net bir şekilde bilinmemektedir.
- Bunun yanında, kalp hasarını erken evrede teşhis edebilecek bir biyobelirteç bulunmamaktadır.
- Son olarak, kardiyotoksisiteye karşı spesifik (özgü) tedaviler halen geliştirilememiştir.
Çalışmada, antrasiklin (doksorubusin) ilişkili kalp toksisitesi için yeni bir hayvan deney modeli geliştirilmiştir. Domuz ve insan kalbi yapısal olarak oldukça benzerdir. Domuzlara, artan dozlarda antrasiklin grubu bir ilaç olan doksorubisin 10 hafta boyunca verilmiştir. Bu stratejiyle, ilacın diğer organlarda birikmeden sadece kalp kaslarında birikmesi sağlanmıştır.
Manyetik rezonans görüntüleme teknoljisi ile birçok parametre haftalık incelenerek, kalp toksisitesinde erken belirti verecek biyobelirteçler incelenmiştir.
- İlgili Konu: Pusulanın keşfi kadar önemli: manyetik rezonans görüntüleme ve fonksiyonel MRG
Araştırma sonuçlarına göre;
Doksorubisinin kalp toksisitesi yapmasına dair en erken kalp manyetik rezonans bulgusu, 6. haftada - yani üçüncü kemoterapi dozundan 2 hafta sonra - T2 gevşeme zamanında uzama idi. Bir başka deyişle, manyetik rezonansın T2 ağırlıklı görüntülerinde kalp kası ödemi görüntüsünün, kalp hasarının bir erken belirtisi olduğu tespit edildi.
Doksorubisin kalp kası hücrelerindeki mitokondri organeline hasar verir ve buna bağlı olarak hücresel düzeyde ödem oluşur. Mitokondriler hücrelerimizin enerji üretim merkezidir ve kalıcı mitokondri hasarı kalp hücrelerinin fonksiyonlarını yerine getirememesine neden olur.
Peki bu çalışma bize ne ifade ediyor?
- T2 ağırlıklı görüntülerde kalp kası ödemi tespit edilmesi (çalışmada buna T2 mapping bozulması denmiştir), antrasiklin ilişki ilaç toksisitesinin erken bir belirteci olabilir. Böylelikle kalıcı kalp hasarı oluşmadan, kanser ilacı güvenli bir seviyeye kadar kullanılabilir. Yani elimizdeki etkili bir kanser ilacını, çok daha hassas bir şekilde kullanabiliriz.
- Bu keşif, yeni kalp koruyucu tedavi yaklaşımlarının geliştirilmesine olanak sağlayabilir.
- Yakın zamanda 100 hastanın katılımıyla bir klinik çalışma planlanmaktadır.
- Bunun yanı sıra kalp hasarı gelişen kişilerde mitokondri transplantasyonu yapılması düşünülmektedir. Bu durum hala başarıyla gerçekleştirilmemiştir. Deneysel çalışmalar devam etmektedir.
Carlos Galán-Arriola ve ark.
Serial Magnetic Resonance Imaging to Identify Early Stages of Anthracycline-Induced Cardiotoxicity.
Journal of the American College of Cardiology, 26 February 2019.