Meme Kanseri Erken Tanısı ve Tedavisinde 6 Zorluk

Meme Kanseri Erken Tanısı ve Tedavisinde 6 Zorluk

Meme kanseri tedavilerinde son yıllarda büyük ilerlemeler kaydedilmiş ve yaşam kaybı oranlarında önemli azalmalar sağlanmıştır. Ancak, 2000'li yılların başında azalma gösteren meme kanseri sıklığı son yıllarda çok hafif bir artış göstermektedir. Öyle ki 2020 Dünya Kanser İstatistikleri’ne göre, yıllık yaklaşık 2,3 milyon yeni vaka ile meme kanseri, akciğer kanserini bile geride bırakarak en sık görülen kanser haline geldi.

Pennsylvania Üniversitesi, Abramson Kanser Merkezi’nden meme kanseri araştırma programı lideri Dr. Angela DeMichale, Aralık 2022’de San Antonio Meme Kanseri Sempozyumu’nda gerçekleşen “Meme Kanseri Tedavisindeki Engeller” (obstacles in breast cancer treatment) adlı bir oturumda, "İyi haber olarak yaşam kaybını oranlarının azalmakta olduğunu ancak hala yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Yaşam kaybı sayısı kadar artan meme kanseri sıklığı sorununu çözmek için hala uzun bir yolumuz var" dedi.

Meme Kanserinde 6 Temel Engel

Meme kanseri tanı ve tedavisindeki zorlukların iyileştirilmesine yönelik çalışmada kritik zorlukların belirlenmesine yardımcı olmak adına meslektaşları ile çalışan Dr. DeMichale, altı ana engele vurgu yaptı.

  1. Daha fazla önleme/erken tanı stratejisi gereksinimi
  2. Yapay zekânın az kullanılması
  3. Hedefe yönelik tedaviler gibi hassas onkolojinin az kullanılması
  4. Klinik çalışmalarda (insan deneyleri) yenilik ihtiyacı
  5. Meme kanserinin alt türlerine dair anlayışımızdaki eksiklik
  6. Araştırma iş birliği, meme kanseri konusunda eğitim ve korunma için teşviklerin ve fonların uyumlu hale getirilemiyor olması

Sadece Son 10 Yılda 20 Yeni İlaç

2012'den bu yana FDA (ABD Gıda ve İlaç İdaresi), meme kanserini tedavi etmek için 20 yeni kanser ilacını onayladı. Her bir yeni kanser ilacının geliştirilmesi yaklaşık 10-15 yıla ve 5-10 milyar dolara mal olduğu düşünülürse, 10 yılda 20 yeni ilaç onayı oldukça dikkat çekicidir.

Münih LMU Üniversite Hastanesi’nden meme kanseri direktörü Dr. Nadia Harbeck, yeni tedavilerin geliştirilmesinin bir yönüyle meme kanserinin kendi başarısının kurbanı olmuş olduğunu söyledi. Tedaviler ve sağkalım iyileştikçe, yeni terapilerin standart terapiye göre karşılaştırılması ve faydasını kanıtlanması daha zor hale geldi. Tedavi rehberleri o kadar hızlı değişmektedir ki, standart tedavi değiştiğinden dolayı klinik çalışmalar bazen yayınlandıklarında eski kalmış olabilir.

Klinikte kullanışlı olması için tasarlanabilen daha fazla gerçek dünya kanıtına ihtiyaç vardır ve bu noktada yapay zekâ yardımcı olabilir.

Nadir Hastalıklar Topluluğu Olarak Meme Kanseri

Meme kanserini tetikleyen birçok risk faktörü vardır ve meme kanseri çok karma bir hastalıktır. Aslında meme kanseri, bir nevi nadir hastalıklar topluluğudur – birçok diğer ana kanser türü gibi.

Artık tüm meme kanserleri için şu biyolojik belirteçler ayrı ayrı değerlendirilmelidir:

  • Hormon reseptörleri (östrojen ve progesteron)
  • HER2 durumu [1 pozitif (+), 2 pozitif (++), 3 pozitif (+++)]
  • Ki67 yüzdesi (%)
  • Grade (derece) 1’den 3’e kadar

Bunların dışında, erken evre meme kanserlerinde tedavi kararları için genetik risk skorları ve ileri evre meme kanserleri için PIK3CA mutasyonu gibi genetik biyobelirteçler önemlidir. Dahası aile öyküsü olanlarda BRCA1 ve BRCA2 gen değişimleri gibi kalıtsal meme kanserleri ilişkili durumların tespit edilmesi de hastalık gidişatını öngörme ve tedavi kararı için oldukça kritiktir.

Meme Kanserinde Likit Biyopsi ile Erken Tanı

Kan, tükürük, idrar veya diğer vücut sıvılarından yapılan analizlerin ortak adı olan kilit biyopsiler, birçok kanser için erken tanı testi olarak çok yoğun bir şekilde denenmektedir. Bununla birlikte likit biyopsiye dayanan erken tanının, düşük riskli tümörlere sahip kişileri ağır tedaviye maruz bırakma riski vardır. Bu testler ile kanser henüz belirti göstermeden uzun süre önce tespit edebileceği öngörülüyor.

İlgili konu: Kanser Tedavisinin En Önemli Sorularından Birine Likit Biyopsi Cevap Olabilir

Yapay Zekâ Her Alanda Olacak

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü, Sağlıkta Yapay Zekâ Kullanım Uzmanı Prof. Regina Barzilay, yapay zekanın önde gelen uygulamalarından olan makine öğreniminin birçok alanda kullanılsa da meme kanserinde pek sık karşımıza çıkmadığını söylüyor. Bu, retrospektif (geçmişe dönük) analizler ve klinik çalışmalardan toplanan biyobelirteç ve diğer faktörlerle ilgili verilere uygulanabilir. Makine öğrenimi genellikle diğer tümör türlerinin biyokimyası ve tek hücre analizine uygulanmakta olduğunu ancak meme kanserinde nadiren uygulandığını ekledi.

Makine öğrenimi, meme kanserinde çok fazla kullanılmamaktadır.

Bunun nedeni, araştırmacıların makine öğrenime ilgisinin olmaması olabilir. Bir başka nedeni ise meme kanseri verilerinin paylaşılmasının kolay olmaması ve yapay zekâ araştırmacıları tarafından kolayca erişilememesi de olabilir. "Birbirleriyle değiştirilebilir verilere yatırım çok önemlidir."

yapay zeka makine ogrenimi derin ogrenme nedir arasindaki farklar 609416

Yapay zekâ, hamilelik, emzirme ve meme kanseri riski arasındaki bağ gibi karmaşık ilişkileri ayrıştırarak kanser riskini artıran faktörleri tanımlama ve modelleme konusunda yardımcı olabilir. Hamilelik, hormon reseptörü pozitif meme kanseri riskini azaltır ancak hormon reseptörü negatif hastalık riskine böyle bir etkisi yoktur, hatta ılımlı bir risk artışı ile ilişkisi olabilir.

Bir başka önemli zorluk da gen değişikliği veya protein ekspresyonu gibi biyolojik özelliklerdeki geniş ölçekli modelleri ölçen “omics” teknolojinin kullanılmamasıdır. Bu, meme kanserinin akciğer veya pankreas kanseri gibi diğer organ/doku kaynaklı tümörlerden ayrı bir varlık olarak kabul edilmesine dayanır.

Fransa, Gustave Roussy Kanser Merkezi’nden Onkoloji Uzmanı Dr. Fabrice André, meme kanserinin metastaz yaptığı zaman biyolojik özelliklerinin değiştiğinin fark edilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Bu aşamada tümörler, kaynaklandıkları organlardan ziyade moleküler özellikleri ile tanımlanmalıdır. Bu yaklaşım, tümörün genetik özelliklerine dayanarak hastalar için kişiselleştirilmiş onkoloji anlamına geliyor.

Tüm Hastalar için Tedaviye Erişimi

Yeni ve etkili tedaviler, hastaların bunlara erişimleri olduğu sürece bir fark yaratabilir. Meme kanserine yönelik tedavi iyileştirme çabalarının da önündeki engellerden biri, sağlık hizmetlerindeki ırkçılık ve eşitsizliklerdir.

Ann Arbor, Michigan Üniversitesi’nden Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. Lori Pierce’in bu konu hakkındaki yorumu şöyle: “Tıpta ırkçılık yapıldığını kabul etmemiz gerekiyor. Bunu kabul ettiğimizde, pratikteki değiştirilmesi gereken şeyleri inceleyebiliriz. Geniş bir perspektiften bakabilir ve bir nüfusta diğerine göre avantaj olan şeyi inceleyebiliriz.”

Dr. Pierce ayrıca, klinik çalışmalara daha az temsil edilen grupların katılımının gerekli olduğunu vurguladı. Örneğin, margetuximab (Margenza), sacituzumab govitecan (Trodelvy), tucatinib (Tukysa), trastuzumab deruxtecan (Enhertu), alpelisib (Piqray) ve talazoparib (Talzenna) adlı altı meme kanseri klinik çalışmasının sadece küçük bir yüzdesinde Siyah, Asyalı ve Hispanik kadınlar yer almaktadır. HER2'yi en iyi hedefleyen antikor ilaç konjugatı olarak kabul edilen trastuzumab deruxtecan için yapılan çalışmanın %51'i Beyaz, %42'si Asyalı, %6'sı Hispanik ve %3'ü Siyahtı. Çok sayıda Siyah kadını etkileyen agresif bir meme kanseri alt tipi olan üçlü/triple negatif meme kanserinde büyük başarı olarak bilinen sacituzumab govitecan için, klinik çalışmalara katılan kadınların sadece %7'si Siyah idi. HER2 pozitif meme kanseri tedavisinde onaylanan margetuximab için ise katılımcı dağılımı %80 Beyaz, %5 Siyah, %6 Asyalı ve %9 Hispanik kadın şeklindeydi.

North Carolina Üniversitesi, Araştırma Konseyi Hasta Sözcüsü olan Patty Spears, azınlıkların klinik çalışmalara katılmayı reddedecekleri gibi bir algının olduğunu, ancak bu doğru olmadığını söylüyor.

“Açıkça gösterilen verilere göre, Siyah, Beyaz, Asyalı veya her ne olursa olsun, hastalar klinik çalışmalara aynı oranlarda katılmak istemektedir. Sisteminizde olmaları ve çalışmalara katılmaları için onları istemelisiniz.”

Türkiye’de ise, yenilikçi tedavi denemeleri olan kapsamlı klinik çalışmalar için çok ayıda başka bariyer bulunmaktadır. Bunların başında, klinik çalışmaların önemine dair farkındalık eksikliği yatmaktadır.

İlgili konu: Kanser klinik araştırmaları neden önemlidir? Bilmeniz gerekenler

Six Obstacles in Breast Cancer Detection and Treatment - Medscape - Dec 27, 2022.

Sağlık ve Mutlulukla Kalın...

Sayfada yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Kanser tanısına sahip bir hasta için online muayene randevusu hakkında bilgi almak için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.


İlgili Haberleri


Meme Kanserinin Gizli Yan Etkisi Uykusuzlukla Mücadelede Yeni Bir Program

Meme Kanserinin Gizli Yan Etkisi Uykusuzlukla Mücadelede Yeni Bir Program

Uykusuzluk: Meme Kanseri Tedavisinin Gizli Yan Etkisi Günümüzde modern meme kanseri tedavileri sayesinde, hastaların %90'dan fazlası kanseri...

TP53 Mutant Meme Kanseri Hastalarında Radyoterapi Sonrası İkincil Kanser Riski

TP53 Mutant Meme Kanseri Hastalarında Radyoterapi Sonrası İkincil Kanser Riski

Radyoterapi, meme kanseri tedavisinde sık kullanılan ve etkili bir yöntemdir. Ancak, bazı genetik varyantlara sahip hastalarda,...

3 Bin Hastalık Büyük Araştırmada Aspirin, Meme Kanseri Tedavisinde Etkili Bulunmadı

3 Bin Hastalık Büyük Araştırmada Aspirin, Meme Kanseri Tedavisinde Etkili Bulunmadı

Aspirin, tarih boyunca pek çok hastalığın tedavisinde ve önlenmesinde kullanılan yaygın bir ilaçtır. Özellikle kardiyovasküler hastalıklar...

Agresif Biyolojiye Sahip İleri Evre Meme Kanserinde de Ribosiklib ve ET Daha Etkili

Agresif Biyolojiye Sahip İleri Evre Meme Kanserinde de Ribosiklib ve ET Daha Etkili

Anahtar Noktalar: Ribosiklib artı endokrin tedavi (ET), hormon reseptörü (HR)-pozitif/HER2-negatif ileri evre meme kanseri olan hastalar için...

Hakkımda

Özgeçmişim, kanser tanı ve tedavisine dair çalışmalarım ve ilgi alanlarım için tıklayın.

Prof. Dr. Mustafa Özdoğan Hakkında