Mesane kanseri idrar yollarının en sık görülen kanseridir. Batılı toplumlarda ortanca tanı konulma yaşı 70 civarındadır ve erkeklerde kadınlardan daha sık görülür. Mesane kanserine yakalanma ihtimalini artıran en önemli risk faktörü sigaradır; daha sonra aromatik aminler, mesleksel karsinojen maruziyeti (metal, boya, deri ve tekstil) ve HPV infeksiyonu gelmektedir.

Mesane kanseri belirtileri

Mesane (idrar kesesi) kanserinin en sık görülen belirtisi ağrısız kanlı idrardır (hematüri). Bunun dışında ağrılı işeme, kasık üstünde ağrı, yorgunluk ve kilo kaybı da mesane kanseri belirtileri arasındadır.

Mesane organımız kabaca üç tabakada incelenir

  1. mesanenin iç zarı (üretelyum),
  2. ortada kalın kas tabakası (detrusor kası) ve
  3. dış zar (adventisya)

Mesane kanserinde hastalığın evresi ve dolayısı ile nasıl tedavi edileceği, mesanenin iç zarından başlayan tümörün, ortada bulunan kas tabakasına veya dışarı doğru yayılıp yayılmamasına göre belirlenir. Bu bağlamda bakıldığında mesane kanserlerini 3 aşamada değerlendiririz:

  1. Kas tabakasına ulaşmamış (kasa invaze olmayan) mesane kanseri
  2. Kas tabakasına yayılmış (kasa invaze) mesane kanseri, ve
  3. Metastatik (diğer organlara sirayet etmiş) mesane kanseri

Mesane kanserlerinin %80 civarı tanı anında kas tabakasına ulaşmamış durumdadır. Bu evredeki hastalığın temel tedavisi TUR-M (transüretral rezeksiyon - mesane) dediğimiz, idrar yollarına, ucunda kamera olan bir sistoskop ile girip mesanenin tümör bulunan iç zar bölgesinin kazınmasıdır. Bu kazıma işleminde kas tabakasına ulaşmak son derece önemlidir. TUR-M sonrası patoloji raporunda saptanan tümörün yüzeyel yerleşimli mi yoksa derine uzanım (invazyon) gösterip göstermediği önemlidir. Bununla birlikte TUR yapılan hastaların %50-80’inde hastalık tekrarlar ve %20-25’inde daha invazif hastalığa ilerler.

Erken evre mesane kanseri tedavisi

Mesane kanserlerinde erken evreye rağmen bölgesel olarak hastalık tekrarının (nüks) sık görülmesi, hastalığın yinelemesi açısından bir risk sınıflaması yapılması gereğini doğurmuştur:

  • Düşük riskli mesane kanseri: tanı anında kası tutmayan, TUR sonrası ilk 1 yıl tekrar etmeyen, boyları 3 cm’den küçük olan, 3 veya daha az düşük dereceli (grade) tümöre sahip hastaları ifade eder. Düşük riskli mesane kanserinin tedavisi, tek başına TUR veya TUR ile birlikte tek doz mesane içi kemoterapidir (çoğunlukla mitomisin adlı kemoterapi ilacı).
  • Yüksek riskli mesane kanseri: çok sayıda hastalık tekrarı, 3’ten fazla lezyon veya herhangi biri 3 cm’den büyük mesane içi tümör, yaygın mesane içi tutulum nedeniyle tümörlerin tam olarak çıkarılamaması ve mikroskop altında az farklılaşmış (kötü diferansiye) kanser hücrelerine sahip hastaları ifade eder. Kas tabakasını tutmayan yüksek riskli mesane kanserinin tedavisi, TUR’u takiben mesane için (intravezikal) ilaç uygulamasıdır (BCG veya mitomisin).

Verem aşısı olarak bildiğimiz BCG’nin mesane kanserinde nasıl çalıştığı tam olarak bilinmemekle birlikte, bağışıklık sistemi hücrelerini mesane kanseri hücrelerine karşı aktifleştirdiği düşünülmektedir ve BCG uygulanan hastalarda uygulanmayanlara göre daha az hastalık tekrarı görülür.

Günümüzde bir kanser ilacı olarak kullanılan mitomisin-C, aslında ilk olarak bir antibiyotik olarak keşfedildi. Daha sonra kanser hücrelerini öldürme özelliği keşfedilen ilaç, mesane ve karaciğer kanseri tedavisinde etkinlik gösterdi. Mitomisin-C hücrenin genetik kodunu taşıyan DNA üzerine etki eder; DNA alkilleyici bir ajandır, DNA’da kırıklara neden olarak hücre bölünmesi için gerekli olan DNA kopyalanmasını engeller.

Erken evre mesane kanserinde tedavi sonrası hastalar nasıl takip edilmeli?

Mesane kanserinde risk grubuna göre bu tedaviler uygulandıktan sonra hastalar izleme alınır. Bu izlem çoğu zaman 3-6 ayda bir sistoskopi ve/veya idrarda kanserli hücrelerin taranmasına yönelik sitoloji incelemesidir. Eğer hastalık tekrarlarsa mesane içi tedaviler tekrarlanır. 1-2 kür mesane içi tedavi sonrası direnç gösteren hastalık mesanenin ameliyatla tamamen çıkarılması (sistektomi) tedavi edilebilir.

Kas tabakasını tutmamış, yüksek riskli mesane kanseri tedavisi için Hipertermi

Mesane kanserinde hipertermi-ısı tedavisi, hastalığın tekrarlama ihtimalinin fazla olduğu yüksek riskli mesane kanserlerinde nüks ihtimalini azaltıcı bir yöntem olarak 160 hastayı kapsayan 10 yıllık bir çalışma ile değerlendirildi. Tüm hastalara mesane içi kemoterapi ile birlikte eşzamanlı mikrodalga lokal hipertermi uyulandı. Çalışmanın birincil amacı hastalığın tekrar etmediği süreleri (nükssüz sağkalım) değerlendirmek olarak belirlendi.

Çalışma sonunda;

  • Tüm hastalar değerlendirildiğinde 1 yıllık ve 2 yıllık nükssüz sağkalım oranları %60 ve %47 idi. Bununla birlikte 160 hastanın sadece %4’ünde hastalığın kas tabakasını tutacak şekilde hastalık tekrarı görüldü.
  • Hipertermi uygulamasından önce, 2 veya daha az sayıda TUR uygulananlar, 2’den fazla TUR uygulananlar göre, belirgin olarak daha yüksek bir nükssüz sağkalım süresine sahipti. Bu sonuç hiperterminin erken dönemde uygulanmasının başarıyı artırabileceğini ortaya koydu.

Sonuç olarak kas tabakasını tutmamış yüksek riskli mesane kanseri için, standart tedaviler başarısız olduğunda, mesane içi kemoterapi ile birlikte uygulanan hipertermi, etkili bir tedavi seçeneği olarak karşımıza çıkmaktadır. Özelikle hastalık tekrarlama ihtimali yüksek hastalarda hipertermiyi daha erken dönemde kullanmak düşünülebilir.

Özet

İdrar yollarının en sık görülen malignitesi olan mesane kanseri, bir ileri yaş hastalığı olarak karşımıza çıkmaktadır. Sigara ile yakın ilişkili kanserler arasındadır ve ağrısız kanlı idrar öne çıkan belirtisidir. Tanı anında tüm mesane kanserlerinin %80 kadarı erken evrededir (tümörün henüz kas tabakayı tutmamış olması). Erken evre mesane kanserinin tedavisi, mesanenin içine yerleşen tümörün bir tür cerrahi yöntem olan TUR-M ile derinden sıyrılması ve takiben kalan kanser hücrelerinin yok edilip gelecekte yenileme ihtimalinin azaltılması için idrar kesesi içine kemoterapi ve/veya BCG adlı tüberküloz aşısının uygulanmasıdır. Burada en önemli sorun bu hastalarda yenilemenin sıklıkla görülüyor olmasıdır. Bu nedenle özellikle yüksek riskli hastalarda mesane içine uygulanacak olan kemotrepinin özel bir yöntem olan hipertemik yani ısı oluşturan cihazlar eşliğinde verilmesi ve/veya BCG aşısı ile ardışık tercih edilebilir. Önemli uyarılarımızdan birisi erken evre mesane kanseri tanısı alan ve tedavi olan hastaların yenileme riskinin göz ardı edilmemesi ve hekimlerin takip çizelgelerine uymaları olacaktır.