Amerika bir Türk doktoru konuşuyor. Kırsal bölgede yaşayan Amerikalıları, klinik araştırmalarda denenen geleceğin tedavileri ile buluşturmak için 20 yılı aşkın süreyle çalışan ve bu çabaları ile klinik araştırmalara katılım oranını %3’lerden %30’lara kadar çıkaran bir tıbbi onkolog: Mehmet Sıtkı Çopur!

Tıp eğitimini ülkemizde Hacettepe Tıp Fakültesi’nde 1982 yılında tamamlayan, zorunlu hizmet ve askerlik sonrası 1985-89 yılları arası dahiliye ihtisası yapan, fakat uzmanlığını almadan 1989'da Amerika’ya kabul edilen Dr. Sıtkı Çopur, ABD Chicago’da dahiliye, Ulusal Kanser Enstitüsü'nde (NCI) ise onkoloji uzmanlığını tamamladı.

Hastalarına, "Yarının Tedavilerini Bugünden Sunmak" İçin Gece Gündüz Çalışan Bir Onkolog

23 yıl önce ABD’de tıbbi onkolog olduktan sonra Nebraska Grand Island'daki CHI Health St. Francis Hastanesi’nde çalışmaya başlayan Dr. Sıtkı Çopur’un hastalarının çoğu kırsal kesimde yaşıyordu. Klinik araştırmaların onkolojideki önemini Ulusal Kanser Enstitüsü (NCI) deneyimi sebebi ile iyi bilen Dr. Çopur, hastalarını yeni tedavilerle buluşturmayı kendine amaç edindi.

Yeni ve zorlu hedefine ulaşmak için çalışmaya, bu kırsal bölge hastanesinde klinik araştırma altyapısı oluşturarak başladı. İlk görevi, 150 mil doğudaki, Nebraska'nın en büyük şehri olan Omaha'daki Nebraska Üniversitesi ile akademik bir ilişki kurmaktı.

Kanser Tedavilerinde İlerlemenin En Önemli Bileşeni, Kanser Klinik Araştırmalarıdır

Dr. Sıtkı Çopur, bu konudaki bakış açısını şu sözrlerle ifade etmekte: "Bugünün klinik araştırmaları yarının en iyi hizmetidir. Bu araştırmalar hastalara yeni ilaçlara - henüz onay almadan - erişme şansı sunmaktadır."

Ne yazık ki, çoğu zaman kanser klinik araştırmaları büyük şehirlerdeki akademik merkezlerde erişilebilir haldedir, bu nedenle yerel ve kırsal küçük toplumlardaki hastaların klinik araştırmalara katılmaları zor olmaktadır. Bir tıbbi onkolog olarak, yeniliklerin gerçek dünyadaki topluma uygulanmasını kolaylaştırmak için kanser önleme ve kanser tedavisi klinik araştırmalarına katılımımın gerekli olacağını biliyordu.

Dr. Sıtkı Çopur’un hastalarından biri 75 yaşında emekli bir süpermarket kasiyeri Jean Reimers’tir. Neredeyse iki yıl önce Reimers, 4. evre akciğer kanseri olduğunu öğrendi. Bugün ise Reimers şöyle diyor: "Sadece yaşamıma devam etmiyorum, aynı zamanda kendimi iyi hissediyorum."

Dr. Çopur tarafından bir klinik araştırmaya dahil edilen Reimers, henüz ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) tarafından bile akciğer kanseri için onaylanmamış bir immünoterapi kombinasyon tedavisi aldı.

Reimers’in hikayesi, büyük bir şehideki büyük bir isme sahip akademik bir hastaneden olsa idi belki de sıradışı olmazdı, fakat Reimers, tedavisini bir kırsal bölge hastanesi olan CHI Health St. Francis'te aldı.

Gündüz Tıbbi Onkolog, Gece Akademisyen…

Dr. Sıtkı Çopur, St. Francis Hastanesi’nde 23 yıllık çalışmalarının ardından ekibi ile birlikte Eylül 2018’de Morrison Kanser Merkezi’ne geçti. Yeni hedefini, Morrison Kanser merkezi’ni ABD’nin ve dolayısı ile dünyanın önde gelen kanser merkezleri olan Teksas Üniversitesi MD Anderson Merkezi, Memorial Sloan Kettering Kanser Merkezi ve Mayo Klinik seviyesine çıkarmak olarak belirledi.

Çalışmaları ve hikayesi yakın zamanda Scientific American dergisi ve ASCO Post’ta yayınlanan Dr. Sıtkı Çopur’un adı böylelikle tüm ABD’li onkoloji profosyonelleri ve bilim insanları tarafından duyulmuş oldu.

Dr. Sıtkı Çopur’u birçok meslektaşından ve laboratuvar temelli bilim insanlarından ayıran en önemli fark, çok yoğun hasta pratiğine akademik çalışmaları katmaktır. Bu durumu şöyle ifade etmektedir: "Benim gündüz mesleğim tıbbi onkologluk; gece ise akademisyenliktir… Bütün hafta hasta görüyorum, bu yüzden bilimsel çalışmalarda ilk elden gerçek hastalarımı sundum. Ben siperin gerisinde değil, bizzat içindeyim. Bu deneyimim bana, laboratuvardaki meslektaşlarımın sahip olmadığı eşsiz bir bakış açısı kazandırıyor."

ABD’de klinik araştırmalara en çok hasta alan ekibin başındaki doktor olarak birçok ödüle sahip olan Dr. Sıtkı Çopur, yine en büyük onuru hastalarına veriyor: Klinik çalışmalar sayesinde birçok hastasının yaşamını kurtaran Dr. Çopur, kanserlerin tamamen tedavi edilmekten hala uzak olduğunu kabul ederken, çalışmaları, hastaların yarının onkoloji tedavilere erişebilmelerini sağladı. Hastalarını aile olarak görüyor ve kahraman olarak adlandırdığı hastalarına yardım etmek için yorulmadan çalışıyor. Hastaları için: "Onlarla gurur duyuyorum, çok zorlu yollardan geçiyorlar. Hastalarımın iyileşmesini görmek, yaşamdaki en büyük memnuniyetim." diyor.

Iowa Üniversi’nde tıbbi onkolog olan meslektaşı Dr. Praveen Vikas şöyle diyor: "Çopur tamamen kırsal bir ortamda harika iş çıkardı. Çoğu zaman akademik ortamlarda gördüğümüz üst düzey klinik araştırmaları hastalarına sunabilen eşine az rastlanır bir nadir görülen bir onkoloji hekimidir."