Prostat kanseri genetik analizi için yapılan en büyük çalışmada, bilim insanları 80'den fazla yeni potansiyel ilaç hedefleri buldular. Genetik verileri ayrıştırmak önceden çok fazla zaman alıyordu ve zordu. Fakat teknoloji gelişmeye devam ettikçe, bu daha hızlı ve daha ucuz bir hale dönüştü. Size aktarmak istediğimiz umut verici araştırmanın konusu, prostat kanserinin arkasındaki genetik buluşların artması ile bireye özgü ve hassas onkoloji ürünü potansiyel tedavilerin geliştirilebilecek olması üzerinedir.

Big Data yani büyük veri, bir insana ve yaşamına dair ham bilgilerin tümünün toplandığı bir okyanustur diyebiliriz. Bir yandan Bid Data’yı kullanabilmek için gerekli araçlar büyük ölçüde gelişmiştir. Bu sayede pek çok sektörde olduğu gibi sağlık ve ilaç alanında da üretkenlik dönemine dair büyük bir gelişme olarak önemli bir yapı taşı niteliğindedir.

Büyük verinin toplanması ve işlenmesi, genetik kod bilgilerinin toplanıp analiz edilebileceği, haritalandırılıp, yeni bir netlik düzeyi sağlamak için kısmen kolaylıkla birleştirilebileceği anlamına gelir.

Nature Genetics'te çalışmalarını yayımlayan ekip, DNA analizi ile prostat kanseri genetiğini incelemek Big Data’yı kullanmıştır. Bu araştırma, Birleşik Krallık'taki Londra'daki Kanser Araştırmaları Enstitüsü tarafından yönetilmiştir.

Prostat Kanseri Tedavisini Zorlayan Nokta

Prostat kanseri, dünya genelinde gelişmiş ülkelerde akciğer kanserinde son erkeklerde en yaygın ikinci kanser türüdür. Sadece ABD’de bu yıl, 164.690 yeni prostat kanseri vakası ve bu hastalık nedenli 30.000 yaşam kaybı olacağı tahmin ediliyor.

Prostat kanserini anlamak ve tedavi etmek için günümüzde elimizde çok sayıda tedavi seçeneği olsa da, hala bazı zorluklar vardır. Örneğin; bir kişide prostat kanserinin nasıl bir seyir izleyeceğini kestirmenin prostat kanseri risk sınıflaması dışında net bir yolu yoktur. Bu da genel geçer bir tedavinin olmadığını, her tedavinin herkeste iyileştirme sağlayamayacağı ve her hasta için en uygun tedaviyi bulmanın zor olduğu anlamına gelmektedir.

Genetik Veri Toplama Denince Akla Big Data Geliyor

Prostat kanserinin genetik temellerini ortaya koymak için araştırmacılar probleme farklı bir açıdan yaklaşmaya karar verdiler. Prostat kanseri olan 112 erkekten genetik bilgileri alarak başka çalışmalardan gelen verilerle birleştirdiler. Toplamda, 930 hastadan numune kullanıldı.

Araştırma ekibi en son Big Data tekniklerini kullanarak prostat kanserinin ilerlemesini hızlandıran ve tedavi geliştirmeye yol açan genetik değişimlere yeni bakış açıları ortaya koydular. Böylelikle hangi genlerin dahil olduğunu anladıktan sonra, bu genlerin kodladığı proteinlerin bir haritasını oluşturabildiler.

Sonrasında makine öğrenimi uyguladılar. Makine öğrenimi (machine learning), istatistik, algoritmalar, bilgi teorisi, ve fonksiyonel analizler gibi çeşitli verilerin bilgisayarlar veya yapay zeka içeren cihazlar yoluyla çıkarımlarda bulunmasıdır.

Makine öğrenimi artık sağlık alanında hastalık teşhisi, kişiselleştirilmiş tedavi, ilaç keşfi ve radyoloji gibi birçok alanda görülmektedir. Bu araştırmada da kullanılan makine öğrenimi ile ilaç keşfiyle ilgili bilgi sağlamaya yardımcı olan canSAR adlı bir veritabanına dönüştürüldü.

Çalışmanın sonucunda bilim insanları keşfettikleri 80 proteinin prostat kanseri için potansiyel ilaç hedefi olduğunu buldu. Bunlardan 11 tanesi mevcut ilaçlarla hedeflenmişti ve diğer 7’si mevcut klinik çalışmalarda bulunan ilaçlar tarafından hedef alınabiliyordu.

Geleceğe Dönük Önemli Adım

Keşfedilen yeni yaklaşımlar, klinikte kullanılmadan önce daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyacaktır. Bununla birlikte bu çalışma ile prostat kanserine yönelik gelişme sağlayan çok sayıda yeni gen bulundu. Dahası, hastalığın biyolojisini nasıl kullanacağımız ve bunun için potansiyel tedaviler geliştirebilmek için çok önemli bilgiler verdi.

Prostat kanseri tedavileri geliştirilirken en çok zorlanılan nokta, bu hastalığın bireyde farklı gelişim göstermesidir. Bu, her hasta için tedavi seçeneklerinden hangisinin en uygun olduğunun kararını vermeyi zorlaştırır. Araştırmacılar hastalığın arkasındaki genetik anlayışın bu araştırma sayesinde büyük ölçüde geliştiğini umuyorlar. Bu bilgi kanserin daha iyi tedavi edilmesine yardımcı olabilir ve umarız ki daha fazla insan hayatta kalabilir.