Olağanüstü zamanlar olağanüstü önlemler gerektirir. Bu nedenle, kanser hakkında olduğu kadar hayatımızın yeni gerçeği olan koronavirüse bağlı gelişen COVID-19 hastalığını da her yönüyle araştırmaya ve yazmaya devam ediyoruz. Çünkü ancak doğru ve güncel bilgi ile gerekli önlemleri alabilir ve korkularımızdan kurtulabiliriz... COVID-19 denilince ilk akla gelen konu başlıklarından biri elbette tedavi! Bu yeni hastalığa özgü bir tedavinin olmayışı nedeniyle, hastaları, destek tedavilere ek olarak bir kısmı deneysel olan yöntemlerle tedavi etmeye çalışıyoruz. COVID-19 tedavisinde en tartışmalı ilaçların başında ise uzun yıllardır sıtma tedavisinde kullanılan hidroksiklorokin (Plaquenil) ve bunun daha da eski formu klorokin geliyor. Özellikle Fransız doktorların kullanımı ve şiddetli bir şekilde bu ilacı savunması ile hidroksiklorokin tüm dünyanın gündemine düştü. Bu pandemi döneminde Fransa'da hidroksiklorokin hakkında neler döndüğünü Fransız Dr. Christian Lehmann'ın kaleminden okuyalım:

Bölüm-1

Odadaki Fil

Pandemi günlüğü sosyal izolasyondan hemen önce başladı, şimdiden 4 hafta oldu ve ben henüz odadaki file daha adam akıllı dokunmadım. Bizim filimizin adı Didier Raoult. Beyaz saçlı, yaşlı, görünümde saygıdeğer... Basında bir süredir bir numara, online haberlerdeki manşetlerde sürekli büyük harflerle geçiyor ismi; ümit veriyor, hırslandırıyor. Ve Alain Soral ve Alexandre Benalla aracılığıyla Valerie Boyer'den Donald Trump'a kadar çok sayıda tanınmış halk sağlığı uzmanının ilgisini uyandırıyor!..

didier raoult hidroksiklorokin plaquenil sıtma ilacı koronavirüs covid 19 tedavisi fransız dokt

Her şey 25 Şubat 2020’de, Marsilya’dan bir Fransız mikrobiyoloji profesörünün "Koronavirüs, oyun bitti!" isimli videosunu paylaşmasıyla başlıyor (video yakın zamanda daha alçak gönüllü bir başlığa çevrildi: ‘‘Coronavirüs krizi sona mı eriyor?’’).

Bir grup öğrencinin önünde duran Didier Raoult kameraların karşısında çok önemli bir haber paylaşıyor: ‘‘Çinliler, yeni ilaç aramak ya da aşı bulmak yerine onlara önerdiğim; bilinen, toksisitesi olmayan, eski ilaçların denenmesi yöntemine dayalı olan yeniden konumlandırma (drug repositioning) üzerinde çalışmaktalar ve bu ilaçların arasından etkinliğini günlük 500 mg’lık dozda göstermiş olan ve mükemmel iyileşme sağlayan klorokin tüm koronavirüs pozitif hastalarda önerilmeye başlandı. Süper haberler, muhtemelen en kolay tedavi edilen solunum enfeksiyonu olacak.’’ Bir oda dolusu kahkaha, keyif ve iç rahatlaması ile... Ve ben de bu duyguları kısa bir şekilde ama tümüyle paylaştığımı hatırlıyorum. Zira, tarih 26 Şubat idi ve diğerleri gibi ben de kafa karışıklığı içerisinde o zamanki Fransız Sağlık Bakanı Agnes Buzyn’in söylediklerinin temelsiz olduğunu ve virüsün sadece havalimanlarında alınacak birkaç önlem ile geçip gideceğini düşünmekteydim.

Didier Raoult’u, Point’de bir köşe yazarı olarak biliyordum. Birkaç makalesini okudum ve yalın dilinden ve geleneklere karşı çıkan ikonoklastik görüşlerinden etkilendim, ancak aynı zamanda Mandarin üsluplu sahte ve havalı duruşundan yer yer oldukça rahatsız oldum. Şubat sonunda medikal forumlarda videoyu paylaştım ve Didier Raoult’un iddialarının doğru olması durumunda, bu sihirli silah (klorokin) sayesinde koronavirüsten ucuz yırtacağımızı açıkladım. Aynı günün öğleden sonrası, iki hasta randevum arasında o videoyu (‘’Oyun bitti!’’) tekrar izledim. Bu kadar önemli bir haber nasıl olur da bir Youtube videosu aracılığıyla bana ulaşabilirdi? Çok korktuğumuz pandeminin aslında fazlaca bulunan bir ilaç ile kolaylıkla kontrol edilebileceğini iddia eden uluslararası basın organları; Guardian, Reuters, New York Times makaleleri ve göklere çıkarılan o Çin çalışması neredeydi? İşte, videoyu o ikinci izleyişimde ben de hata yaptığımı farketmeye başladım. Birkaç yıl öncesinde anestezide çalışmış bir hekim olarak, Didier Raoult’un ‘‘hiçbir toksisitesi olmayan iyi bilinen bir ilaç’’ diyişini duyunca bir anda duraksadım. Klorokin, sıtmanın önlenmesi için iyi bilinen bir bileşiktir, bununla birlikte doz aşımı oluştuğu zaman ortaya çıkan ölümcül geri dönüşsüz kardiak (kalp) toksisitesi ile de iyi bilinen bir ilaçtır. Klorokinin hiçbir toksisitesinin olmadığını söylemek ciddi bir hatadır, çünkü hiçbir kanıtın olmadığı şu durumda ‘‘Çinlilerin’’ önerdiği doz normalin tam 5 katı yani 500 mg idi.

Twitter’da video yayılınca hekim arkadaşlarım arasında oldukça rahatsız edici tartışmalar çıktı. O noktada, Didier Raoult’un geçmişi ya da Marsilya Enstitüsü hakkında hiçbir şey bilmiyorduk: ne Agnes Buzyn ve eşinin temsil ettiği Paris aydın kesiminin kendisine olan karşıt tutumunu ne ensititüsünün daha yenice INSERM ve CNRS (Fransız bilimsel denklik kurumları) akreditasyonunu kaybettiğini ne de 1 ay öncesinde koronavirüs ile ilgili yaptığı açıklamaları – ‘‘Koronavirüsün, asla Çin dışına çıkamayacağı ve bununla ilgili endişelerin yersiz olduğu, tüm dünyanın 3 Çinli öldü diye çıldırdığı!’’ gibi açıklamalar.

Bazılarımız, pratisyenler ve acil müdahale ile uğraşanlar, klorokinin toksisitesini iyi biliyorduk ve Twitter’da da sürekli tek söylediğimiz klorokine oldukça dikkatli bir şekilde yaklaşılması gerektiği oldu. Ertesi gün 20 dakikalık bir röportajda Didier Raoult, kendisi aleyhinde konuşanlara fırça çekti ve şunları söyledi: ‘‘Bedhah dedikodular, kimin umrunda! Tüm dünya sinir krizi geçirirken bir ilacın etkinliği 100 kişi üzerinde gösteriliyor ama bazı ahmaklar çıkıp etkinliğin kesin olmadığını söylüyor! Açıkçası, Çin koronavirüsü tedavisinde klorokin kullanmamak tıbbi olarak yanlış bir uygulama olur. Benim gibi Afrika’da yaşamış olan insanlar klorokini her gün almakta. Sıcak ülkelere giden herkes gittiği dönem süresince ve eve döndükten 2 ay sonrasına kadar bunu kullanmıştır. Milyarlarca insan bu ilacı kullandı. Ve maliyeti çok düşük. Aşırı derecede güvenli ve çok ucuz bir ilaç bu. İşte bu yüzden süper haberler bunlar. Bu avantajları öğrenen herkes, bu ilaca başvurmalı.‘’ Artık bu söyledikleri hata olmaktan çıkmıştı, tıbbı vahim bir şekilde kötüye kullanma idi bu! İlaçlar hakkında en ufak fikir sahibi olan hiçbir insan bu kelimeleri, bu kadar rahat kullanamazdı!

Kardiyologlar, anestezi uzmanları, acil hekimleri, aile hekimleri, halk-sağlığı uzmanları kısaca hepimiz alarma geçtik! İlk uyarılarımız rasyonel ve sert bir şekilde oldu. Klorokinin kardiyolojideki toksisitesini yeniden hatırlattık ve Didier Raoult’un diretmekte olduğu mantıktan yoksun bu büyük riske dikkat çektik. Yüz tabletlik kutular ile uzun Afrika seyahatleri için reçete edilen klorokin, çoğu ecza dolabında durmakta. ‘‘Herkes bu ilaca başvurmalı’’ demek, şu acı veren pandemi ortamında, insanların kontrolsüzce kendi kendilerine ilaç kullanmalarını teşvik etmek ve onların hayatlarını tehlikeye atmak demektir. Tutarsız ve bir o kadar da tehlikeli olan bu açıklama, bizleri fazlasıyla rahatsız etmektedir. İnanılmaz! Didier Raoult’un açığa çıkarmış olabileceklerini bir anlığına bile düşünmek istemiyoruz!

Bölüm-2

Klorokin hakkındaki yanıltıcı veriler

Şubat ayının sonu. Paris yakınlarındaki Oise’de, yakın zamanda yurt dışına seyahat etmemiş bir Fransız vatandaşının ölümünü duyuyoruz. Çin'de olup bitenler hakkında endişe duyan doktorlar için kırmızı alarm. Sağlık bakanı Agnes Buzyn'in havalimanlarında yayımladığı bildirimlere rağmen, koronavirüs Fransa topraklarına ulaştı. Kimse bu noktada virüsün nasıl yayılacağını bilmiyor. Ayrıca neredeyse hiç kimse, bundan sorumlu olanlar dışında, Fransa'nın bu kadar kısa sürede maske stoklarını nasıl tamamen tükettiğini bilmiyor. Aslında hekimler, sağlık hizmetlerinin, uzunca bir süredir sadece sağlık personelinin sırtından devam ettiğini biliyordu. Tabi bu sırada bazıları da gelecek olanların ölçeğini değerlendiriyor.

Didier Raoult'un sentetik bir antimalaryal (sıtma ilacı) olan klorokinin muhteşem etkinliği hakkındaki duyurusu muazzam bir rahatlama sağladı, ancak birçok sağlık profesyoneli hemen ardından giderek artan bir şekilde şüphelendi: Raoult ilacın hiçbir toksisitesinin (yan etkisi) olmadığını söylüyor, dikkatlice kullanılması gereken bu ilaca insanların acilen başvurması için çağrıda bulunuyordu. Didier Raoult'un temel aldığı Çin makalesini bulduğumuzda ahmaklaştık. Çünkü çalışmada ciddi hatalar olduğunu anlamak için istatistiksel metodolojide uzmanlaşmış biri olmaya gerek yoktu. Makalede sayısal veri yoktu! Kimse, hangi hastaya ne dozda ilaç verildiğini, hangi hasta tipine ne uygulandığını ya da kaç hastanın iyileştiğini bilmiyordu. Çalışma “hakem incelemesi-peer review” denilen süreçten, yani profesyonel kişiler tarafından gözden geçirilmemişti; yani çalışmanın basit bir duyurudan başka bir etkisi yoktu aslında. Elbette bu kaotik zamanda, kendimize, bu kadar önemli bir haber göz önüne alındığında, Çinlilerin tüm dünyayı bilgilendirmek için mümkün olduğunca çabuk hareket etmek istediklerini söyledik. Didier Raoult’un alçak gönüllü bir şekilde anlattığı ve düzenli olarak tavsiyelerde bulunduğu “dünyanın en iyi virologları” Çinliler de muhtemelen bu keşfin ilk meyvelerine hak kazanmıştı!..

Raoult, Youtube'da, 28 Şubat'ta ‘‘Çinliler neden yanlış olsun ki?’’ isimli garip bir mülakat yayımladı. Görüşmeyi yaptığı muhabiri gözle görünür bir şekilde rahatsız ederek sözlerini sürekli kesmekte. ‘‘Hayır, bana sorman gereken soru bu değil. Bana şunu soruyor olmalısın…’’ İnformal gruplarda doktorlar linki paylaşıyor, yine twitlerde geçiyor link. Gözlerimizi ovuyoruz inanmak istemeyerek. Videoyu yayınlamadan önce profesyonel bir şekilde kesmesini ona alaycı bir şekilde tavsiye ediyoruz. Bir saat sonra video kaybolur ve gerçek bir röportajın yanılsamasını yaratabilecek daha profesyonel bir şekilde geri döner. Ve Raoult hızla, mikrofonlarını Marsilya'ya çevirmeye başlayan basında sergilediği tutumunu değiştiriyor hem de videodaki radikal değişiklikleri hiç kabul etmeden.

Daha dün muhteşem ve mucizevi olan klorokin, bugün sihirle ortadan kayboluyor, bir günde daha az yaygın olan farklı bir ilaç olan hidroksiklorokin (Plaquenil) ile değiştiriliyor. Kimyasal yapısı antimalaryal ilaçlarınkine yakın olmasına rağmen, hidroksiklorokin öncelikle romatoid artrit ve lupus gibi romatolojik hastalıklarda kullanılır. Yani en azından ilaç dolaplarında klorokin kadar yaygın yer almıyor. Ve oldukça gerçek olan kardiyak toksisitesi, klorokininkinden bir miktar daha düşük. Didier Raoult, hidroksiklorokini muazzam bir keşif olarak öne sürüyor ve kendisinin aleyhinde konuşanlarla alay etmek için her zamanki tutumuyla devam ediyor: “Beni eleştiren doktorlar ne benim alanımda uzman ne de benimle boy ölçüşebilecek seviyede.’’ Raoult, sağlıkçıları sert bir şekilde eleştiriyor: onların yalnızca, kriz yönetiminde bataklığa saplanmış yetkililerin emirlerini takip ettiklerini ve ellerini taşın altına sokmaya cesaret edemediklerini söylüyor. Raoult’un direnişçi Galyalı duruşu, sisteme yüksek sesle karşıt bir duruş sergilemesi; umut verdiği kişilerce ve devletin her şeyi açıklıkla söylemediğini anlayabilen kişilerce ve Raoult’u kafalarındaki klişe kahramana benzeten kişilerce takdir ediliyor. Tabi ki burada klişe kahraman, tüm yerleşik düzene ve büyük ilaç firmalarına tek başına karşı çıkan Beyaz Şövalye, ruhsuz karınca orduları tarafından kuşatılan Tıbbın babası Hipokrat!..

Mikrofonlarını ona tutanlar arasında hiç kimse, ona tüm profesyonellerin sorduğu soruyu sormuyor – yani Didier Raoult'un mucize ilacını hangi el çabukluğu ile değiştirdiğini, sadece 48 saat içinde hem de göstere göstere? Ve nasıl oldu da kimse bu el çabukluğunu fark etmedi? Sosyal ağlar üzerindeki imajını böylesine önemli kılan bu adam bir anda, kontrolsüz ilaç kullanmaya bağlı ölüm riskinin farkına varıp, haklı bir şekilde yapılan kamu çağrılarına kulak mı verdi yani?

Toplumdaki bilimsel görüşe ve hükümetlere olan genel güvensizlik ortamı, büyük ilaç firmalarının etkisi ile ilgili orantısız inanışlar bağlamında Dünya Sağlık Örgütü alarm zillerini çalıyor iken her gün hasta sayısı gitgide artıyor ve gerçek bir panik havası hâkim olmaya başlıyor. Didier Raoult da bu sırada Facebook beğenilerini, hayranlarını ve sitelerini yüceltiyor. Ve bizim için de yanlış bilgilerin gerçeklermiş gibi alenen ortaya atıldığı uzunca bir süreç başlıyor ki bu profesör asla yaptıklarını itiraf ederek, telafi edeceği dürüstlüğe sahip olmayacak.

Azıcık bir entelektüel bütünlük dahi Didier Raoult’un sürecin ortasında at değiştirdiğini itiraf etmesini gerektirir. Kendi aleyhinde konuşanların aslında başından beri haklı olduğunu kabul etmesini… (Klorokin intiharlarda sıklıkla kullanılır). Didier Raoult hiçbir şekilde geri adım atmadığı için medya kapsamındaki tüm kazançlarını saklamaya devam ediyor. Marsilyalı bilge adamın destekçileri de tanıklık yapmaya devam ediyorlar. Erkek kardeşleri, kız kardeşleri, amcaları, kuaförünün kayınpederi, sekiz yıldır Afrika'da profesörün ilacını (Hangisi?) alıyor ve hiçbir zaman bir problemleri olmadı; işte bu, onu desteklemeyenlerin yalnızca kıskanç olduğunun gerçek kanıtı veya daha da kötüsü, Raoult’a karşı çıkanların aslında “lobiler” tarafından destekleniyor olması…

Ve yorulmadan temel doğruları tekrarlıyoruz:

  • Evet, klorokin yıllardır mevcut olan bir ilaç,
  • Evet, yaygınca kullanılıyor,
  • Ama başka bir tedavi için kullanılıyor – sıtmanın önlenmesinde,
  • Ve 5 ile 10 kat daha küçük dozlarda,
  • Ve aşırı dozlarda kardiak arreste sebep olur yani kalbimizi durdurur,
  • Ve daha önce hiçbir virüs ile savaşta etkili olmamıştır,
  • Ve bu maddelerin tümü hidroksiklorokin için de geçerlidir.

Aslında tam da tersi!..

Bilimsel metodu savunanların sabırla üstüne bastığı şey aslında, genel kanı ile oldukça çelişmekte, neredeyse duyulmuyor; çünkü onlar, endişeli ve kafası karışık insanlara bir şeyler anlatmaya çalışıyorlar ki bu insanlar güvenlerini ve gelecek umutlarını bir kişiye, o kişinin hiçbir anlamı olmayan iddialarına bağlamış durumdalar...