Akdeniz Diyeti ve Akciğer Kanseri

Akdeniz Diyeti ve Akciğer Kanseri

Akciğer kanseri, dünya çapında en sık teşhis edilen ve en sık yaşam kaybına sebep olan kanser olmaya devam etmektedir. Sigara içmek akciğer kanseri için ana risk faktörüdür. Ancak beslenme şeklinin de akciğer kanserine etkisi olabileceğine dair kanıtlar her geçen gün artmaktadır.

Son yıllarda Akdeniz diyetinin, kardiyovasküler hastalıklar ve kanserden koruyucu rolüne odaklanılmıştır. Kanserler arasında da özellikle kolon ve meme kanserinde Akdeniz diyetinin koruyucu olduğu pek çok çalışmayla gösterildi (bakınız kolon kanseri ve Akdeniz diyeti; meme kanseri ve Akdeniz diyeti). Akciğer kanserindeki rolünü araştırmak için de çeşitli araştırmalar yapılmaktadır.

Akdeniz diyetinin bileşeni olan besinlerle yapılan çalışmalar diyetin akciğer kanserindeki rolünü daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir. Akdeniz diyetini kısaca anımsayacak olursak sebze, meyve, baklagil, kuruyemiş ve balık tüketiminin olduğu tam tahıllardan zengin bir beslenme şeklidir. Akdeniz diyeti ve akciğer kanseri ilişkisini inceleyen çalışmalardan birkaçını gelin birlikte inceleyelim.

Akdeniz diyeti, akciğer kanseri riskini azaltır mı?

Bu çalışmalardan biri sigara içmiş veya halen içen ancak akciğer kanserine dair belirti göstermeyen 5203 kişiyle yapılmıştır. Çalışmanın sonucunda araştırmacılar sebze, meyve ve zeytinyağı tüketiminin artmasıyla akciğer kanseri riskinin önemli ölçüde azaldığını bildirmiştir (kaynak 1). Dünya Kanser Araştırma Fonu’na göre sigara dumanı serbest radikaller içerdiğinden ve akciğer epitel hücrelerinde oksidatif DNA hasarına neden olduğundan, diyet antioksidanları (meyve ve sebzeler) özellikle sigara içenler için önemli olabilir.

- İlgili konu: Sigarayı bırakmak için 4 öneri

Bu çalışmada ayrıca kırmızı et ve sakatat tüketiminin artmasıyla akciğer kanseri riski önemli ölçüde artmıştır (1). Bu riski artışı kırmızı ve işlenmiş erlerin sadece yağ içeriğinden değil aynı zamanda karsinojen (N- nitros, heterosiklik aminler ve polisiklik aromatik hidrokarbonlar gibi) maddeler içermesine bağlanmıştır. Bu maddeler genellikle etin pişirme yöntemine bağlı olarak oluşur (bakınız mangalda et pişirme ve kanser).

Bir başka vaka kontrol çalışmasında et tüketimi ile hiç sigara içmeyenler arasında akciğer kanseri ilişkisi araştırıldı. Çalışma hiç sigara içmeyen Çinli kadınlarla yapıldı. Tüketilen etin % 72 'si beyaz et (tavuk veya balık) olmakla beraber et tüketimi ile akciğer kanseri riskinin azaldığı görüldü (2). Bu da bize sigara içmeyen bireylerde balık tüketiminin akciğer kanserine karşı koruyucu olabileceğini düşündürmektedir.

Akdeniz diyeti uzun zamandır daha iyi genel sağlığın ve daha uzun yaşamın sırrı olan en iyi diyet olarak kabul edilmektedir. Bugüne kadar zeytinyağı tüketimi ve akciğer kanseri arasındaki ilişkiyi araştıran çok fazla çalışma yapılmadı. Bunun sebebi zeytinyağının temel yağ olarak kullanıldığı alanların Akdeniz bölgesindeki ülkelerle sınırlı olmasıdır. Ancak İtalya’da yapılan bir vaka kontrol çalışmasında zeytinyağı kullanımı akciğer kanseri riskinin azalmasıyla ilişkilendirilmiştir (3).

Son yıllarda bağırsak bakterileri, probiyotikler ve prebiyotiklerin sağlıktaki rolleri büyük ilgi görüyor. JAMA Oncology dergisinde yakın zamanda yapılan bir analiz, diyet lifi ve yoğurt tüketmenin daha düşük akciğer kanseri riski ile bağlantılı olduğunu gösterdi. Çalışmada özelikle prebiyotik ve probiyotik gıdalara odaklanıldı.

Meyveler, sebzeler, tahıllar ve kuru yemişlerde bulunan diyet lifi, diyetlerimizdeki birincil prebiyotiktir. Probiyotik besinler mikroorganizmalar içerir. En yaygın probiyotik gıdalardan biri yoğurttur (bakınız probiyotiklerin sağlığa yararları).

Bağırsak bakterileri ve akciğer sağlığının bağlantılı olması şaşırtıcı görünse de, bu ilişkinin kanıtları artıyor. Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa ve Asya'dan 1,44 milyondan fazla insanı içeren toplu bir analiz gerçekleştirdi. Yaş, etnik köken, eğitim seviyesi, obezite ve sigara içme durumu gibi akciğer kanserinde rol oynayan diğer faktörleri de hesaba katıldı. Çalışma 8.6 yılda tamamlandı ve bu süre zarfında 18.882 katılımcı akciğer kanseri geliştirdi. Araştırmacılara göre hem lif hem de yoğurt alımı akciğer kanseri riskini azaltıyor. En çok lif tüketenlerin, en az lif tüketenlere göre akciğer kanserine yakalanma riski %17 daha düşüktü. Benzer şekilde, en çok yoğurt tüketenlerin, hiç yoğurt tüketmeyenlere göre akciğer kanserine yakalanma riski %19 daha düşüktü. Az miktarda yoğurt tüketen katılımcıların bile, hiç tüketmeyenlere göre akciğer kanserine yakalanma riski %15 daha düşük bulundu (4).

Lif ve yoğurdun kardiyovasküler hastalık ve mide-bağırsak kanseri üzerinde iyi etkileri olduğunu biliyoruz. Bu çalışma bize yararlı etkilerinin akciğer kanserinde de etkili olabileceğini gösteriyor.

Çalışmanın güçlü yönü büyük miktarda veri ve çok çeşitli faktörleri hesaba katmasıdır. Zayıf yönü ise katılımcıların tükettiği tahıl, meyve ve sebze gibi diyet lifi kaynakları hakkında ayrıntılı bilgiye sahip olmamasıdır. Bağırsak sağlığı ile akciğer sağlığı arasındaki ilişki daha net hale gelse de, ayrıntıları doldurmak için daha fazla çalışma yapılması gerekiyor.

Özet ve sonuç

Sigara ve hava kirliliği ile akciğer kanseri arasındaki güçlü ilişki göz önüne alındığında tümörün diyetle ilişkisi anlamsız görünebilir. Ancak yedikleriniz ve yemedikleriniz, kanser riski de dahil sağlığınız üzerinde güçlü etkilere sahip olabilir. Yapılan pek çok çalışma bize Akdeniz diyetine özgü bazı gıdaların akciğer kanseri riskini azaltmada etkin olduğunu gösterdi. Bu gıdalardan bazılarını tek tek tüketmek yerine doğanın bize sunmuş olduğu bu güzel besinlerin hepsinden yararlanmalıyız. Akdeniz diyetini sadece akciğer kanseri riskini azaltmada etkin olduğu için değil her gün bir yenisi keşfedilen genel sağlık yaraları için de tüketmeliyiz.

1. P. Gnagnarella et al, Red meat, Mediterranean diet and lung cancer risk among heavy smokers in the COSMOS screening study, Annals of Oncology, October 2013

2. Wei-Yen Lim et all, Meat consumption and risk of lung cancer among never-smoking women, Nutrition and Cancer, September 2011

3. Cristina Fortes et all, The protective effect of the Mediterranean diet on lung cancer, Nutrition and Cancer, July 2003

4. Jae Jeong Yang et all, Association of Dietary Fiber and Yogurt Consumption With Lung Cancer Risk, Jama Onkology, October 2019

5. Zi-Yi Jin et all, Raw garlic consumption as a protective factor for lung cancer, a population-based case-control study in a Chinese population, Cancer Prevention Research, July 2013

Sağlık ve Mutlulukla Kalın...

Sayfada yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Kanser tanısına sahip bir hasta için online muayene randevusu hakkında bilgi almak için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.


İlgili Haberleri


Tıbbın Geleceği Bağırsağımız Etrafında Dönüyor – Mikrobiyom Devrimi

Tıbbın Geleceği Bağırsağımız Etrafında Dönüyor – Mikrobiyom Devrimi

Yeni Hastalarımızla Tanışın! Onları göremezsiniz, ama trilyonlarca — belki de katrilyonlarca — organizma her gün muayenehanemize girip...

Kanser Geçirenlerde Akdeniz Diyeti Yaşam Kaybı Riskini %30 Azaltıyor

Kanser Geçirenlerde Akdeniz Diyeti Yaşam Kaybı Riskini %30 Azaltıyor

Sesli Haber: 2 Temmuz 2024 tarihinde JACC: CardioOncology dergisinde yer alan araştırmaya göre, Akdeniz diyetine sıkı bir...

Kanser Tedavisinde Besin ve İlaç Etkileşimleri: Temel Bakış

Kanser Tedavisinde Besin ve İlaç Etkileşimleri: Temel Bakış

Kanser hastaları için besin – ilaç etkileşimlerinin farkında olmak, tedavilerin başarılı sonuçları için hayati öneme sahiptir....

Aşırı İşlenmiş Gıdalar, Baş-Boyun Kanseri ile Yemek Borusu Kanseri Riskini Artırıyor

Aşırı İşlenmiş Gıdalar, Baş-Boyun Kanseri ile Yemek Borusu Kanseri Riskini Artırıyor

Gıda tüketim alışkanlıklarımızın sağlığımız üzerindeki etkileri, günümüzde bilim insanları tarafından sıkça incelenen ve halk sağlığı için...

Hakkımda

Özgeçmişim, kanser tanı ve tedavisine dair çalışmalarım ve ilgi alanlarım için tıklayın.

Prof. Dr. Mustafa Özdoğan Hakkında