Akciğer kanserinin en sık görülen ana alt türü olan küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) tanısı almış hastalarımızın ancak %30’u ameliyata uygundur. Bu hastalarda tümör ameliyatla tam olarak çıkarılmış olsa bile nüks/tekrar ihtimali yüksektir (evre 1’de %50 iken evre III’te > %70). Standart tedavi olarak kullanılan adjuvan (ameliyat sonrası koruyucu) kemoterapi rejimleri ile hastalara sağladığımız 5 yıllık genel sağ kalım katkısı yaklaşık %5 olup, nispeten düşüktür.

Osimertinib (Tagrisso), EGFR mutasyonunu hedef alan, ağızdan hap şeklide kullanılan üçüncü kuşak bir tirozin kinaz inhibitörüdür (TKİ). Şimdiye kadar yapılan araştırmalar ile, EGFR mutasyonuna karşı en etkili seçenek olduğu doğrulanmıştır ve günümüzde metastatik (4. evre) EGFR pozitif hastalarda ilk sıra tedavide sağladığı sağkalım katkısıyla ilk kuşak EGFR-TKI’lerini geride bırakıp FDA onayı alarak klinik kullanıma girmiştir. Bunun üzerine "Osimertinib, daha erken evre akciğer kanserlerinde de etkili midir?" sorusu gündeme gelmiştir.

ADAURA çalışması

Osimertinibin küçük hücreli dışı akciğer kanseri adjuvan tedavisinde etkinliğini gösteren ADAURA çalışması ASCO 2020’ye damgasını vuran çalışmaydı.

adjuvan osimertinib adaura calismasi
  • ADAURA adlı faz III klinik araştırmaya EGFR mutant (exon 19 delesyonu veya L858 mutant) yassı hücreli olmayan küçük hücreli dışı akciğer kanserli (KHDAK), evre IB, II, IIIA opere edilmiş hastalar alındı.
  • Toplam 682 hastanın dahil edildiği çalışmada, Osimertinib 80 mg ile plasebo grubu; hastalıksız sağ kalım, genel sağ kalım, güvenlik ve yaşam kalite skorları açısından karşılaştırıldı.
  • Hastalar adjuvan kemoterapi alıp almamalarından bağımsız çalışmaya dahil edildi. Adjuvan tedavi süresi 3 yıl olarak planlandı.
  • Hastaların evrelere göre dağılımı Evre IB/II/III; %31, %35, %34’tü.
  • Bu hastaların %45’i adjuvan kemoterapi almamış hastalardan oluşuyordu.
  • Evre II ve IIIA hastalardaki ortanca hastalıksız sağkalım süresine, osimertinib alanların yarısından fazlasında hastalık tekrarlamadığı için, ulaşılamazken plasebo kolunda 20.4 aydı. Tüm hasta grubundaki ortanca hastalıksız sağkalım süresine osimertinib kolunda ulaşılamazken plasebo kolunda 28.1 aydı.
  • Faz III ADAURA çalışması, Evre II ve IIIA EGFR mutant KHDAK’nın adjuvan tedavisinde osimertinibin, hastalık nüksünü veya kansere bağlı ölüm ihtimalini %83 azalttığını gösterdi.
  • Ayrıca Evre IB-IIIA hastalarda osimertinib, hastalık nüksünü veya kansere bağlı ölüm ihtimalini %79 azalttı.

Osimertinibin hastalıksız sağkalım faydasının ırk, cinsiyet, evre, sigara kullanımı, adjuvan kemoterapi alıp almamış olmama ve EGFR mutasyon tipinden bağımsız olarak tüm alt gruplarda etkin olduğu görüldü.

Çalışmanın iki yıllık genel sağkalım datası; osimertinib ile %100, plasebo ile %93 idi. Bununla birlikte ortanca genel sağkalım verisine her iki kolda da ulaşılamadı.

Güvenlik ve yan etki verilerine göz atıldığında, ortanca osimertinib kullanımı 22,3 ay iken plasebo kullanımı 18,4 aydı. En sık görülen yan etkiler: ishal, paranişi / tırnak kenarlarıdna iltihab ve cilt kuruluğuydu. Bu yan etkilerin hepsi grade 1-2 (hafif derece) idi.

Grade 3-4 (ciddi) yan etki olarak:

  • Osimertinib alan hastalarda interstisyel akciğer hastalığı %3 (10 hastada),
  • EKG değişikliği, QT uzaması, osimertinib kolunda %7 (22 hastada), plasebo kolunda %1 (4 hastada) gözlendi.
  • Osimertinib kullanımına bağlı ölüm gözlenmedi.

Sonuç & Yorum

Mevcut bu çalışmanın; genel sağkalım verileri, beyin metastaz oranı, yaşam kalite skoru verileri, ek moleküler analizleri devam eden takip sürecinde değerlendirilecek. Çalışma ile ilgili merak edilen noktalar; hasta grupları arasındaki cerrahi farklılıklar, adjuvan kemoterapi almamış hastaların özelliklerinin neler olduğudur. Buradaki eleştirilecek kısım osimertinibin adjuvan kullanım süresidir. Osimertinibin 3 yıllık kullanımı sanırım bundan sonraki süreç içerisinde tartışılacaktır. Bir diğer tartışılması muhtemel konu ise bu hastalarda metastaz gelişmesi durumunda kullanılacak - en azından günümüzde - etkin bir tirozin kinaz inhibitörü veya kemoterapi rejimi olmamasıdır. Bu çalışma EGFR mutant KHDAK’de bir hedefe yönelik tedavinin istatistiksel ve klinik olarak anlamlı katkı sağladığını ortaya koyan ilk çalışmadır. Çalışma osimertinibin metastatik hastalarda olduğu gibi erken evre hastalıkta da etkili olduğunu ortaya koymaktadır. Elde edilen yarar evre III hastalarda daha belirgin olmakla birlikte tüm alt gruplarda izlenmiştir.

ADAURA çalışmasının mevcut sonuçları, opere EGFR mutant KHDAK adjuvan tedavisinde osimertinibin cerrahi sonrası nüks ihtimali yüksek olan hastalarda standart tedavi olacağına işaret etmektedir.