
Meme kanseri tanısı almış anneler ve çocukları
Birçok hastamız, özellikle genç meme kanseri tanılı kadınlar, durumlarını çocukları ile paylaşıp paylaşmama konusunda büyük çekince yaşarlar. Sevdiğiniz birisine kötü bir haber vermek her zaman zordur. Özellikle de bu kişi çocuğunuz ise.
Çocuğunuza kanser olduğunuzu söylemenin zorluğu
İngiltere’nin haftalık hakemli bir dergisi olan The British Medical Journal'da (The BMJ) yer alan bir çalışmada, araştırmacılar meme kanseri tanısı almış 32 anne ile teşhis konulduktan 4 ay sonra görüştü. Görüşmede araştırmacılar katılımcılara tanı aldıktan sonra çocuklarına ne zaman söylediklerini ve konuşmalarının kapsamını sordu.
Bu çalışma sonunda, çocukların beşte birine annelerinin ameliyat olduğu sırada bir bilgi vermediği saptandı. Ayrıca, katılımcıların çoğu, çocuklarına tanıyı ve süreci nasıl anlatacakları konusunda kaygıları olduğunu ve uzman bir sağlık profesyoneli ile bu konuyu konuşmak istediklerini ifade etmiştir.
Anlık çözümlerle gelebilen yanlış anlama
Bir anne olarak kaygılarınızın olduğunu biliyoruz. Her ne kadar vermiş olduğunuz kararların "o anlık" çocuğunuzun iyiliği için verdiğinizi düşünseniz de, bu kararlar uzun vadeli olumsuz sonuçlara sebep olabilir. Meme kanseri tanısı alan annelerin, çocuklarını hastalığı konusunda nasıl bilgilendirmesi gerektiğine yönelik yazımıza gelin birlikte bakalım.
Çocuğunuzu üzememek için ondan kanser olduğunuzu gizlemek anlaşılırdır. Fakat, çocuklar ailede değişen duruma, strese karşı daha duyarlı ve hassastırlar. Çocuğum bilmiyor diyen ailelerin çocukları ile konuşulduğunda çocukların gerçekleri olduğundan daha kötü bir düzeyde algıladıkları gözlemlenmiştir. Açık bir dille çocuğa durumu anlatma, çocuğun kendisini ailede olacak değişimlere hazırlamasında yardımcı olur. Çocukların adapte olma yeteneği biz yetişkinlerden daha başarılıdır. Bu süreç hakkında bilgilenmek kendilerini güvende hissetmelerine yardımcı olur.
Küçük çocuklar da belli derecede anlayabilir ve bu onlara kendilerini güvende hissettirir
Çocuğumun yaşı küçük anlayamaz diye düşünebilirsiniz. Aslında haklı olduğunuz bir nokta var. Çocuğun yaşı, kanser tanısı hakkında neyi ve ne kadar söylemeniz gerektiğine karar vermede önemli bir noktadır. Çok küçük çocuklar bile hücrelerin ne olduğuna ve bazen nasıl “kurallara uymadıklarına” ve gerektiği gibi büyümediğine dair basit açıklamaları kavrayabilirler. Ayrıca, doktorun memenizin kanserin olduğu yerin tamamını veya bir kısmını alması gerektiğini ve ardından özel güçlü ilaçlar kullanarak kanserin vücudunuzdan tamamen gitmesini sağlayabileceğini de açıklayabilirsiniz. Küçük çocuklarda bazı şeyleri daha iyi anlayıp, somutlaştırabilmeleri için bir oyuncak üzerinden anlatma veya görselle destekleme yardımcı olabilir.
Çocuğunuzu stresten ve kaygıdan korumak için kanser tanınızı basit bir hastalık olduğunu söylemeyi düşünebilirsiniz veya geçirdiğiniz ameliyatın küçük bir operasyon olduğunu. Tedavi sürecinin uzunluğunu göz önüne alırsak basit bir hastalık veya ameliyat nasıl oluyor da bu kadar bitmiyor algısı çocukta oluşacak en küçük bir hastalıkta kendisinde de böylesine uzun süreceğini ve zaman zaman çok ağır yan etkileri olacağı kaygısını doğuracaktır. Unutmayınız ki belirsizlik ve beklenenden daha uzun süren her şey kaygı ve strese sebep olur.
Sonuç
Küçük çocukların ayrıntılı bilgiye ihtiyaçları olmasa da dürüstlüğe ve güvenceye ihtiyaçları vardır. Siz durum hakkında doğrudan herhangi bir açıklama yapmazsanız, çocuklar durumu olduğundan daha kötü algılayabilirler. Onlara karşı dürüst olmak, yalnızca bu durumla değil, aynı zamanda hayatın kaçınılmaz olarak getirdiği diğer zorluklarla da yüzleşmede yardımcı olacak bir güven duygusu oluşturur.
Çocuğunuza ebeveyninin kanserini anlatabilmeniz ve ona yardımcı olabilmeniz için bazı tavsiyelere “Çocuklara, anne ya da babasının kanser olduğu nasıl söylenmeli?” yazımızdan ulaşabilirsiniz.
Barnes, J., Kroll, L., Burke, O., Lee, J., Jones, A., & Stein, A. (2000). Qualitative interview study of communication between parents and children about maternal breast cancer. BMJ (Clinical research ed.), 321(7259), 479–482.