Prostat Kanseri Yükü

Prostat kanseri dünya çapında erkeklerde en sık görülen ikinci kanser türüdür ve gelişmiş ülkelerde erkekler %70'e varan oranlarda ilerleyen yaşlarda prostat kanseri tanısı almaktadır. Bununla birlikte prostat kanseri tanı oranlarında dünya genelinde ciddi değişkenlik bulunmaktadır. Prostat kanseri tanı sıklığındaki bu global değişkenliği açıklamada kullanılan hipotezlerden birisi çevresel ve yaşamsal faktörlerde gözlenen değişimlerdir. Prostat kanserinin belirlenmiş risk faktörleri arasında ileri yaş, etnik köken ve ailede görülen kanser geçmişi yer almaktadır. Fazla kilo alımı gibi bazı yaşamsal faktörlerin de prostat kanseri riskini arttırdığı söyleyen az sayıda kanıt bulunmaktadır. Güncel bir araştırma, diyet ve egzersiz gibi bazı yaşam tarzı seçimlerinin prostat kanseri ile ilişkili olup olmadığını belirlemeye çalıştı. Bunun için, nedensel ilişkileri etkili bir şekilde tanımladığı düşünülen bir yöntem kullanıldı. Epidemiyolojik çalışmaların çoğu ilişkilendirmeleri tanımlayabilir, ancak tipik olarak hipotez oluşturucu olarak kabul edilir ve hesaba katılmayan veya bilinmeyen çelişkilerden ötürü nedensel ilişkileri destekleyemez.

Çalışmanın Detayları

Maruz kalma ve sonuç arasındaki nedensel ilişkiyi tanımlamak için altın standart; randomize (deneklerin kollara rastgele atandığı), kontrollü bir çalışmadır; ancak bu tür çalışmalar pratik olmayışı, çok maliyetli veya etik dışı olmasından ötürü her zaman mümkün değildir. Bundan dolayı, çalışmada nedensel ilişkileri tanımlamak için geliştirilen alternatif bir yöntem olan Mendel randomizasyonu kullanıldı. Bu çalışmada maruziyet; diyet ve egzersiz gibi belirli yaşam tarzı seçimleri olarak, sonuç ise prostat kanseri olarak belirlendi.

Çalışma Sonuçları

Bu bilimsel çalışma; diyet, kilo, fiziksel aktivite ve prostat kanseri hakkında küresel literatürün sistematik bir koleksiyonu olan 2018 Dünya Kanser Araştırma Fonu (WCRF) Sürekli Güncelleme Projesi'nden (CUP) 22 potansiyel risk faktörünü değerlendirdi. Bu risk faktörlerinden Mendel randomizasyonu analizi sonucu, ikisi diyetle, biri fiziksel aktivite ve biri vücut kitle indeksi (VKİ) olmak üzere toplam 4 risk faktörünün prostat kanseri gelişme riski ile önemli derecede alakalı olduğu gözlemlendi.

Egzersiz, Prostat Kanseri Riskini YARI YARIYA Azaltıyor

Daha yüksek serum demir seviyeleri, daha düşük bir prostat kanseri gelişme olasılığı ile ilişkili olduğu da gözlemlendi. Bir ivmeölçerle ortalama hızlanma olarak ölçülen fiziksel aktiviteye katılım, prostat kanseri gelişme riskinde % 51 azalma ile ilişkilendirildi. Günlük yaşamda; ortalama hızlanma, yürüyüş gibi hafif tempolu egzersizlerle yüksek seviyelerde tutturulabilir. Yazarlar, bu ilişkinin altında yatan mekanizmanın net olmadığını, ancak artan insülin duyarlılığı, azalmış büyüme faktörleri, hormonlar veya bağışıklık sistemindeki değişikliklerden kaynaklanabildiğini belirttiler. Daha yüksek bir VKİ de prostat kanseri riskinde ılımlı bir azalma ile ilişkilendirildi. Ancak bel çevresi / bel-kalça oranı ile prostat kanseri riski arasında bir ilişki görülmedi. Yazarlar bu ilişkinin östrojen üretiminin artmasından ve bu nedenle testosterona maruziyetin azalmasından kaynaklanabileceğini öne sürdüler. Prostat kanserinin testosteron gibi androjenler tarafından uyarıldığı bilinmektedir. Mendel randomizasyon analizi ayrıca agresif prostat kanseri ile ilişkili 22 potansiyel risk faktörünü de değerlendirdi. Gözlemsel çalışmalardan elde edilen bulgularla tutarlı olan agresif prostat kanseri geliştirme riski ile sadece daha uzun boylu olmak anlamlı olarak ilişkiliydi. Yazarlar, bu ilişkinin büyüme sırasında sağlık ve beslenme durumuna bağlı olarak prostat içindeki hormonal mikro-ortamın bir sonucu olabileceğini ileri sürdüler.

Özet

Çalışmanın yazarları, fiziksel aktiviteyi arttıran yaşam tarzı değişikliklerinin prostat kanseri gelişme riskini azaltabileceğini öne sürdü. Bununla birlikte, sağlığın diğer alanları üzerinde olumsuz bir etkiye sebep olabileceğinden ötürü serum demir seviyelerini arttırmak, tekli doymamış yağı azaltmak veya vücut kitle indeksini arttıracak müdahalelerin benimsenmesinde dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. * Not: Mendel randomizasyonunda verilerin yorumlanabilirliğini etkileyebilecek sınırlamalar vardır. Örneğin, pleiotropi adı verilen durum ile maruziyetten bağımsız olarak sonuç etkilenebilir. Ek olarak, bazı Mendel randomizasyonları ilişkiyi tespit etmek için istatistiksel güce sahip olmayabilir. *